Logo

2. Hukuk Dairesi2022/4695 E. 2023/3419 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazların alımına kendi kişisel malvarlığından ve ailesinden aldığı paralarla katkı sağladığını iddia ederek, boşanma sonrası mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağı talebinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, taşınmazların edinilmesine katkı sağladığı iddiasını tanık beyanları dışında somut delillerle ispatlayamaması ve mahkemeye sunulan tanık ifadelerinin de soyut nitelikte olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/947 E., 2022/722 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/1176 E., 2021/614 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen 1304 ada 620 parsel 12 nolu bağımsız bölüm, 2126 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ve yeni yapılmış bir evin davalı adına olduğunu, ayrıca davalı adına Türkiye'de ve yurt dışında araçlar, bankada mevduatlar olduğunu, davalının yurt dışında pazarlama işi yaptığını; özellikle taşınmazların alımında ve bilhassa evin alınmasında müvekkilinin altınları, birikimleri ile müvekkilinin babası tarafından verilen 10.000,00 Mark ve diğer yakınları tarafından verilen paraların kullanıldığını, evin alınmasında müvekkilinin katkısının davalıdan çok olduğunu; yine aynı şekilde arsanın alımında da aynı şekilde hareket edilerek müvekkilinin katkıları olduğunu belirterek; tarafların evlilik birliği içerisinde edinmiş oldukları malların yasal olarak ortak oldukları göz önüne alınarak davalı üzerinde bulunan tüm taşınmazların, araçların, banka mevduatlarının, edinilmiş malların tasfiyesi ile müvekkilinin katkı payı alacağı oluştuğundan fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 10.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin babasının verdiği para ve çeyiz senedinde yazılı her biri 22 ayar 5 adet 200 gram bilezik, çerçeveli tümlük, 9'lu gerdanlık ve diğer altınları bozdurarak taşınmazların alınmasına müvekkilinin katkısı olduğunu ileri sürmüştür.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının taşınmazların alınmasına katkısının olmadığını, davacının gelirinin olmadığını, müvekkilinin yurtdışında malları ve bankada mevduatının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tasfiyeye konu 1304 ada 620 parsel 12 nolu bağımsız bölümün 08.01.1990 tarihinde, 2126 ada 5 parselde bulunan arsanın 07.12.1993 tarihinde, 102 ada 9 nolu parselin ise 28.06.2020 tarihinde davalı adına tescil edildiği, tüm mal varlığı değerlerinin mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde iktisap edildiği; davacının taşınmazların alındığı tarihe kadar çalıştığını, babası tarafından kendisine bir miktar para verildiğini ve ziynet eşyalarının da bozdurularak bu taşınmazların alımına katkı sağladığını beyan etmiş ise de tanıkların ifadelerinde bu katkının ne zaman ne şekilde yapıldığına yönelik somut bir beyana rastlanmadığı, bunlara ilişkin herhangi bir belge de sunulmadığı, davacının dava konusu taşınmazlar üzerinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı herhangi bir alacak hakkına sahip olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tanıkların taşınmazın alınmasında müvekkilinin altınlarının ve babasının verdiği paranın kullanıldığını beyan ettiklerini, müvekkilinin taşınmazın edinilmesine hem katkısı olduğunu hem de taşınmazın korunması yönünden değer artış payı açısınından mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacağının olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazların mal ayrılığı rejimine tabii olduğu, davacının işbu taşınmazların alınması sırasında altınları ve babası ile yakınları tarafından verilen paralar ile somut katkı yaptığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, bu konudaki tanık beyanlarının soyut olduğu, herhangi bir somut belge ibraz edilemediği gibi yemin delilinin de olmadığı, tasfiyeye konu 2126 ada 5 nolu parselde davacının da 161/346 hissesinin de olduğu, hal böyle olunca işbu taşınmazın da taraflar arasında fiilen taksim edildiği, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin konutun alınmasında kişisel malı olan bileziklerinin bozdurulduğunu ve müvekkilinin babasının katkısının olduğunu, müvekkilinin taşınmazın edinilmesine hem katkısı olduğunu hem de taşınmazın korunması yönünden değer artış payı açısınından mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacağının olduğunu, dinlenen tanık beyanları ve toplanan delilerden taşınmazların edinilmesine müvekkilinin katkısı olduğunun anlaşıldığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının taşınmazların edinilmesine katkısının olup olmadığı ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.