"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1458 E., 2022/813 K.
DAVA TARİHİ : 30.05.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/994 E., 2021/120 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşmaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline iftira attığını, ilgisiz olduğunu, maddî ihtiyaçları olmamasına rağmen ilkokul öğrencisi olan ortak çocuğun çalışmasını istediğini, müvekkiline hakaret edip, fiziksel şiddet uyguladığını, çok cüzi miktar para bırakıp, mutfak alışverişinden sonra paranın hesabını sorduğunu iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklardan Muhammet için aylık 1.250,00 TL, Abdülsamet için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın dava açıldıktan sonra evliliğin devam ettiği yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalının sahip olduğu taşınmazlardan aldığı kira gelirlerinin evin geçimini sağlamak için yeterli olduğunu, davalının manevî baskı yaptığını, ortak çocuğun hafızlık okuluna anne ve babasının ortak kararı ile kaydettirildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların boşanma davası açıldıktan sonra bir arada yaşamaya devam ettiklerini, normal ev yaşantısını sürdürdüklerini, bu nedenle iddia edilen hususların affedildiğini en azından hoşgörü ile karşılandığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, 14 yıldır evli olan tarafların evliliğin başında geçen olayların boşanma davasına konu edilemeyeceğini, davacı kadının müvekkilinin bilgisi dışında dini toplantılara katıldığını, ilkokul 4. sınıftaki ortak çocuğu yatılı kuran kursuna gönderdiğini, müvekkilinin hane halkının bir dediğini iki etmediğini, her şeye rağmen müvekkilinin davacı kadın ile müşterek hayatı sürdürebileceğine inandığını, boşanmak istemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın boşanmaya sebebiyet veren somut bir olay tarifi yapamadığını, tarafların dava açıldıktan sonra bir arada yaşadığını, dava açıldıktan sonra müvekkili tarafından binlerce liralık market alışverişi yapıldığını ispatladıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılamada dosya içeriğine getirtilen tüm delillerin incelenmesi neticesinde; davalının davacı ve çocuklarıyla ilgilenmediği, davacıya yönelik davacı tanıklarının ifadesinde geçen iftirada bulunduğu, davacıya yönelik her ne kadar dava dilekçesinde açıkça belirtilmemişse de davacı tanığı E. O.'un beyanında belirtildiği üzere davacıya yönelik "Sen başka erkeklere mi gidiyorsun alışverişe gidiyorum diye başka erkeklerle mi geziyorsun." dediği, yine aynı şekilde davacı tanığı ortak çocuk Muhammet Zahit ...'un da babasının annesine yönelik iftira olayından sonra bir ayrılık yaşandığını ifade ettiği, davacı tanığı E. O.'un davalı kocanın küfür ve hakaretlerine birkaç kez ve haftalık olarak davacıya düşük miktarda para verip yaptığı alışverişlerin mutlaka fişini istediği yönündeki beyanı, ortak çocuk Muhammet Zahit ...'un da babasının sinirlenince küfürler ettiği yönündeki beyanı ve babasının cimri bir insan olduğunu ve onlardan para esirgediğini, çok sinirlenirse küfür ettiğini, hafızlık kursuna yazılırken hem annesinin hem babasının beraber gidip kursu gezdikten sonra karar verdiklerini, kendisi yatılı Kuran kursunda okurken babasının oraya gelip onu aldığını ve yine baskı yaptığını, kendisini orada arkadaşlarına ve hocalarına rezil ettiğini, babasının yüzünden kurstan çıkmak zorunda kaldığını ve kendini kursa götürmek için annesinin babasından araba alınmasını istediğini, babasının kursa giderken onu bir kez bile götürüp getirmediğini, hep başkalarıyla gidip geldiğini, oradayken kolunun çatladığını, hastalandığı için babasını aradığında babasının gelmediğini, annesinin gelip hastaneye götürdüğünü, babasının ilgisiz olduğunu, babasının bu dava açıldıktan sonra para verdiği zaman da "Ben bunları sizin için yaptım ailemiz için yaptım siz de şöyle yapın böyle yapın." diye baskı yaptığını ifade ettiği görülmekle davalı erkeğin evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tam ve ağır kusurlu olduğu, tarafların