Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11506 E. 2023/2481 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kadına tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri ile manevi tazminat talebinin reddine ilişkin istinaf incelemesinin temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirilerek usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1015 E., 2022/1645 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/613 E., 2021/60 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davanın kısmen kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek dava dilekçesinde özetle; 2000 yılında cezaevine girdiğini, 2008 yılında tahliye olduğunu, cezaevinden çıktıktan sonra düzenli bir işinin olmadığını, gündelik işlerde çalıştığını, eşinin bu durumdan memnun olmayıp hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, çocukları kendisine karşı doldurup görüşmelerine engel olduğunu, sürekli kendisini rencide ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı davalı erkek birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; kadının ortak çocukları kendisine karşı doldurduğunu, çocukların kendisi ile konuşmadığını, hiç bir suçunun olmadığını, kadının kendisini sürekli rencide ettiğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, davacı erkeğin cinayet suçu nedeniyle cezaevine girdiğini, bu süreçte evin ve çocukların tüm ihtiyaçlarını müvekkili tarafından karşılandığını, tahliye olduktan sonra da evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, hayatında başka kadınlar olduğunu, müvekkilini tehdit ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı davacı kadın birleşen davada, dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin 2000 yılında başka bir kadın ile ilişki yaşadığını, bu kadını öldürmesi nedeni ile cezaevine girdiğini ve 8 yıl cezaevinde kaldığını, bu süre zarfında eve ve çocuklara müvekkilinin baktığını, 2008 yılında davalı erkeğin cezevinden çıktığını, buna karşın çalışmadığını eve bakmadığını, müvekkilinin çocukları tek başına büyüttüğünü, erkeğin aile yaşantısına hiç bir katkısının olmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini ve müvekkili yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evli iken erkeğin cezaevine girdiği, ... zaman cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olduğu, tahliye olduktan sonra tarafların bir arada yaşamaya devam ettikleri, erkeğin sürekli çalışmadığı, evlilik birliğinin giderlerine katılmadığı, müşterek konutun ihtiyaçlarının kadın tarafından karşılandığı, erkeğin evi nedensiz olarak terk ettiği, tarafların tekrar bir araya gelmediği, evlilik birliğinin devamında taraflar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği ve temelinden sarsıldığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına erkeğin eylemlerinin neden olduğu, erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, tarafların ekonomik durumları ve boşanma nedeniyle kadının ekonomik geleceğinin etkilenmediği, kişilik haklarının zedelenmediği gerekçesi ile davacı davalı erkeğin davasının reddine, davalı davacı kadının davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı davacı kadının tedbir, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı davacı kadın yararına 3.000,00 TL maddî tazminata, davacı davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili tarafıdan istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, müvekkilinin çalışmadığını, geliri olmadığını, manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkiline nafaka verilmesi gerektiğini belirterek reddedilen nafaka ve manevî tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği erkeğin boşanmaya neden olan kusurlarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, dosyada davalı-davacı kadının kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek erkekten kaynaklanan başkaca maddî bir hadisenin varlığını gösteren bir delilin de bulunmadığı, manevî tazminat koşullarının kadın yararına gerçekleşmediği nazara alındığında davalı-davacı kadının manevî tazminat isteğinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, buna karşın boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 185 ... maddesinin 3 üncü fıkrası ve 186 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde isteğin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kadın yararına dava tarihinden başlamak üzere tedbir nafakasına hükmedildiği boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği şartının gerçekleştiği, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin ... görülmediği, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden başlamak üzere tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı davacı kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile davalı davacı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davalı davacı kadının sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı davalı erkek tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının iddialarının dayanaksız ve mesnetsiz olduğu, kadının taleplerinin yersiz olduğunu, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin dosyayı yeterince incelemediğini belirterek aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, müvekkilinin kişilik haklarına saldırının sabit olduğu, müvekkilinin çekmiş olduğu elem ve ızdırap nedeniyle manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında davalı davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ile, erkeğin kesinleşen kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği, davalı davacı kadın yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Durkadın'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Remzi'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.