"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1538 E., 2022/1537 K.
DAVA TARİHİ : 04.09.2020
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/563 E., 2022/343 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ailesinin sürekli aile içi işlere karıştığını, davalının evlilik birliği süresince daima ailesinin telkin ve yönlendirmeleri ile hareket ettiğini, davalının ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sınır koyamadığını, bu durumu normal karşıladığını, müvekkil kendi ailesi ile irtibata geçtiğinde ise davalının tavır ve psikolojik baskılarıyla karşılaştığını, davalının sürekli takıntılı düşünceleri, huzursuzluk yaratan tavır ve davranışlarının bulunduğunu, davalıya obsesif kompulsif bozukluk teşhisi konulduğunu, doktor tarafından davalıya ilaç yazıldığını, davalının bir süre bu ilaçları kullandığını fakat tedaviyi yarıda kestiğini, bu süreçte ve sonrasında davalı ... deteyları dahi müvekkilinin ailesine bağlayarak müvekkili ile tartışmaya devam ettiğini, davalının maaş dengesini sağlayamadığını, bu sebeple müvekkilinin kredi çekmek zorunda kaldığını, evlilik birliği içinde müvekkilinin evin ve ailenin tüm geçimini sağladığını, ayrıca ev kredisi ödediğini, davalının ise maaşını sadece kendine harcadığını, davalının maaşını ve kişisel harcamalarını dengeleyemediğini, hal böyle iken davalının araç satın almak istediğini ve bu sebeple kredi çektiğini ancak davalının birkaç ... içinde kredi kartı ek hesabında borç miktarının artmaya başladığını, söz konusu borcu bir kaç kez yapılandırmalarına rağmen davalının maaş ve harcama dengesini sağlayamaması nedeniyle müvekkilinin kredi çekmek durumunda kaldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı, müvekkilinin evi terk ettiğini iddia etmiş ise de bu iddianın tamamen asılsız olduğunu, anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların mevcut malların ve borçların bölüşülüp paylaşılmasına karar vermiş olduklarını, anlaşmalı boşanma davasının açıldığı gün tarafların emlakçıya giderek müşterek konutu satılığa çıkardığını ve bu süreçte kimsenin konutta kalmayacağı konusunda mutabık kaldıklarını, cevap dilekçesinde iddia edildiği gibi müvekkilin evi terk etmesinin söz konusu olmadığını, davalının gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının ... süredir müşterek konuttan ayrıldığını, anne ve babasıyla birlikte yaşadığını, bu süreçte evin giderlerine ve ortak çocuğun masraflarına katkı sağlamadığını, davacının ailesinin evlilik birliğine sürekli müdahalede bulunduğunu, davacının annesinin müvekkilin ailesinin ve yakınlarının da bulunduğu ortamlarda müvekkilini sürekli aşağılayıcı ve iğneleyici konuşmalarda bulunduğunu belirterek davanın reddine aksi takdirde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.500,00 T tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara yıllık artış uygulanmasına, müvekkili lehine 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2020 yılının Ramazan bayramından 5-10 gün önce gerçekleşen olay sonrasında tarafların barışarak birlikte yaşamaya başladıkları anlaşılarak önceki olayların affedilmesi yada en azından hoş görü ile karşılanması nedeniyle taraflara kusur olarak yüklenmemesine, barışma olayından bir ... sonra gerçekleşen olay sonrasında tarafların anlaşmalı boşanma sürecine girmelerine ve protokolün gereklerine yerine getirmelerine karşın davalının tekrar anlaşmaya aykırı olarak eve yerleşmesi ve anlaşmalı boşanma davasından feragat etmesi şeklindeki eylemi ile araba için çekilen kredinin davacı eş tarafından ödenmek zorunda bırakılması ve davalı kadının ailesinin evliliklerine müdahalesine kayıtsız kalınması nedeniyle evliliğin çekilmez hale gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacı erkeğin ise dosya kapsamına göre kusursuz olduğu, sabit görülen eylemler nedeniyle ortak hayatın sürdürülmesinin taraflardan beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, ortada müvekkil tarafından açılan ve sonrasında feragat edilen bir anlaşmalı boşanma davası mevcut ise de bu davanın taraflarca şartları ve sonuçları üzerinde müzakere edilip mutabakata varılarak, hukuki destek alınarak, özgür irade ile açılmış bir dava olmadığını, erkeğin oldu bittiye getirerek protokolü kendisine imzalattığını, müvekkilinin açtığı davadan feragat etmesinin kusur olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağını, müvekkiline atfedilen kusurların somut olarak kanıtlanmadığını, boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu, erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının yasal dava ve davadan feragat hakkını kullanmış olmasının kendisine kusur olarak yüklenemeyeceği aksi durumun kabulünün anlaşmalı boşanmaktan her daim vazgeçilebileceğine dair temel ilke ile anlaşmalı boşanmadan feragat edilmesinden sonra dahi önceki olaylara dayanıp şiddetli geçimsizlik nedeniyle dava açılabileceği genel ilkesine aykırılık oluşturacağı, tarafların barışması olayından sonra davalı kadının ailesinin ne şekilde tarafların evliliğine müdahale ettiğinin de açıklanmamış olduğu, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmının, sebep ve saiki açıklanmayan soyut beyanlar olduğu, bazı tanık beyanlarının davacıdan duyum, bazılarının ise eskiye dayalı olaylar olup bu olaylardan sonra beraberlik devam ettiğine göre boşanmaya esas alınmasının da mümkün olmadığı, davanın açılmasından sonra yaşanan ve çocukla kişisel ilişki sürecine dair olduğu anlaşılan olayların da hükme esas alınmayacağı, davalı kadının kusurunun ispatlanamadığı, davanın reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığını, bu sonuca ulaşılmasında davalı kadının kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı görülen davada davalı kadının kusurlu olup olmadığı ve davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.