Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11430 E. 2023/1139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen kararda hükmedilen tazminat miktarının yeterli olup olmadığı ve kesinleşmiş hususlarda yeniden hüküm tesis edilip edilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu ve bozma kararının amacına uygun olmadığı, ayrıca kesinleşmiş hususlarda yeniden hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/81 E., 2022/165 K.

DAVA TARİHİ : 02.10.2018

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davalı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde de çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve kendisi için aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.01.2020 tarihli ve 2018/770 Esas, 2020/14 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki ilk boşanma davasında verilen davanın reddi kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla süre geçtiği halde ortak yaşamın kurulmadığı, ilk davanın eşine fiziksel şiddet uygulayan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşi ve çocukları ile ilgilenmeyen erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedildiği, kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklardan ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, ...'in velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ... için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile ... için ... olduğu tarihe kadar aylık 350,00 TL tedbir nafakasının, kadın için aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 13.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiş, davacı erkek lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar; davalı kadın da tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 tarih ve 2021/288 Esas, 2021/789 Karar sayılı kararıyla, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı erkek vekilinin ve davalı kadının istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 09.12.2021 tarihli ve 2021/8394 Esas, 2021/9348 Karar sayılı bozma ilâmıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma kararına uyulmasına karar verilerek yeniden boşanma ve diğer fer'îlerine hükmedilmiş; kadının tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 30.000,00 TL maddî, 28.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın temyiz dilekçesinde, tazminatlar ile yoksulluk nafakasının az olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmanın kapsamı dışında kalan hususlar kesinleşmiş olmakla, bozma ilâmına uyulmasına karar veren İlk Derece Mahkemesi kararının bozmanın amacına uygun olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup, bozma ilâmının amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

2. İlk Derece Mahkemesinin 09.01.2020 tarih ve 2018/770 Esas, 2020/14 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiştir. Hükme karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, davalı kadın tarafından da tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmakla; hüküm boşanma, velâyet, kişisel ilişki ve tedbir nafakaları yönünden kesinleşmiştir. Yine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi üzerine, kadın tarafından sadece tazminatların miktarı yönünden temyize başvurulmakla; hüküm kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve vekâlet ücreti yönünden de kesinleşmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükmün boşanma, velâyet, çocuklar lehine hükmedilen nafakalar, kadın lehine hükmedilen nafakalar ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kesinleşmiş olduğu göz önünde bulundurulmaksızın; bozma ilâmı sonrası verilen kararda, kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek yerde, kesinleşen hususlarda yeniden hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının davalı kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı ve kesinleşen hususlarda yeniden hüküm tesis edilmesi yönünden BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.