Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11512 E. 2023/1211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur durumu, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece toplanan deliller ve uygulanan hukuk kuralları gözetilerek, tarafların boşanmalarına, eşit kusurlu olduklarına, kadına yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ve tarafların tazminat taleplerinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf incelemesi sonucu verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile taraf ehliyeti yönünden hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 1979 yılında evlendiklerini, reşit beş çocuklarının olduğunu, davalı-davacının müvekkiline ve ortak kızına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli çocuklarına, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, ailesinden ve arkadaşlarından uzaklaştırdığını, müvekkilini sosyal hayattan soyutladığını, psikolojik rahatsızlığının olduğunu, şizofreni hastası olabileceğini, tarafların 20 yıldır yataklarının ayrı olduğunu ve erkeklik görevlerini yerine getirmediğini, tarafların aynı evde 11 yıl hiç konuşmadan yaşadıklarını, maddî destek sağlamadığını, ortak çocukları ...'ya ahlaka ve edebe sığmayan sözler söylediğini, özel hayatını ifşa ettiğini, 20 Haziran tarihinde çıkan tartışmada tehdit ettiğini, 7 yıl önce çıkan tartışmada bıçakla saldırdığını ve bunun üzerine müvekkilinin kızları ile ortak evden ayrıldığını, davalı-davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, taleplerini ve karşı davasını kabul etmediklerini, tüm bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili davaya cevap, karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde, davacı-davalının iddialarının asılsız olduğunu,kabul etmediklerini, kadının evlilik birliğinin ilk zamanlarından itibaren kavga çıkaran, müvekkiline ve annesine hakaret ve küfür eden, birlik görevlerini ve anne olmanın gereklerini yerine getirmeyen taraf olduğunu, sebepsiz şekilde evi terk ettiğini, örf ve adete aykırı davranışlarda bulunduğunu, ortak çocuklara da hakaretler edip darp ettiğini, küfrettiğini, evden kovduğunu, en küçük tartışmada tüm eşyaları kırdığını, müvekkilinin aşağılandığını ve onurunun kırıldığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, tüm bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 04/07/2019 tarih ve 2018/194 Esas, 2019/620 Karar sayılı kararı ile; tarafların birbirlerine tartışmalar sırasında ağır sözlerle hakaret ettikleri, her ikisinin de diğer tarafın ailesiyle görüşülmesini istemediği, birlikte yatmaktan diğer tarafı suçlayarak kaçındıkları, birlik görevlerini yerine getirmedikleri, davacı-davalı kadının gece geç saatlere kadar komşu ziyaretleri yaptığı, davalı-davacı erkeğin de eşine tehdit içeren sözler söylediği, tarafların eşit derecede kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kararın kesinleşinceye kadar devamına, davacı-davalı kadın yararına takdir olunan aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, tarafların şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tedbir-yoksulluk nafakası miktarı, reddedilen tazminat talepleri ve davalı-davacının reddedilen tazminat talepleri için nispi vekâlet ücreti verilmesi gerektiği yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2021 tarih ve 2019/2358 Esas, 2021/1548 Karar sayılı kararı ile; davalı-davacı erkeğin kısıtlanması gerekip gerekmediğinin araştırılması gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2022 tarih ve 2021/1188 Esas, 2022/88 Karar sayılı kararı ile; davalı-davacı erkeğin vasi dosyası ile kısıtlanmasını gerektiren bir durum bulunmadığının tespit edildiğini, tarafların birbirlerine tartışmalar sırasında ağır sözlerle hakaret ettikleri, her ikisinin de diğer tarafın ailesiyle görüşülmesini istemediği, birlikte yatmaktan diğer tarafı suçlayarak kaçındıkları, birlik görevlerini yerine getirmedikleri, davacı-davalı kadının gece geç saatlere kadar komşu ziyaretleri yaptığı, davalı-davacı erkeğin de eşine tehdit içeren sözler söylediği, tarafların eşit derecede kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davacı-davalı kadın yararına takdir olunan aylık 400,00 tl yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, tarafların şartları oluşmayan maddî-manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde; davacı-davalı kadın vekili, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tedbir-yoksulluk nafakası miktarı, reddedilen tazminat talepleri ve davalı-davacının reddedilen tazminat talepleri için nispi vekâlet ücreti verilmesi gerektiği yönlerinden, davalı-davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, davacı-davalı yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakası ve miktarı ile reddedilen tazminat talepleri bakımından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarih ve 2022/504 Esas, 2022/860 Karar sayıl kararı ile; Mahkemece tefhim edilen kısa kararda davacı-davalı kadın yararına takdir olunan aylık 600 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine karar verildiği halde, gerekçeli kararda davacı-davalı kadın yararına takdir olunan aylık 400 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

E.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların birbirlerine tartışmalar sırasında ağır sözlerle hakaret ettikleri, her ikisinin de diğer tarafın ailesiyle görüşülmesini istemediği, birlikte yatmaktan diğer tarafı suçlayarak kaçındıkları, birlik görevlerini yerine getirmedikleri, davacı-davalı kadının gece geç saatlere kadar komşu ziyaretleri yaptığı, davalı/davacı erkeğin de eşine tehdit içeren sözler söylediği, tarafların eşit derecede kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının aradan geçen zaman nazara alınarak bir önceki celse oturum tarihi itibariyle (27.01.2022) aylık 600,00 TL'ye çıkarılması suretiyle davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, davacı/davalı kadın yararına takdir olunan aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, tarafların maddî-manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı, reddedilen tazminat talepleri, davalı-davacının reddedilen tazminat talepleri sebebiyle nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, davacı-davalı yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakası ve miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.11.2022 tarihli ve 2022/1388 Esas, 2022/1708 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, davacı-davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve mal varlığı bulunmayan, boşanmakla yoksulluğa düşecek olan kadına yoksuluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılan tarafların maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddine karar verilmesinde, boşanmanın eki niteliğindeki nafaka veya tazminatların reddi sebebiyle vekâlet ücretine hükmedilmemesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı ve kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı vekili, davalı-davacının müvekkiline fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaretler edip tehdit ettiğini, erkeklik görevlerini yerine getirmediğini, tam kusurlu olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının günü şartlarına göre çok düşük olduğunu, maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı vekili, davacı-davalının müvekkiline ve annesine hakaret ettiğini, ahlak dışı söylemlerde bulunduğunu, yatağını ayırdığını, psikolojik şiddet uyguladığını, evi terk etmekle tehdit edip sebepsiz ortak konutu terk ettiğini, ağır kusurlu olduğunu, maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulü, kadın lehine nafakalara hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, taraflar yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının olup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.