Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11435 E. 2023/2269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı ve davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin hakaret içeren sözleri ve boşanma beyanının tanık beyanıyla ispatlanması, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından yarar kalmaması ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1808 E., 2022/2091 K.

DAVA TARİHİ : 21.11.2019

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/801 E., 2021/295 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 ... maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline sürekli şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, müvekkilini akraba evinde cinsel ilişkiye zorladığını, ayrıldıktan sonraki aşamada üç defa boş ol dediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının aile sırlarını başkalarına anlattığını, müvekkilini eniştesi ile aldattığını, başkasıyla nişanlandığını, sorumsuz davranışlar sergilediğini, kadınlık vazifelerini yerine getirmediğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, kendisinden izinsiz her yere gittiğini, nereye gittiğini sorduğunda sanane diye cevap verdiğini, ilgi ve sevgi göstermediğini, gece yarısı sürekli sakız al gel, çekirdek al gel diye dışarıya gönderdiğini, kadının akrabalarının gelip kadını götürdüğünü, kendisini dövdüklerini, hakaret ettiklerini, kadının akrabası Muhammed'in müvekkilini tehdit ettiğini, uyuşturucu bağımlısı olduğunu sürekli yüzüne vurduğunu belirterek tarafların boşanmalarına ancak davacının maddî taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının ispatlanamadığı, yalnızca davacı tanığı Muhammed'in beyanında davalının davacı ile yaptığı telefon görüşmesinde üç kez "benden boşsun" diye söylediğini ve bunu kendisinin ve diğer aile fertlerinin hepsinin duyduğunu beyan ettiği, diğer tanık Hamdo'nun ise davalının bu söylemini duymadığını beyan ettiği, davacı tarafın başka da dinlenen tanığının bulunmadığı, tanık Hamdo'nun beyanı karşısında tanık Muhammed'in bu beyanının davacının iddiasını ispata yeterli olmadığının değerlendirildiği, davacının diğer iddialarının hiç birinin de tanık beyanları veya başkaca deliller ile doğrulanmadığı, tanıkların diğer vakıalara ilişkin bir kısım beyanlarının davacıdan aktarılanlara ilişkin yani duyuma dayalı olduğu bu nedenle itibar edilemeyeceği, davalının kusurlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kusurlu davranışlarının tanık beyanlarıyla ispatlandığını, davanın kabul edilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin "siz kızınızı satıyorsunuz " diye hakaret ettiği, üç kez benden boşsun diye telefonda söylediği tanık Muhammed'in beyanından anlaşılmasına rağmen bu hususta davalı erkeğe kusur verilmemesinin hatalı olduğu, davalı erkeğin kesin süre içinde herhangi bir delil bildirmediği bu nedenle kadına kusur verilmeyeceği, geçimsizliğe sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından herhangi bir yarar kalmadığı gerekçesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur durumuna göre kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının iddialarının ispatlayamadığını, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 334 üncü, 336 ncı, 355 ..., 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.