Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11518 E. 2023/2476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasının kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin varlığının tanık beyanları ile sabit olduğu, davacı kadının boşanma davası açmakta haklı olduğu ve bu durumda eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün olmadığı değerlendirilerek istinaf başvurusunun kabulü ile boşanmaya karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/773 E., 2022/1573 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/430 E., 2021/251 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının epilepsi hastası olmasına rağmen ilaçlarını kullanmadığını, müvekkiline ve çocuklarla ilgisiz olduğunu, müvekkilinin arkadaşları ve komşularıyla görüşmesini istemediğini, ortak çocuğa bağırdığını, aşağıladığını, ceza olarak kelepçe taktığını, aile içerisindeki mahrem konuları herkese anlattığını, annesinin hakaretlerine sessiz kaldığını, yataktan kovduğunu, müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, çocuğa para vermediğini, cinsel şiddet uyguladığını, takıntı hastalığının bulunduğunu, son olayda "İşine gelirse otur, gelmiyorsa git" dediğini, daha sonra da eve dön çağrısı yaptığını, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakalar için yıllık artış oranının belirlenmesine, müvekkili yararına 75.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin evin bütün ihtiyaçların karşılandığını, davacı kadının annesi eve taşınması ile problemlerin ortaya çıktığını, davacının ilgi ve alakasının azaldığını, aşağıladığını, son olayda tartışma çıkardığını, pencereden atlamaya kalktığını, evi terk ettiğini, müvekkilinin de eve dön çağrısı yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dinlenen tanıklarının beyanlarına ve tüm dosya içeriğine göre tarafların boşanmalarını gerektirecek nitelikte şiddetli geçimsizlik durumlarının olmadığı, taraflar açısından şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanma şartlarının her iki taraf açısından da oluşmadığı, şiddetli geçimsizlik durumunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine, davacı kadın ve ortak çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün gerekçelendirilmediği, davalı erkeğin kusurlarının ispatlandığını, tanık beyanları ile iddia ettikleri hususların sübuta erdiğini, davanın ve tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davacı tanıklarından Emine'nin beyanına göre; davalı erkeğin çocuğa "Anneni gönderir, seni çocuk esirgeme kurumana veririm" dediği, son ayrılık aşamasında davacının babasının "17.000,00 TL'yi al, evden ayrıl" dediği, davalı erkeğin de tarafların yanında olduğu halde müdahalede bulunmadığının belirtildiği, davacının bunun üzerine evden ayrıldığı, meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının kusurunun olmadığı, bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile İlk Derece Mahkemesinin davacının davasının reddi kararı ... olmadığından, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile boşanma davasının kabulüne karar verildiği, müşterek çocuğun idrak çağında olduğu, anne yanında kaldığı, yargılama sırasında beyanının alındığı, çocuk Ali Berat'ın anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediğinden, velâyetin anneye verilmesine karar verilerek, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının incelenmesinde; davacı kadının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, annesi ve çocuğuyla birlikte yaşadığı aylık 250,00 TL kira ödediği, davalı erkeğin ise elektrikçi olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı, Ankara'da evi, Gerede'de tarlalarının olduğu tespit edildiği, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından davalının maddî desteğini yitirdiği, kadın yararına maddi tazminata karar verildiği, boşanma sebebiyle manevî tazminata hükmedebilmek için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gerekli olduğu, davalı erkeğin, kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri hükmü dikkate alınarak davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedildiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkek tam kusurlu olduğundan, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedildiği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğuna dair hükümler gereğince, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davacı kadın ve ortak çocuk yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafakaların miktarlarının da uygun olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakalara yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kabulü kararının hatalı olduğu, müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, davacının evden ayrılmasında müvekkilinin kusuru olmadığını, evden kovma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, tanık beyanları kapsamında tarafların arasında geçimsizlik olmadığının sabit olduğunu, davacı tarafın davasını ispat edemediğini, davacının annesi olan tanığın beyanları dışında taraflar arasında geçimsizlik olduğuna ilişkin delil olmadığını, diğer tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davanın reddedilmesi gerektiğini belirtilerek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.