Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11429 E. 2023/2514 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tazminat ve nafakaların miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü ve ortak çocuğun ihtiyaçları gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin tazminat ve nafakalar konusunda verdiği karar usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/407 E., 2022/1020 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çüngüş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/390 E., 2021/117 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından tazminatların ve nafakaların miktarları ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü tazminatlar ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarları yönünden kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen son karara karşı davacı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı kadının istinaf başvurusu; tazminatlar ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarları yönünden kabul edilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı erkeğin; istinaf edilmeksizin kesinleşen kusur belirlemesine karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; kayınvalidesinin ağır hakaretler ettiğini, kayınbiraderinin üzerine saldırdığını, davalının "sen bize layık değilsin, akşam geldiğimde seni görürsem seni öldürürüm, her şeyi bırak derhal babanın evine git" dediğini, çocuğu almasına izin vermeyip evden kovduklarını, düğünde takılan altınları düğünden birkaç gün sonra davalının sonra veririm diyerek zorla aldığını ve geri vermediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kendisi için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan 22 ayar; 3 burmalı 7 adet altın bilezik, 1 adet set, 15 adet çeyrek altın, 1 adet yüzük, 1 adet küpenin dava tarihi itibariyle değeri olan 30.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, davacının sürekli ailesine hakaret ettiğini, ailesinin yönlendirmesiyle evde huzursuzluk çıkardığını, ziynetleri giderken götürdüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 18.10.2019 tarih ve 2017/63 Esas, 2019/238 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin ve ailesinin davacı kadına hakaret, tehdit ve aşağılamalarda bulunduğu, evden kovduğu, kadın ve ailesinin evliliğin devamı için uğraştığı ancak davalı erkek ve ailesinin birçok kez davacı kadını istemediği, davacı kadını hiçbir yere göndermedikleri, komşu akraba ziyareti yapmasına izin vermedikleri, kadının dışarıya çıkmasına izin verdiği zamanlarda davalı erkeğin ailesinin zaman tuttuğu, eve biraz gecikince kızdıkları, "köyden geldin bir şey bilmiyorsun" diyerek davacı kadını aşağıladıkları, ortak konuta dönmek isediğinde davalı erkeğin ailesinin davacı kadını eve almadıkları, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu belirtilerek kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına ve boşanma neticesinde yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına; yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata; kadının ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden; davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 19.03.2020 tarih ve 2020/153 Esas, 2020/160 Karar sayılı kararı ile ön inceleme ve tahkikat duruşma gününün davalıya usulüne uygun tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmesi ve oluşacak duruma göre bir karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin ve ailesinin davacı kadına hakaret, tehdit ve aşağılamalarda bulunduğu, evden kovduğu, kadın ve ailesinin evliliğin devamı için uğraştığı ancak davalı erkek ve ailesinin birçok kez davacı kadını istemediği, davacı kadını hiçbir yere göndermedikleri, komşu akraba ziyareti yapmasına izin vermedikleri, kadının dışarıya çıkmasına izin verdiği zamanlarda davalı erkeğin ailesinin zaman tuttuğu, eve biraz gecikince kızdıkları, "köyden geldin bir şey bilmiyorsun" diyerek davacı kadını aşağıladıkları, ortak konuta dönmek isediğinde davalı erkeğin ailesinin davacı kadını eve almadıkları; davacı kadının ise eşi bir şey istediğinde evde misafirlerin olduğu ortamda eşini terslediği, küfür etmediği ancak eşine saygısızlık yaptığı, eşinin bir şey istemesi halinde "sen ..., ben yapamam, ben edemem" şeklinde cevap verdiği; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu belirtilerek kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir ve aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına ve boşanma neticesinde yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına; yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata; kadının ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle ; tazminatların ve nafakaların az olduğunu, ziynet alacağı davasının kabulü gerektiğini belirterek; tazminatların ve nafakaların miktarları ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur derecesi, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü ve ortak çocuğun ihtiyaçları göz önüne alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu, ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine; ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına; kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kadının diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminatların ve nafakaların fazla olduğunu belirterek; kararın kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tazminatların ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 ... maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkeğin, kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.