Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11482 E. 2023/312 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, velayet, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarlarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetildiğinde, hakkaniyet ilkesine uygun miktarda olmadığı değerlendirilerek karar, iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı ile 2009 yılında evlendiklerini, müşterek bir erkek çocuklarının bulunduğunu, kansızlık hastalığı olduğunu ve bu hastalığını davalıya söylediğini, davalının ve ailesinin hamileliinde yapılan tahlil sonuçlarından sonra kendisine hastalıklısın, kansersin, neden evlendin, tahsilin yok diyerek sürekli hakarette bulunduğunu, çocuk olduğunda aylarca hastanede kaldıkları halde davalının kendisine ve çocuğa ilgi göstermediğini, boşanacağım diyerek evine gönderdiğini, bir yıl ayrı kaldıktan sonra barıştıklarını, ancak davalının ailesi ile birlikte hakaretlere devam ettiğini, çalışmadığını, ihtiyaçları karşılamadığını, sürekli küserek konuşmadığını, oğluna da annen hasta diyerek hakaret etmesini istediğini, annen hasta diyerek ailesinin yanına gönderdiğini, iki yıldır arayıp sormadığını, çocuğu görmesine engel olmadığını, davalının ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, iddialarının asılsız olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, evlenmeden önce ağır derecede anemi hastası olduğunu sakladığını, riskli hamilelik geçirerek çocuğun hayatını tehlikeye attığını, çocukla ilgilenmediğini, özen göstermediğini, çocuğun kalp rahatsızlığı ortaya çıkınca doktora götürmeye müsade etmediğini, çocuğa yaklaşmasına izin vermeyip tehdit ettiğini, sebepsiz yere evi terk ettiğini, çocuğa kötülediğini, ailesini ve kendisini tehdit edip aşağıladığını, ailesine de saygısının bulunmadığını beyanla boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetin kendisine verilmesine, lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL nafakaya hükmedilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evine harçlık bırakmadığı ve eve pek uğramadığı, evlilik birliğinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, davalının ve ailesinin, davacının hastalığı nedeni ile hakarette bulunduğu, davalının evlilik birliğinin gereği olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu nedenlerle davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, davacı lehine bağlanan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk lehine bağlanan aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 200,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddî tazminatın karar kesinleştikten sonra davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 10.000,00 TL manevî tazminatın karar kesinleştikten sonra davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının düşük olduğunu, bu sebeplerle kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istediğini belirterek nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıya hakaret ve ihmal edildiğine dair delil ve beyanın olmadığını, davacının annesinin duyama dayalı beyanları dikkate alınarak karar verildiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, iş bulduğunda çalıştığını, mal varlığının olmadığını, tazminat, nafaka ve velâyetle ilgili kararın kaldırılarak tazminat ve nafakalar taleplerinin reddine, müşterek çocuğun velâyetin müvekkiline verilmesine karar verilmesini istediğini belirterek kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile nafakalar ve velâyet yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, davacının hastalığı nedeni ile davalının ve ailesinin davacıya hakarette bulunduğu, evine harçlık bırakmadığı, eve pek uğramadığı şeklinde kusurlarının olduğu, ilk derece mahkemesinin evlilik birliği gereği sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması davalıya kusur olarak yüklenilmiş ise de bu durumun cinsel anlamda olmayıp, evliliğin yükümlülüklerini yerine getirmeme ile evi ve ailesiyle ilgilenmemek olarak değerlendirildiği, meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, Mahkemenin kusur tespiti ve davacının boşanma davasının kabul kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı ve herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, davacının boşanma sonucu en azından davalının maddî desteğini yitirdiği, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının uygun olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkek tam kusurlu olduğundan, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının düşük olduğunu, dava dilekçesindeki taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; hakaret ve ihmal edildiğine dair delil ve beyanın olmadığını, davacının annesinin duyama dayalı beyanları dikkate alınarak karar verildiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, iş bulduğunda çalıştığını, mal varlığının olmadığını ileri sürerek, kusur belirlemesi, velâyet, nafaka ve tazminat kararlarının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

4. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 2010 doğumlu ...'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının, iştirak nafakasının miktarı ile maddî ve manevî tazminatın miktarları yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde davacıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.