"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından katılma yoluyla aleyhine hükmedilen nafakalar ve müşterek konutun davalıya tahsisine yönelik ara karar yönünden, davalı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevi tazminat, nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine (TMK md.166/1) dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmekle, bölge adliye mahkemesince müşterek çocuk ... ...’ın ... olması nedeniyle velâyet ve bu müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası hakkında tarafların istinaf itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılmasına, bu çocuk yönünden tarafların istinaf itirazlarının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edilerek tarafların sair istinaf itirazlarının ise reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı erkek ve davalı kadın tarafından yukarıda gösterilen şekilde temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. İlk derece mahkemesince, eşinin annesine hakaret eden kadının boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğundan bahisle davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de; dinlenen tanık beyanlarından davacı erkek tarafından desteklendiği veya sessiz kalındığı dosya kapsamından anlaşılamasa da erkeğin annesinin tarafların evliliğine zaman zaman müdahalede bulunduğu sabittir. O halde davalı kadının, eşinin annesine yönelik “sen zavallısın” şeklindeki sözünün tepkisel nitelikte olduğunun kabulü gerekirken bu vakıanın davalı kadına kusur olarak yüklenilmesi isabetsiz olmuştur. Bu itibarla tarafların kusursuz olduğunun kabulü ile davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 26.10.2022 (Çrş.)