"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... Ökten ve karşı taraf temyiz eden ... vekili Av. ... Sezar geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde; davalı kadının aşırı kıskanç ve baskıcı olduğunu, müvekkilinin rızası olmadan ortak konutu ...'ye taşıdığını, müvekkiline hediye ettiği İ-watch saate yüklediği program ile kendisinin kullandığı İphone marka telefonundan müvekkilinin konumuna erişerek sürekli bulunduğu konumu takibe aldığını ve sürekli olarak müvekkile mesaj göndererek “Neredesin, ne yapıyorsun, yanında kimler var?” gibi soruları içeren mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin ameliyatını yaptığı kadın hastalarını takip ederek ev adreslerine varana kadar öğrendiğini, müvekkilinin davalı kadın tarafından takip edildiğini üzücü bir olay ile öğrendiğini, bu olayda davalı kadının müvekkiline saldırdığını ve müvekkilini darp ettiğini, müvekkilinin gözlüğünü kırdığını, sinir krizi geçirdiğini, daha sonra ortak konutun kilidini değiştirdiğini ve evi müvekkilinin oluru olmaksızın farklı adrese taşıdığını, aşırı harcamalarda bulunarak müvekkilini zor duruma düşürdüğünü, müvekkili ameliyat olduğunda ve sonrasında müvekkili ile ilgilenmediğini ve müvekkilini ziyarete gelmediğini, onur kırıcı ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, müvekkilinin ailesini sahiplenmediğini ve istemediğii iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin ortak olarak kullanılmasına, müvekkili lehine 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacı erkeğin lüks yaşamaya özen gösterdiğini, aynı hastanede beraber çalıştığı ... isimli hemşire ile ilişkisi olduğunu, evdeki bir çok eşyayı kırdığını, kendisine ve müvekkiline zarar verdiğini, bu olaydan sonra müvekkilinin eşine şans verdiğini, barıştıklarını, davacı erkeğin sadakatsiz olduğunu, alkol kullandığını, geç saatlerde eve geldiğini, müvekkiline kötü davrandığını ve yalan söylediğini, "Sana hesap mı vereceğim senden ve çocuklardan sıkıldım, artık yalnız kendimi düşüneceğim, kimseye acımayacağım." dediğini, davacının sadakatsizliği nedeniyle müvekkilinin sinir krizi geçirerek davacı erkeğe yumruk attığını, davacı erkeğin bu olaydan son eşi ve çocuklarını aramadığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, eşyaları alarak evi terk ettiğini savunarak ve iddia ederek davanın reddine, dava süresince dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ortak çocukların her biri için aylık 20.000,00 TL, müvekkil için aylık 10.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının eşine şiddet uygulamasının eşinin eylemine tepki olduğundan bu hususun kadına kusur olarak yüklenmediği; davalı kadının eşine karşı aşırı kıskanç davrandığı, eşi ameliyat olduğunda eşiyle ilgilenmediği ve eşinin yanına gelmediği; davacı erkeğin ise eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ortak konuta geç geldiği veya gelmediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; uzman bilirkişi raporunda annenin çocukların bakım ve gözetimi konusunda istekli ve yeterli motivasyona sahip olduğunun ve ortak çocukların anne sevgi ve şefkatine muhtaç oldukları bir gelişim döneminde olduklarının belirtilmesi, ortak çocukların yaşı ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde ortak çocukların mutluluğu, huzuru, psikolojik ve fiziki gelişimi açısından velâyetlerinin anneye verilmesine; baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, 30.11.2021 tarihli ara kararı ile davalı kadın için aylık 450,00 TL tedbir nafakası ile ortak çocuklar... ve Feyza'nın her biri için ayrı ayrı aylık 1.250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu; kadının kıskanç, dominant ve kontrolcü olduğunu, müvekkili ameliyat olduğunda müvekkiliyle ilgilenmediğini ve müvekkilini ziyaret etmediğini, dinlenen tanıkların beyanlarına göre kadına isnat ettikleri kusurlu davranışların ispatlandığını; kadının savurgan olduğunu, ortak konutu müvekkilinin rızası olmadan taşıdığını, evin kilidini değiştirdiğini, müvekkilinin eşyalarını kapının dışında dolaba attığını; müvekkilinin yüklenen kusurlu davranışların ispatlanamadığını, müvekkilinin ise sadakatsiz bir davranışı olmadığını, kadın tanığının beyanın soyut ve mesnetsiz olduğunu, deliller değerlendirilmeden ve tartışılmadan hüküm tesis edildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, müvekkilini manevî tazminat talebinin reddinin doğru olmadığını, kadının çalıştığını ve nafaka taleplerinin reddi gerektiğini, kadının gelir durumunun araştırılmadığını, ortak velâyet tesis edilmesi gerektiğini, ortak çocuklarla kişisel ilişki tesis edilemediğini, kadının velâyet hakkını kötüye kullandığını belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, nafakalar ve ortak velâyet talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili; davanın kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, dinlenen tanık beyanlarına göre erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlandığını, erkeğin sadakatsiz davranışlarına tepki gösteren müvekkilini kusurlu kabul edilmesinin çelişki teşkil ettiğini, erkeğin hastalığı ile ilgili olarak müvekkilini bilgilendirmediğini, müvekkili erkeği arayıp gelmek istediğinde annesinin yolda olduğunu beyan ettiğini, erkeğin evi terk ettikten 8 ay gibi bir süre sonra ameliyat olduğunu ve fiili ayrılık sürecinde nerede ve kimle yaşadığı hususunda müvekkilini bilgilendirmediğini, müvekkili yararına re'sen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmolunması gerektiğini, erkeğin yüksek geliri ile sosyal ve ekonomik durumuna göre tedbir nafakalarının az olduğunu, erkeğin banka hesaplarının araştırılmadığını, ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmolunmadığını belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası miktarları, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmolunmaması, ortak çocuklar yararına iştirak nafakası takdir edilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmesinde, kusur belirlemesinde, kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakalarına hükmolunmasında ve miktarlarında, sosyal inceleme raporuna göre velâyetin anneye verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının esastan reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun reddi kararının hatalı olduğunu, deliller değerlendirilmeden ve tartışılmadan istinaf başvurusunun reddine karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, nafakalar ve ortak velâyet talebi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun reddi kararının hatalı olduğunu, istinaf sebep ve gerekçelerinin değerlendirilmediğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası miktarları, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmolunmaması, ortak çocuklar yararına iştirak nafakası takdir edilmemesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kusur belirlemesi, usulüne uygun talebi olmayan kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına re'sen hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı, kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakası miktarları, ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi, ortak velâyetin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı erkeğin eşini başkalarının yanında azarladığı, davalı kadının ise eşinin ailesini istemediği, netice itibarıyla boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesi gereğince boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. Boşanma davası ile birlikte yapılan velâyet düzenlemesinde bu hususu hâkim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. Hal böyle iken tarafların boşanmaları nedeniyle velâyeti anneye bırakılan ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı erkeğin tüm, davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden...a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.