evlilik birliğinin temelden sarsılmış olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları, davacı kadının gelirinin olmaması, paranın alım gücü gözetilerek kendisi ve ortak çocuklar yönünden karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakalarına hükmedildiği, davacının davalıdan daha ağır kusurlu olmaması, davacının herhangi bir işte çalışmaması ve kendisini geçindirebilecek sürekli bir gelirinin olmaması davacı ve karşı tarafın sosyal ekonomik durumu hep birlikte değerlendirildiği davacının nafaka talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, somut olayda; ortak çocuklar Muhammet Zahit ve Abdulsamet'in dava sırasında annesinin yanında yaşadıkları ve hazırlanan sosyal inceleme raporunda çocukların velâyetinin anneye verilmesinin uygun olduğu belirlendiği, kişisel ilişki düzenlenirken, çocukların ... yararının yanında, analık ve babalık duygularının tatmin edilmesine ve geliştirilmesine de özen gösterilmesi gerektiği, tarafların ortak çocukları Muhammet Zahit ve Abdulsamet'in sosyal inceleme raporu da göz önüne alınarak kişisel ilişki düzenlendiği, boşanma veya ayrılık halinde çocuklar kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, bu madde hükmüne göre de ortak çocuklar yönünden davalı babanın ekonomik gücüyle orantılı iştirak nafakasına hükmedildiği, tarafların evlendikleri ve boşandıkları yaşları evlilikte geçen süre ve evlilik birliğine verilen emek ve katkılar tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaşadıkları çevre ve fiziksel ve bedensel sağlık durumları ve özellikle mali durumları gözetilerek ve 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre ve ayrıca kusur durumları ve görülecek zarar dengesi de gözetilerek karşı tarafın ödeyeceği maddî tazminatın miktarı belirlendiği, buna göre değerlendirme yapılarak davacı kadın yararına maddî tazminata hükmedildiği, davalı erkeğin eşine karşı tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere "Sen başka erkeklerle mi gidiyorsun alışverişe gidiyorum diye başka erkeklerle mi geziyorsun." diyerek iftira attığı, alışveriş yaptığında fişlerini istediği, küfür ettiği, eşine karşı kişilik haklarına saldırı niteliğinde derin üzüntü yaratan ve onurunun kırılmasına yol açacak kusurlu davranışlarının bulunduğu, davalının davacıya karşı yaptığı saldırının ve kusurun ağırlığı ve saldırı karşısında davacının bundan etkilenmesi derecesi birlikte değerlendirilerek, tazminat olarak ödenecek paranın zenginleşmeye neden olmayacak miktarda olması gerektiği ilkesi de değerlendirilerek davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği vicdani kanısına varılarak miktarı belirlendiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 350,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliğin temelinden sarsılmasında kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın hiç bir dilekçesinde somut olay tarifi yapılmadığını, müvekkilinin ne ile suçlandığının, hangi fiilin evliliğin bitmesine sebep olduğunun açıklanmadığını, soyut ve sübjektif iddiaların kabulünün ve ispatının mümkün olmadığını, evliliğin 14 yıl sürdüğünü ve evliliğin başında geçen olayların boşanma davasına konu edilemeyeceği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, tarafların dava tarihinden sonra aynı konutta yaşamaya devam ettiklerini, davacı kadının müvekkilini affettiğini en azından hoşgörü ile karşıladığını, davacı tanıklarının beyanlarının duyumun aktarımından ibaret olduğunu, ortak çocuğun da annesinin telkin ve etkisi altında beyanda bulunduğunu, tanık beyanları ile müvekkilinin ... bir aile babası olduğunu, ailesine gerekli özeni gösterdiği, tüm gelirini haneye özgülediğinin sabit olduğunu, müvekkilinin emekli olduğunu, hüküm altına alınan nafaka ve tazminatların fahiş olduğunu, evliliğin sona ermesinde davacının kusurlu olduğunu belirtilerek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ve davacı kadın yararına nafaka, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 ... maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.