Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6403 E. 2023/2790 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu davranışlarının davacı erkek tarafından affedildiği iddiası ve erkeğin boşanma davasının reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının, erkeğe sürekli hakaret etmesi ve haber vermeden çocuklarının yanına gitmesi gibi kusurlu davranışlarının, süregelen davranışlar olması nedeniyle affedilmiş veya hoş görülmüş sayılamayacağı, bu sebeple de erkeğin boşanma davası açmakta haklı olduğu ve evlilik birliğinin devam ettirilmesinin kanunen mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/335 E., 2022/1052 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/864 E., 2020/254 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın kısmen reddi ve kısmen kabulü ile kadın yararına aylık tedbir nafakasına karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak gerekçede açıklanan hususların değerlendirilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davada boşanma ve manevî tazminata ilişkin taleplerin feragat nedeniyle reddine, davalı-davacı kadın yararına aylık tedbir nafakasına karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın her iki dava yönünden kaldırılarak asıl davanın reddine, birleşen dava hakkında Antalya 1. Aile Mahkemesinin 2016/995 E., 2017/480 K. sayılı kararı ile karar verildiğinden, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden ... ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı-davacı ... vekiline duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı ancak duruşmaya gelmediği görüldü. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, kadının sürekli hakaret ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini, evlilikten maddî beklenti içerisinde olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, iftira attığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına erkek yararına 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının sürekli hakaret ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini, evlilikten maddî beklenti içerisinde olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, iftira attığını iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, tehdit ettiğini, hastalığını gizlediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların görücü usulü ile tanıştıklarını, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hastalığını gizlediğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, baskıcı olduğunu, cinsel birliktelik kuramadığını, cinsel, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, tehdit ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların zina hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 yoksulluk nafakası, 55.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.05.2018 tarihli ve 2016/894 Esas, 2018/419 Karar sayılı kararıyla; kadının, erkeğe hakaret ettiği, erkekten izin almadan sürekli çocuklarının yanına gittiği, evde temizlik, yemek yapmadığı, bağrışmalarını sürekli olarak apartmanda oturanların duyduğu, fiili ayrılık zamanında kendi başına umreye gittiği, erkeğin ise evin temel gıda ihtiyaçlarını karşılamadığı, hastalığını kadından gizlediği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle erkeğin manevî tazminat isteminin reddine, davalı-davacı kadın vekili tarafından 01.12.2017 tarihli celse alınan beyanında; boşanma ve tazminat talepleri yönünden davadan feragat edildiği, nafaka yönünden ise davaya devam ettiklerinin belirtildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından asıl davanın kabulü ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2019 tarih ve 2018/2372 E., 2019/1631 K. sayılı kararı ile; ... erkeğin kısıtlanması gerekip gerekmediğinin araştırılması gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Sulh Hukuk Mahkemesince erkeğe vasi tayin edilmesi davasının reddine karar verildiği, kısıtlanması gereken bir durumun bulunmadığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden kadının, erkeğe hakaret ettiği, erkekten izin almadan sürekli çocuklarının yanına gittiği, evde temizlik, yemek yapmadığı, bağrışmalarını sürekli olarak apartmanda oturanların duyduğu, fiili ayrılık zamanında kendi başına umreye gittiği, erkeğin ise evin temel gıda ihtiyaçlarını karşılamadığı, hastalığını kadından gizlediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle erkeğin manevî tazminat isteminin reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının birleşen davasında boşanma ve manevî tazminat taleplerinden feragat ettiğinden bu taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusuru bulunmadığı, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü ve fer'îleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan inceleme ve toplanan delillerden; erkeğin tanıklarının beyanlarında geçen ve İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışlardan sonra evlilik birliğinin devam ettiğinin anlaşıldığı, erkek tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışların affedildiği veya an azından hoşgörü ile karşılandığı, bu vakaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların barışmasından sonra kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın da ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ise istinaf edilmeyerek kesinleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın tarafından açılan birleşen dava hakkında verilen kararın ise istinaf edilmeyerek kesinleştiği, kesinleşen kısımlar hakkında tekrardan hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, erkeğin davasının reddine, Antalya 1. Aile Mahkemesinin 11.12.2020 tarih, 2019/864 E. ve 2020/254 K. sayılı kararı ile birleşen dava yönünden verilen hüküm kesinleştiğinden bu hususta tekrardan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının kusurlu davranışlarının erkek tarafından affedilmediği, af olgusunun kadın tarafından ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının birleşen davadan feragat ettiği ve erkeğin önceye dayalı davranışlarını affettiği belirtilerek asıl davanın reddi ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte davalı- davacı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, af iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ve 371 ... maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3.Değerlendirme

Davacı- davalı erkek, dava dilekçesinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, davalı-davacı kadın, birleşen dava dilekçesinde zina hukuki sebebine dayalı boşanma talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde; erkeğin kısıtlanmasını gerektirir bir durumunun bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının davasının feragat nedeniyle reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü ve fer'îleri yönünden istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince; toplanan delillerden erkeğin tanıklarının beyanlarında geçen ve İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışlardan sonra evlilik birliğinin devam ettiğinin anlaşıldığı, erkek tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışların affedildiği veya an azından hoşgörü ile karşılandığı, bu vakaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların barışmasından sonra kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın da ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ise istinaf edilmeyerek kesinleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek; kadın vekilinin, erkeğin kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri yönünden istinaf itirazının kabulü ile erkeğin boşanma davası ve fer'îleri taleplerinin reddine karar verilmiştir. Hüküm ... erkek vekili tarafından boşanma davası ve fer'î taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin İlk Derece Mahkemesince yüklenen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışları yanında kadının da, erkeğe sürekli olarak hakaret ettiği ve erkeğe haber vermeden önceki evliliğinden olan çocuklarının yanına gittiği, bu davranışların süregelen davranışlar olması nedeniyle erkek tarafından affedilmiş veya hoş görülmüş sayılamayacağı anlaşılmaktadır. Olayların akışı karşısında davacı- davalı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi şartları oluştuğu dikkate alınarak, davacı- davalı erkeğin davasının kabulü gerekirken reddine karar verilmesi ... bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Sevalidiye'den alınarak Nazmi'ye verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.