Logo

2. Hukuk Dairesi2022/5813 E. 2023/1878 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, tazminat, nafaka, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçeleri usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Taşova Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davanın reddi ve kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, diğer yönlerden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı duruşmalı olarak davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden; yine duruşmalı olarak davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından asıl dava yönünden verilen karar, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, kusur belirlemesine ilişkin olarak verilen hüküm davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili gelmediler. Davacı-karşı davalı ... vekili Av. ...'un mazeretine ilişkin dilekçe gönderdiği ancak mazeretini belgelendiremediğinden mazeretinin reddine karar verildi. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları ile davacı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarını içerir temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, eşinin ailesine kötü davrandığını, aşırı kıskanç olduğunu, ortak konutu terk ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, borçlandırdığını, psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kıskanç olduğunu, sürekli alkol kullandığını, hakaret ve tehdit ettiğini, birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığını, baskıcı olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, alkol kullandığını, kadına hakaret ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, kıskançlık yaptığı ve kadın üzerinde baskı kurduğu, kadının ise sık sık ailesinin yanına gittiği bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun fiilen anne yanında yaşadığı ve anne ilgisine muhtaç olduğu, sosyal inceleme raporu içeriği ve ortak çocuğun üstün yararı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL iştirak nafakası, kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, evlilik süresi, paranın alım gücü dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının tanıklarının aile bireyleri olduğu ve erkek aleyhine beyanda bulundukları, bu beyanların hükme esas alınamayacağı, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak asıl davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında nafakaya ve tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, velâyet düzenlemesinin isabetli olmadığı, kadının ortak çocuğa bakamadığı, ortak çocukla yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmamasının hatalı olduğu belirtilerek asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karar verilmişse de İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen sık sık ailesinin yanına gittiği vakasının istinaf edilmeyerek kesinleştiği, erkeğin davasının da kabulü gerektiği, ancak karşı dava yönünden verilen boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği ve asıl davanın konusuz kaldığı, bu sebeple asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kusur durumu dikkate alındığında şartları gerçekleşmediğinden erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek dava açmakta haklı olduğunda asıl dava yönünden vekâlet ücreti ve yargılama giderinin kadın aleyhine yüklenmesine karar vermek gerektiği yine ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmine elverişli ve ortak çocuğun üstün yararı dikkate alınarak kurulmadığı gerekçesiyle erkek vekilinin, asıl davanın reddi ve kişisel ilişki yönünden istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî tazminat ve manevî tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine, kadın lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderine, velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları Cumartesi sabah saat 09.00’dan Pazar akşamı saat 17.00’a, her yıl 1 Temmuz saat 09.00’dan 15 Temmuz saat 17.00’a, sömestr tatilinin ikinci haftası Cumartesi Sabah saat 09.00'dan takip eden Cuma günü akşam saat 17.00'a, her yıl ilk ara tatilin birinci günü saat 09.00'dan son günü saat 17.00'a, ayrıca dini bayramların 2. günü saat 09.00’dan bayramın 3. gün saat 17.00’a, babalar günü sabah saat 09.00’dan aynı gün saat 17.00’a kadar olmak üzere, baba tarafından çocuğun anne yanından bizzat alınarak süre sonunda geri teslim edilmek üzere kişisel ilişki kurulmasına, erkek vekilinin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili arafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu davranışının bulunmadığı, bu durumun İlk Derece Mahkemesi kararı ile de asıl davanın reddine karar verilerek tespit edildiği, asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin de hatalı olduğu, erkeğin, fiziksel şiddete eğilimli ve alkol alışkanlığı olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde kişisel ilişki düzenlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek asıl dava yönünden verilen karar, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, asıl dava hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına dair kararın yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın miktarı ve kişisel ilişki düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 9 uncu maddesinin 3 üncü bendi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesinin 1 inci ve 2 inci bendi.

3.Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Her iki taraf vekilinin diğer hususlara yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.