Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11466 E. 2023/2402 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarlarının yeterliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Velayeti annede olan müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarlarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde yetersiz bulunması nedeniyle, bu hususlarda bozma kararı verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/179 E., 2022/1239 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/758 E., 2019/678 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına , davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, çeşitli bahanelerle evde huzursuzluk çıkardığını, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, davacı-davalıya küsüp aynı evin içinde aylarca konuşmadığını, davacı-davalının ailesine yakınlık göstermediğini, istemediğini, çalışmadığını, evin geçimine katkı sağlamadığını, davacı-davalı hakkında etrafta eve bakmadığı yönünde konuştuğunu bu sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu hareketleriyle temelinden sarsıldığını, eşi ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, geçimlerini sağlamadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, bazı zamanlar eve gelmediğini, bağ-kur primlerini ödemediği için eşi ve çocuklarının sağlık güvencelerinin bulunmadığını, müşterek çocuklardan Ömer ...'u kendisine ait bakkal dükkanında çalıştırdığını, bu nedenle çocuğun eğitim hayatının aksadığını, müşterek çocuk Ömer ...'a fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilini evden kovduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ona hakaret ettiğini, yatağını ayırdığını, müvekkilin altınlarını rızası dışında alarak kendi babasına ev aldığını iddia ederek asıl davanın reddini, karşı davanın boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulü ile müvekkiline iadesine, kadın için 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata, müşterek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin kesilmesine, çocukların velâyetlerinin müvekkiline bırakılmasına, müvekkil için aylık 1.000,00 TL yoksulluk, tedbir çocuklar için aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; kadının, sürekli olarak küstüğü, surat astığı, ... süre aynı evin içinde küs olarak yaşadığı, davacı-davalı ile konuşmayı kestiği, davacı-davalının ailesini müşterek eve istemediği, davacı-davalının müşterek evi geçindirmediği konusunda etrafta konuştuğu, davacı-davalıdan habersiz işlere giderek kazandığı para ile evin geçimine katkıda bulunmayarak kendine ayırdığı, erkeğin ise eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, davalı-davacı ile yatağını ayırdığı, eve geç geldiği, prim borçlarını ödemeyerek davalı-davacı ve müşterek çocukların sağlık güvencesinden mahrum kalmalarına sebep olduğu, müşterek çocuk Ömer ...'u sürekli olarak markette çalıştırdığı, bu nedenle çocuğun eğitim hayatının aksadığı, davalı-davacıya hakaret ettiği, tartışmaları sırasında davalı-davacıyı "s... git" diyerek defalarca evden kovduğu, başkalarının yanında davalı-davacı ile emir verir tarzda konuştuğu, evin fatularalarını ödemediği, tanık Şemsettin'in yanında davalı-davacıdan "salak, geri zekalı" diyerek bahsettiği boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin kadına oranla daha ziyade kusurlu kabul edildiği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetlerinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık ayrı ayrı 325,00 TL tedbir ve 650,00 TL iştirak nafakası ile kadın için aylık 200,00 TL tedbir 275,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Davalı-davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin ispat edilmemesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekilin, kusur tespiti, kadının kabul edilen boşanma davası, velâyet, tazminatlar, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, manevî ve maddî tazminat miktarı, iştirak nafakası miktarları yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının ve çocukları için hükmedilen iştirak nafakası miktarının çocukların yaşamlarını idame ettirecek rakamlar olmadığını beyan ederek açmış oldukları karşı davanın tamamen kabulüne karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının az olup olmadığı, çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 ..., 182 ... ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 27.05.2004 doğumlu ortak çocuk Ömer ...'un ergin olduğunun anlaşılmasına göre, davalı- davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Rana yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları ile Rana için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları ile Rana için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

3, Davalı- davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.