"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1198 E., 2022/189 K.
DAVA TARİHİ : 13.03.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/373 E., 2021/774 K.
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile zina nedeniyle katılma alacağının kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
1. Davacı erkek vekili, davalının müvekkili yurtdışındayken çocuklarıyla birlikte evi terk ettiğini, davalının müvekkilini aldattığını, zina yaptığını, davalının halen başka bir erkekle birlikte yaşadığını, boşanma davasının devam ettiğini, zina nedeniyle davalının katılma alacağı ve diğer alacak haklarında payının verilmemesi gerektiğini belirterek, davalı ile müvekkili arasında evlilik süresince devam eden mal rejiminin tasfiye edilerek zina nedeniyle tam kusurlu davalının evlilik süresince devam eden edinilmiş mallara katılma alacağının ortadan kaldırılmasına müvekkilinin edinilen malları üzerindeki alacak hakkının tümüyle sona erdirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde; tarafların Türk vatandaşı olduğunu, Türkiye'deki boşanma davasının önce açıldığını, Türk hukukunun uygulanması gerektiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili, taraflar arasında hem Türkiye'de hem de Almanya'da açılmış boşanma davası olduğunu, davaların kesinleşmediğini, bu nedenle davanın reddi ya da boşanma davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın esası hakkında beyanların taleplerinin değerlendirilmesinden sonra yazılı olarak ibraz edileceğini, şimdilik bütün haklarını saklı tuttuklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının kendi üzerine kayıtlı mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ve davalının zinası nedeniyle katılma alacağının kaldırılmasını talep ettiği, davalı eş üzerine kayıtlı herhangi bir maldan kaynaklı alacak talebi bulunmadığı, davalının da davacı adına kayıtlı mallardan kaynaklı alacak talebi bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili, davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 236 ncı maddesi ikinci fıkrası uygulanmak suretiyle taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinin talep edildiğini, 08.02.2021 tarihli ara kararla davacının 04.02.2021 tarihli dilekçenin incelemesi sonucunda '... Talebin reddine, gayrimenkul hukukuna ilişkin davalarda gayrimenkulun bulunduğu ülke hukuku geçerli olduğundan Almanya'da bulunan gayrimankuller ile ilgili o ülkede dava açılabileceğine...' karar verildiğini, ara karara karşı, ara karara yönelik herhangi bir talepleri olmadığından talebin reddinin neyi kastedildiğinin anlaşılmadığına yönelik itiraz edildiğini, Mahkemece itirazların değerlendirilmesi için açılan ara duruşmada davanın reddine karar verildiğini, Alman hukukunda zina nedenine dayalı indirim bulunmadığını, davacının davalıdan bir şey istemediğinin kabulünün ... olmadığını, dava dilekçesinde dava değerinin belirtildiğini, davalının Mahkemece istenen mal varlığı beyanını sunmadığını, müvekkilinin mal varlığı listesini sunduğunu, davalının 100.000,00 TL değerinde marka saatinin olduğunu, marka arabaya bindiğini ve adına kayıtlı güzellik merkezi şirketi bulunduğu ve işlettiğini, mal varlığı yokmuş gibi davranılmasının hatalı olduğunu, dava dilekçesinde sadece müvekkili adına olan malların tasfiyesinin talep edilmediğini, dava açılırken harcın da yatırıldığını, mal varlığı tam olarak ortaya çıktığında eksik harcın tamamlanacağını, hukuki menfaatin olduğunu, diğer eşin hiç mal varlığı olmasa bile mal varlığına sahip olan eşin sürekli dava açılma tehdidi ile mal varlığını tasarrufunun kısıtlanacağını, müvekkilinin hukuki korunma ihtiyacının olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde davalının edinilmiş mallara katılma hakkının ortadan kaldırılmasını istediği, 15.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında da zina nedeniyle tam kusurlu eşin edinilmiş mallara katılma alacağının ortadan kaldırılmasını talep ettiği, hem Almanya'da hem de Türkiye'de açılmış boşanma davasının olduğu, Mahkemece boşanma davasının mal rejiminin tasfiyesi için bekletici mesele yapması gerektiği, davacının dava dilekçesi ve ön inceleme duruşmasında davalının alacak hakkının ortadan kaldırılmasını istemiş ise de davacının mal rejiminin tasfiyesi ya da tasfiye nedeniyle alacak talebinde bulunmadığı, Mahkemece davalı adına yapılan sorgulamada mal tespit edilemediği, taraflarca da davalı adına kayıtlı herhangi bir mala ilişkin açıklama yapılmadığı, davacının üzerine kayıtlı taşınmazlar yönünden davalının katılma alacağının ortadan kaldırılması isteğinde bulunulduğu, davalı adına kayıtlı bir mal varlığı bulunmadığı gibi bu yönde usulüne uygun açılmış bir alacak davası da olmadığı, davalıya ait mal varlığı üzerindeki tasfiye alacağına ilişkin açık bir talep de bulunmadığından, davacının talebi yönünden hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceğinden Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Alman hukukunda zina nedenine dayalı indirim bulunmadığını, davacının davalıdan bir şey istemediğinin kabulünün ... olmadığını, dava dilekçesinde dava değerinin belirtildiğini, davalının Mahkemece istenen mal varlığı beyanını sunmadığını, müvekkilinin mal varlığı listesini sunduğunu, davalının 100.000,00 TL değerinde marka saatinin olduğunu, marka arabaya bindiğini ve adına kayıtlı güzellik merkezi şirketi bulunduğu ve işlettiğini, mal varlığı yokmuş gibi davranılmasının hatalı olduğunu, dava dilekçesinde sadece müvekkili adına olan malların tasfiyesinin talep edilmediğini, davalı adına kayıtlı olduğunu öğrendikleri mallar için Ankara 23. Aile Mahkemesi'nin 2022/251 Esas sayılı dava dosyası ile dava açtıklarını, işbu dava dosyası ile birleştirilmesi talep edildiğini, davalı kadın yönünden zina nedeniyle katılma alacağının kaldırılması yönündeki talebin kanuni bir hakkın hatırlatılması niteliğinde olduğunu, nasıl uygulanacağının Mahkemenin takdirinde olduğunu, dava açılırken harcın yatırıldığını, mal varlığı tam olarak ortaya çıktığında eksik harcın tamamlanacağını, ara karara yönelik itiraz üzerine açılan ara duruşma ile davanın reddine karar verilmesinin anlaşılamadığını, hukuki menfaatin olduğunu, diğer eşin hiç mal varlığı olmasa bile mal varlığına sahip olan eşin sürekli dava açılma tehdidi ile mal varlığını tasarrufunun kısıtlanacağını, müvekkilinin hukuki korunma ihtiyacının olduğunu belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki yarar, talep noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile zina nedeniyle katılma alacağının kaldırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 25 ... ve 26 nci maddeleri, 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi, 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 232 nci maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.