Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6395 E. 2023/2825 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, boşanmaya sebep olan olaylar ve buna bağlı olarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1074 E., 2022/1051 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/34 E., 2022/92 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı karşı davacı ... Zel vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı karşı davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının müvekkiline saygısız davrandığını, müvekkilinin ortak çocuğu babaannesine gezmeye götürdüğünde, davalının "senin orada ne işin var, neden götürüyorsun çocuğumu oraya" şeklinde sözler sarf ettiğini, müvekkilinin anne ve babasının torunlarını iki yaşına gelene kadar toplamda ancak iki-üç kez gördüklerini, kadının müvekkilinin ailesine gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, bu durumunda evliliğin çekilmez bir hal aldığını, kadının müvekkilinin uyarılarına rağmen aile büyüklerini saymadığını, taraflar arasındaki her konuşmanın münakaşaya dönüştüğünü, aralarında huzur, sevgi ve saygı kalmadığını, müvekkilinin sağlık problemi nedeniyle operasyon geçirdiğini, davalı eşin bu zor zamanda müvekkilinin yanında olmadığını, müvekkilini tek başına bırakıp annesinin yanına gittiğini, müvekkili bir başına bırakıp ilgisiz davrandığını, kadının aile birliğine yakışmayan gereksiz sözler söylediğini, her şeyi mesele yaparak ve bunları büyüterek evliliğini çıkmaza soktuğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının gerçek dışı olduğunu, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkiline maaşını net olarak söylemediğini, erkeğin annesinin müvekkilinin baş örtüsü takmadığı için gelin olarak istemediğini, bu sebeple sorun yaşadıklarını, erkeğin evlendikten 1 yıl sonra define aramaya başladığını, define arama bahanesiyle müvekkilini ve çocuğunu evde yalnız bıraktığını, onlara hiç vakit ayırmadığını, sürekli alkol kullandığını, define aramadığı zamanlarda dışarıda arkadaşları ile alkol aldığını, müvekkilinin 2020 yılında yaptığı erken doğum neticesinde çocuğunu kaybettiğinde erkeğin, müvekkilinin yanında olmadığını, karşı taraf boşanma davası açtıktan sonra müvekkilinin erkeğin sadakatsiz davranışlarını duyduğunu, müvekkilinin instagram hesabına iki farklı adresten eşinin onu aldattığına dair mesajlar geldiğini, erkeğin 6 ayı ... bir süredir aynı iş yerinde çalışan Aybüke A, isimli bir şahısla birlikte olduğunu, ayrıca erkeğin Aybüke isimli şahıstan önce aynı iş yerinde hemşire olan Duygu isimli bir şahısla da birlikte olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı kadının eşinin hasta olduğu dönemde yanında olmadığı, bu dönemde eşi ile yeterince ilgilenmediği, ayrıca davalı karşı davacının ortak çocuğun davacı karşı davalının ailesi ile görüştürmesi konusunda sorun çıkardığı, sabit olan vakıalara göre davalı karşı davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda az kusurlu olduğu, davacı karşı davalı erkeğin ise; iş yerinde Aybüke isimli kadın ile duygusal ilişki yaşayıp sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, iş dışındaki zamanlarında da arkadaşları ile vakit geçirip eşi ve çocuğu ile yeterince ilgilenmediği, eşi ve çocuğunu yalnız bıraktığı, ispat olunan vakıalar çerçevesinde davacı karşı davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olan taraf olduğu, tarafların evlilik birliğinin artık her iki taraf için de çekilmez bir hal aldığı, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı karşı davacı kadının az kusurlu olaması nedeni davacı karşı davalı erkeğin davasının kabulüne, davacı karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olaması nedeni davalı karşı davacı kadının davasının kabulüne karar verildiği, boşanma nedeni ile kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın davalı karşı davacı kadın olduğu, ayrıca kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma nedeni ile tehlikeye düştüğü, eşinin maddî desteğini yitirdiği, boşanmaya neden olan olaylar ve tarafların kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı karşı davacı kadının maddî manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği, davalı karşı davacı kadının düzenli bir işinin olduğu, davacı karşı davalı erkek ile aynı seviyede gelirinin olduğu görüldüğünden kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, tarafların müşterek çocuğunun yaşının küçüklüğü, anne bakımına ihtiyaç duyduğu dönemde olması, dosya kapsamında aldırılan sosyal inceleme raporu, babanın velâyet talebinin bulunmaması nedenleri ile müşterek çocuğun velâyeti anneye verildiği, müşterek çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık aylık 700,00 TL tedbir ve 900,00 TL iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı karşı davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının tanıklarının beyanlarının duyumun aktarımı olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin sadakatsizliğine dair delil olmadığını, kadının gelirinin müvekkilinden daha fazla olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, asıl kusurun kadında olduğunu, ortak çocuk için hükmedilen nafakanın çok olduğunu, kadının tazminat taleplerinin de reddedilmesi gerektiğin, belirterek kadının davasının kabulü, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, erkeğin tamamıyla kusurlu olduğunu, tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesinin, yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının da az olduğunu, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşmadığını, müvekkile yüklenen kusurları kabul etmedikleri gibi iddia edilen olaylardan sonra evliliğin devam ettiğini, çocuğun henüz 4 yaşında olduğunu ve baba ile kurulan kişisel ilişkinin fazla olduğunu, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmaması gerektiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü kusur belirlemesi, tedbir, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi, çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, buna karşın boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının tüm, davacı karşı davalı erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddi ile davalı karşı davacı kadın yararına 25.000,00 maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2. Davalı karşı davacı kadın vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin davasının kabulü kusur belirlemesi, tedbir, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi, çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki yönünden yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, iştirak nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları, yoksulluk nafakası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğu menfaatine uygun düşüp düşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı karşı davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Gökhan'dan alınıp Betül'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Gökhan'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Betül'e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.