"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/8 E., 2022/1633 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/169 E., 2021/935 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, erkeğin birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın dava dilekçesinde; erkeğin aşırı alkol aldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesini ihmal ettiğini, kadına küfür ve hakaret ettiğini, sürekli sorun çıkardığını, tehdit ettiğini, baskı uyguladığını, çocuğuyla ilgilenmediğini, kadını bir eş olarak görmediğini, sevgi ve saygı duymadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası ödenmesine, kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline, evlilik birliği içerisinde edinilen ve erkeğin adına kayıtlı olan dairenin yarı hissesinin adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek davaya süresinde cevap vermemiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; dava tarihinde ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte tarafların birlikte yaşamaya devam ettiklerini, tarafların müşterek yaşamının 18.05.2019 tarihine kadar devam ettiğini, erkeğin işi gereği uzun süreli seyahatlere çıktığını, kadının bunu fırsat bilerek erkeği aldattığını, M. İsimli erkek ile ilişkisi olduğunu, çocuğu babasına karşı doldurduğunu, kapı kilidini değiştirdiğini, birlik sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşine değer vermediğini, sürekli aşağıladığını belirterek davaların birleştirilmesine, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakaya enflasyon oranında artırım uygulanmasına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle tahsiline, ev eşyalarının tümünün davacıda kalması ve erkeğin özel eşyalarının dahi verilmemesi nedeniyle eşya, takı ve saatlerin aynen iadesine, aksi halde 50.000,00 TL'nin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, şiddet uyguladığı ve alkol bağımlısı olduğu, kadının ise güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, böylelikler evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda ... kadının az, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, erkeğin kadının zinasına yönelik iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayanarak açtığı birleşen boşanma davasının reddine, kadının asıl davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun babasının yanında kaldığı gözetildiğinde sosyal inceleme raporu doğrultusunda velâyetinin babasına verilmesine, annesi ile arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasının anneden alınarak babaya verilmesine, kadın lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, birleşen dava yönünden erkeğin eşya ve ziynet alacağı talebinin ispatlanamaması nedeniyle reddine, asıl dava yönünden mal rejimi talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, birleşen davaya süresinde cevap verilmemesi ve asıl davada tanık deliline dayanılmamasına rağmen kadının tanıklarının dinlenilmesi, kendi tanıklarının beyanlarının dikkate alınmaması, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tedbir ve iştirak nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat, ziynet ve eşya talepleri hakkında tefrik kararı verilmeden ret kararı verilmesi yönlerinden istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olmadığı, mahkemece kadının dava dilekçesinde dayanmadığı vakıalar nedeniyle erkeğe kusur yüklendiği, yıllar önce yaşanmış fakat evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle af kapsamında kalmış vakıalar nedeniyle de kusur yüklendiği, kadın tarafından açılan davada erkeğin davaya cevap vermemesi ve birleşen zina davasının da reddine karar verilmesine rağmen kadına güven sarsıcı davranışlarda bulunmaktan dolayı kusur yüklenmesi isabetsiz ise de kadının istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle kendisine yüklenen kusurun kesinleştiği, toplanan delillere göre erkeğin eşine hakaret ettiği, sürekli alkol alışkanlığının olduğu, ibraz edilen delillerle kadının zina fiilini gerçekleştirdiğinin ispat edilemediği, meydana gelen geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşıldığından erkeğin asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine yönelik istinaf taleplerinin reddine, erkeğin tanıklarının beyanlarının dikkate alınmaması ve kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu sayılmalarına, kadının asıl davada tanık deliline dayanması nedeniyle erkeğin bu konuya ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, kadının aşamalarda yoksulluk nafakası talep etmediği ve tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle erkeğin yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle kararın bu yönlerden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat talepleri hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden erkeğin bu yöne ilişkin yapmış olduğu istinaf itirazının kabulüyle kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, infazda tereddüt olmaması açısından İlk Derece Mahkemesinin iştirak nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle 09.09.2019 tarihinden itibaren boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar 400,00 TL tedbir nafakasının, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 400,00 TL iştirak nafakasının her ay kadından tahsil edilerek erkeğe verilmesine, erkeğin ziynet ve kişisel eşyalara ilişkin istinaf talebinin taraf tanıklarına bu hususlar hakkında soru sorulmadığı, erkeğin birleşen davada yemin deliline dayandığı ve yemin delilinin hatırlatılmadığı gerekçesiyle kabulüyle, kararın esası incelenmeksizin bu yönlere ilişkin verilen kararın kaldırılarak, eksikliklerin giderilmesi ve İlk Derece Mahkemesince yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde; boşanmaya neden olan olaylarda kadının bir kusuru olmadığını, erkeğin sürekli alkol aldığını, ailesine karşı ilgisiz olduğunu, hakaret edip kadına şiddet uyguladığını, tanıkların gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını ileri sürerek asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının zina eylemini gerçekleştirdiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi ve kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin birlik görevlerini yerine getirmemesi hususu tanık beyanlarıyla ispatlanıp süreklilik nedeniyle aftan bahsedilemeyeceğinin, ancak yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarfların eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.