Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11585 E. 2023/2543 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kusurun belirlenmesi, kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddinin ve çocuklara hükmedilen iştirak nafakası miktarının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve bu sebeple kadının evi terk etmek zorunda kaldığı, diğer bir deyişle boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil ettiği ve çocukların ihtiyaçları gözetilerek daha yüksek nafakaya hükmedilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının kusur, tazminat ve nafakaya ilişkin kısımları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1227 E., 2022/1612 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/314 E., 2021/130 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, evi terk ettiğini, sürekli tartışma çıkardığını, aşağıladığını, evliliğin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini ve davacı lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ... erkeğin gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, evlilik birlikteliğindeki geçimsizliğin ... erkeğin, kendisini ... gördüğünü, kötü davrandığını, eş görevini yerine getirmediğini, sürekli borçlandığını ve eve maddî olarak bakmadığını, evlilik birlikteliğinin sona erdiğini boşanmak istediğini beyan ederek karşı davayı kabul ettiğini, ... erkekten tazminat talep etmediğini, ... erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilerek evlilik birlikteliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekilinin 19.10.2018 tarihli Islah dilekçesinde özetle;ortak çocukların geçici velâyetlerinin annelerine verildiğini ve çocukların anneleri ile birlikte kalmaya başladıklarını, iki tanesinin öğrenci olduğunu ve ihtiyaçlarının bulunduğunu beyan ederek, müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- davacı kadının evi terk ettiği 12.05.2017 tarihinden itibaren ayrı yaşadıkları tarafların, sonrasında bir araya gelmedikleri, davalı-davacı kadının evi terk etmek suretiyle kusurlu olduğu, davalı-davalı erkeğin ise, eve bakmamak ve borçlanmak suretiyle kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklardan İlayda için aylık 250,00 TL tedbir-iştirak, Yeldanur ve Ada lehine aylık ayrı ayrı 200,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, süresinde delil ve tanık listesi sunmayan davalının tanıklarının dinlenmesi ve hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, karşı davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve velâyetlerin davalı anneye verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürüp kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu buna bağlı olarak müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin haksız olduğu, müvekkilinin yoksulluk nafakası talebinin reddinin hukuka aykırı olduğu, çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu ve yıllık artış oranları taleplerinin dikkate alınmadığını ileri sürüp kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların, davalı-davacı kadının evi terk ettiği 12.05.2017 tarihinden beri ayrı yaşadıkları bir araya gelmedikleri, davalı-davacı kadının evi terk etmek suretiyle kusurlu olduğu, ... erkeğin ise, eve bakmamak ve borçlanmak suretiyle kusurlu olduğu, böylece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarından asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu ayrıca davacı kadının süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı göz önüne alındığında,davacı tarafça tahkikat duruşmasında hazır edilen tanıkların dinlenmelerinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, müşterek çocukların velâyeti hususunda, sosyal inceleme raporlarındaki uzman görüşü, mahkeme huzurunda alınan müşterek çocukların beyanları ve çocukların ... yararı gözetilerek velâyetlerinin anneye verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı,tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, çocukların yaşları ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, velâyetleri anneye verilen müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının yerinde ve yeterli olduğu, davalı tarafın yıllık artış talebi bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmamasında usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, tarafların eşit kusurlu olduklarının tespit edilmesi nedeniyle davalı-.davacı kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine ve davalı-davacı kadının tedbir-yoksulluk nafakası talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kusur tespitinin hatalı olduğu, tanık beyanları ile müvekkilinin fiziksel şiddete maruz kaldığının ispatlandığını buna bağlı olarak müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin haksız olduğunu, müvekkilinin yoksulluk nafakası talebinin reddinin hukuka aykırı olduğu, çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu ve yıllık artış oranları taleplerinin dikkate alınmadığını iddia ederek bu yönlerden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının, tazminat taleplerinin reddinin ... olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin olup olmadığı ve çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkraları 175 ... ve 182 ... maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- davacı kadının evi terk ettiği 12.05.2017 tarihinden itibaren ayrı yaşadıkları tarafların sonrasında bir araya gelmedikleri, davalı-davacı kadının evi terk etmek suretiyle kusurlu olduğu, davacı -davalı erkeğin ise, evi ilgilenmediği eve bakmadığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, borçlanmak suretiyle kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile boşanmalarına karar verilmiştir. Dosyanın tetkikinden, davacının sorumsuz bir insan olduğunu, evlilikleri süresince düzenli bir çalışma hayatına sahip olmadığını, kendi üzerine düşen sorumlulukları hiçbir zaman üstlenmediğini, müşterek konutun faturaları ve harici giderleri ile her daim kendisinin ilgilendiğini, ayrıca davacı eşinin müşterek çocuklara ve kendisine yönelik ilgi, sevgi ve saygı göstermediği, davalı-davacı kadına süregelen fiziksel şiddet uyguladığı bu nedenle kadının aile konutundan haklı nedenlerle ayrıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen davranışlara göre, ... erkek tam kusurludur. Kadına kusur izafe edilemez. Bu itibarla, yanılgılı değerlendirme ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ... görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

3. Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı -davalı erkek tam kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder mahiyettedir. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda davalı -davacı kadın yararına gerçekleşmiştir. O halde davalı -davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilecek yerde yanılgılı kusur belirlemesi sonucu talebin reddi ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının tazminat talebi ve çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden davalı- davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.