Logo

2. Hukuk Dairesi2022/5197 E. 2023/4063 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında, mal ayrılığı rejimi altında edinilen taşınmaza kadının katkısının bulunup bulunmadığı, ispatı ve katkı payı oranının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının taşınmazın ediniminde ziynet eşyalarını bozdurarak ve çalışarak katkıda bulunduğuna dair tanık beyanları ve toplanan delillerle katkısının sabit olması ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/815 E., 2022/710 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/314 E., 2020/68 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; 1995 yılında 222 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin satın alma bedelinin tamamının müvekkili tarafından karşılandığını, düğününde müvekkilinin kayınbabası, babası, kardeşleri ve akrabaları tarafından takılan tüm ziynet eşyalarının satıldığını, bu satıştan elde ettiği parayı tarımda çalıştığı gündeliklerinden biriktirdiği para ile birleştirip taşınmazın bedelini ödediğini, taşınmazın satın alındığı tarihte davalının bir narenciye bahçesinde aylıklı olarak çalıştığını, aylık geliri dışında başka geliri de olmadığını, tarla olarak satın alınan taşınmaza daha sonra bağ ekildiğini, tüm bakımını tarafların birlikte yaptığını, davalının boşanma davasının açıldıktan hemen sonra taşınmazı danışıklı olarak kardeşine devir ve temlik ettiğini belirterek; 222 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL katkı payı alacağının boşanma dava tarihi olan 16.09.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına edinildiği, davalının kişisel malı sayıldığı; ancak davacının söz konusu taşınmaza yaptığını iddia ettiği katkı miktarı yönünden takıların kullanıldığı ileri sürülmüş ise de, takılarla ilgili herhangi bir fotoğraf veya CD ibrazının mümkün olmadığının belirtilerek takılarla ilgili tanıkların beyanları olduğu ifade edilse de, tanık anlatımlarında takıların cins ve miktarlarının, ayrıca net olarak mevcudiyetin belirlenme ihtimalinin söz konusu olmadığı, bu haliyle takıların taşınmaz alımında kullanıldığının ve takılarla ne derece bir katkı yapıldığının somut olarak belirlenme imkanı söz konusu olmadığından bilirkişi tarafından bu konuda bir hesaplama yapılma olasılığı kalmadığı da dikkate alınarak davacının taşınmazın alınmasında katkısının bulunduğu iddiası ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın satın alınma bedelinin müvekkiline ait ziynet eşyalarının bozdurulması ve tarım işlerinde çalışmasından dolayı biriktirdiği paralar ile ödendiğini, tarla olarak satın alınan taşınmazı müvekkili ve davalının bizzat çalışmalarıyla bağ haline getirdiklerini, katkı payı alacağının her türlü delille ispatlanabileceğini, dinlenen davacı ve davalı tanıklarının tamamının dava konusu taşınmazın satın alınmasının müvekkilinin ziynetlerinin bozdurulup satın alma bedelinin ödendiğini ifade ettiklerini, dava konusu taşınmazın satın alınmasında davacının katkısının bulunduğunun kanıtlandığını, en azındaki hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri uyarınca katkı alacağına hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,dava dilekçesinde, davacı kadının ziynet eşyalarının satılması, ayrıca çalıştığı gündeliklerden biriktirdiği paraların birleştirilmesi suretiyle dava konusu taşınmazın satın alındığının, ancak davalı üzerine yapıldığının iddia edildiği; dinlenen tanık beyanları ve toplanan delillere göre, dava konusu taşınmaz alınırken davacı kadının ziynetlerinin bozdurulduğu ve taşınmazın alım tarihine kadar tarafların her ikisinin de tarla işlerinde çalıştıklarının sabit olduğu, her ne kadar bozdurulan ziynet eşyaları konusunda davacı tarafın elinde herhangi bir CD veya fotoğraf bulunmasa dahi davacı kadının katkısının sübut bulması dolayısıyla hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca, davacı kadın yararına tazminat niteliğinde bir miktar paranın katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerektiği, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davacı kadının dava konusu taşınmazın alımına çalışması ve ziynet eşyalarının bozdurulması suretiyle % 50 oranında katkıda bulunduğu kabul edilerek taşınmazın dava tarihindeki değerinin yarısı üzerinden belirlenen 248.742,53 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerekeceği, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği talepten fazlaya hüküm verilemeyeceği gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüyle, davacının 222 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklanan 248.742,53 TL katkı payı alacağının bulunduğu, ancak talepten fazlaya hüküm verilemeyeceğinden 50.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 11.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacının iddiasını ve katkısını ispatlayamadığını, Mahkemece sadece davacının bahçede çalışıyor olduğuna atıf yapılarak hakkaniyete aykırı karar verildiğini, davacının katkısının net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tasfiyeye konu taşınmaza davacının katkısının bulunup bulunmadığı ve katkının ispatı ile katkı payı oranı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 52 nci maddesi, 285 inci ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.