"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/248 E., 2022/515 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kesinleşen kısımlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin manevî tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraf davacı-davalı ... Shopova ve vekili gelmediler. Gelenin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1998 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, yalan söylediğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.05.2016 tarih ve 2014/533 Esas, 2016/369 Karar sayılı kararı ile kadının, birlik görevini ihmal ettiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan kadının, kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 18.10.2018 tarih ve 2016/25598 Esas, 2018/11353 Karar sayılı kararı ile Mahkemece, davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin davasının kabulüne karar verilerek tarafların boşanmalarına karar verilmişse de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin kadına küfür ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı-karşı davalı kadın da dava açmakta haklı olduğu, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile davasının reddine karar verilmesinin doğru bulunmadığı belirtilerek; hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen erkeğin boşanma davasına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 05.03.2019 tarih ve 2018/1054 Esas, 2019/121 Karar sayılı kararı ile kadının, birlik görevini ihmal ettiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan kadının, kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden temyiz edilmiştir.
3.Dairemizin 28.11.2019 tarih ve 2019/7326 Esas, 2019/11709 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece verilen ilk hükmün, kusur belirlemesi yönünden davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmediği, davacı-karşı davalı kadın için usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu sebeple ilk kararda kadına yüklenmeyen hakaret vakıasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gibi, kadına yüklenen güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu vakıasının da ispatlanamadığı ve bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, gerçekleşen ve Mahkemece kabul edilen diğer kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği halde, davacı-karşı davalı kadının daha ağır kusurlu olduğunun kabulünün doğru olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek, kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu halde, hatalı kusur belirlemesi sonucu davalı-karşı davacı erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, o halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ve erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği, eşinin desteğinden yoksun kaldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat, yasal şartları oluşmadığından erkeğin manevî tazminat isteminin reddine, kesinleşen hususlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, tam kusurlu olan kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkeğin manevî tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği, kararın gerekçesiz olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma ve diğer fer'îleri bozmanın kapsamı dışında kalıp kesinleşmekle, Mahkemece bozma ilâmının amacına uygun olarak karar verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyete ve tarafların sosyal ve ekonomik durumuna uygun olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olup olmadığı, kararın gerekçesiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 inci maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.