"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1538 E., 2022/1634 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/344 E., 2021/543 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı- davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; eşinin akıl hastası olduğunu, olmadık şeyler hayal ederek kendisine fiziksel ve psikolojik işkence uyguladığını, bir çok kez kendisini darp ettiğini, evden kovduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı davalı kadın birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın tamamen asılsız, yersiz ve mesnetsiz olduğunu, aralarında görülen boşanma davasında cevap dilekçesi sunamadığı için davalı davacı erkeğin bu davayı açtığını, derdestlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, erkeğin sadakatsizlik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, evden ayrılma sebebinin erkeğin kendisine küfür ve hakaret ... sözler sarf etmesi ve kendisini tehdit etmesi olduğunu, annesinin evine sığındığı, daha sonra İstanbul İlinde ikamet eden kızı Merve Ahlatcıoğlu'nun yanına gittiğini, eşinin psikolojik sorunlarının bulunduğu ve akıl sağlığının yerinde olmadığını bu nedenlerle kendisine iftira attığını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı erkek vekili birleşen dosyada dava dilekçesinde özetle; davacı davalı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları sebebiyle müvekkili ile aralarında tartışma yaşandığı ve kadının bu tarihten itibaren müşterek konutu terk ederek gittiğini, kadının açtığı boşanma davasında iddia ettiği olayların gerçek dışı olduğu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı davalı kadının eşinin akıl hastalığına ilişkin iddiaları sebebiyle alınan 05.03.2020 tarihli rapora göre, erkeğin psikiyatrik bir rahatsızlığının bulunmadığı, fiil ehliyeti ve ayırt etme gücünün bulunduğu, tanık beyanlarına göre de aksi yönde bir kanaat uyandıracak görgüye dayalı bilgi bulunmadığı, tanık beyanlarına göre erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadına "o..pu" dediği, "hayvansın, salaksın" şeklinde hakaret ettiği, buna karşın dosyaya davalı davacı erkek tarafından sunulan telefon içeriği, mesajlar ve GSM operatörlerinden celp edilen telefon dökümleri incelenerek hazırlanan bilirkişi raporu ve bunlarla uyumlu bulunan tanık beyanlarına göre kadının mesajlaşmak suretiyle sadakat yükümüne aykırı davranışlarda bulunduğu, tüm açıklanan bu hadiseler karşısında, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, dava ve birleşen davanın kabulü gerektiği taraflar eşit kusurlu kabul edildiğinden, maddî ve manevî tazminata ilişkin şartların oluşmadığı, boşanama davası açılınca hakimin davanın devamı süresince eşlerin geçimine ilişkin önlemleri re'sen alması gerektiği, bir işte çalışmayıp herhangi bir geliri de tespit edilemeyen kadın yararına dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere tarafların gelir durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi gözetilerek tedbir nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine, davacı davalı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek hakkında tek hekim tarafından düzenlenen raporu kabul etmediklerini, akıl hastalığının evliliği çekilmez hale getirip getirmeyeceğine ilişkin kurul raporunun alınması gerektiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, hükme esas alınan cep telefonunun davalı davacı erkeğe ait olduğunu, müvekkilinin kullanmadığını, müvekkilinin kullandığı telefondan, yoğun, olağan dışı yahut gece vakti görüşme olmadığını, ortak çocuk Selçuk'un taraflı beyanda bulunduğunu, ortak hanede yaşamadığını belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir nafakasının miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının geçmişten beri sadakatsiz olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığını, müvekkili aleyhine hükmedilen tedbir nafakasının yüksek olduğunu, müvekkili yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği belirterek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre; erkeğin eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının da başka bir erkekle samimi mesajlaşmaları ve bir çok telefon görüşmeleri olduğundan, ... sarsıcı davranışlarının bulunduğu, meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kusur tespitinin ... olmadığı, boşanma davalarının kabul kararının ... olduğu, Kastamonu ... Hastanesi'nin 05.03.2020 tarihli raporunda; "Mehmet Ahlatçıoğlu'nun muayenesi sonucu psikiyatrik rahatsızlığının bulunmadığı, fiil ehliyeti, ayırt etme gücüne sahip olduğunun" belirtildiği, sağlık raporunun denetime elverişli olduğu, psikiyatri uzmanı tarafından düzenlendiği, yapılan işlerde, raporun geçerliliğinde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, kadının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, kardeşi ile birlikte yaşadığı, erkeğin emekli olup aylık 3.000,00 TL maaş aldığı, Kastamonu İl'inde bir adet evi ve arabasının bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının, erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından erkeğin maddî desteğini yitirdiği, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğundan, mahkemenin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi kararın ... olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafaka miktarı da uygun olduğu gerekçesi ile kadının kusur tespiti ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, davacı davalı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, müvekkilinin kusuru bulunmadığı, müvekkiline yüklenen ... sarsıcı davranış kusurunun ispatlanmadığı, talep edilen maddî ve manevî tazminatın tamamına hükmedilmesi gerektiği, tedbir nafakasının çok az olduğu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, müvekkilinin kusuru bulunmadığı, kadının sadakatsizlik eyleminin sabit olduğu, boşanmaya kadının sebebiyet verdiği, kadının nafaka ve tazminat talepleri ile davasının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun hangi tarafta olduğu, davacı davalı kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı davalı davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... ve 371 ... maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 169 uncu maddesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.