"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1017 E., 2022/1044 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1225 E., 2021/32 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf davalı-karşı davacı ... ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşmaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle ; davalı karşı davacı kadının sadakatsiz olduğunu, başka bir erkekle mesajlaşıp konuştuğunu, çok samimi tavır ve sözler sergilediğini, evi terk ettiğini, bu durumu kadının ailesinin öğrenmesi üzerine, kadının ailesinin kadını darp ettiğini, tarafların evlilik birliğini müvekkilin ailesi ile aynı evde geçirdiğini, kadının bir kez olsa dahi ayrı bir ev talebinin olmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini, çocuklar yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına 10.000,00 TL madi, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı karşı davalı erkek vekili 09.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile yargılama sırasına ortaya çıkan delillerle davalı karşı davacı kadının müvekkili başka erkeklerle aldattığı ve zina eyleminin sabit olduğu gerekçesi ile davasını ıslah ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin bağımsız ev sağlamadığını, erkeğin annesinin müvekkiline hakaret ettiğini, iftiralarda bulunduğunu, erkeğin de müvekkiline sahip çıkmadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, özel günlerde yalnız bıraktığını, hakaret ettiğini, çocuklarla ve müvekkili ile ilgilenmediğini, eve çok geç geldiğini, geç saatlerde evden çıktığını, başka kadınlarla uygunsuz görüşmeler yaptığını, pornografi sitelere girdiğini, başka bir kadın ile ilişki yaşadığını, erkeğin müvekkiline ağır şiddet uygulayıp, hakaretler ederek sindirdiğini, odaya kilitlediğini iddia ederek iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına 1.000'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadının başka erkeklerle facebook, whatsap ve instagram üzerinden yazıştığını kendisini aldattığını iddia ettiğini, kadının ise erkeğin bu aldatma olayını affettiğini, kendisinin de önceki fiziksel şiddet olayını affettiğini ve bir araya geldiklerini, bir araya geldikten sonra 2017 yılının Kasım ayında yeniden gerçekleşen fiziksel şiddet olayı nedeniyle erkekten ayrı yaşamaya başladığını, erkeğin kendisini ve çocuklarını ihmal ettiğini, kendisine ayrı bağımsız bir konut açmadığını iddia ettiği, celp edilen ... Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/10715 soruşturma nolu dosyası incelendiğinde suç tarihinin 10.05.2017 olduğu, soruşturma dosyası içeriğinde Nurhan ... beyanında Ayşegül tarafından tehdit edildiği için Ferhat ile konuştuğunu, Ayşegül beyanında ise amcası Ferhat' ın bir bayanla görüşmesinden kaynaklı kadının ailesiyle sorun yaşadığını söylemesi üzerine bir numarayı aradığını Ayşegül'ün babası ile konuştuğunu ona facebook yazışmalarını kendisi yazmamasına rağmen kendisinin yazdığını ve şaka yaptığını söylediğini beyan ettiği, şikayetçi Ekrem'in soruşturmaya verdiği dilekçesinde eşinin tehdit edilerek tuzağa düşürüldüğünü sonrasında Ayşegül isimli kişinin şaka yaptım dediğini, bu kişilerin kadınları tuzağa düşürmelerinden şüphe ederek şikayetçi olduğu, soruşturma dosyasında her ne kadar erkek kadının tehdit sonucu konuştuğuna dair beyan verse de daha sonradan bu konuşmaların tehditle olmadığını ele geçirdiği yazışmalardan anladığını iddia etmiş ve dinlenen tanık Remziye'nin beyanları ile de kadının, erkeği Ekrem isimli kişiyle aldattığı kanaatinin oluştuğu, erkeğin bu olay sonrası bir araya gelmesinin olayı affetme değil yanılma sonucunda eşinin tehdit edildiğini sanarak Ferhat isimli kişi ile konuşmalarını gerçekleşti düşüncesi ile olduğu, tarafların yeniden barışıp bir araya gelmelerinden önce yaşanan kadına karşı gerçekleştirilen şiddet eyleminin ise kadın tarafından affedildiği, dinlenen tanık beyanlarından kadının kayınvalidesi ile aynı evde oturmaya razı olduğu, aralarında bir sorunun olmadığı, yaşanan son olayda ise erkeğin kadına 2017 yılının Kasım ayında uyguladığı fiziksel şiddet nedeniyle yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerden morluklar oluştuğu, kadının Ferhat isimli kişi ile yazıştığı ve görüştüğü bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğin ise kadına fiziksel şiddet uyguladığı değerlendirildiğinde her iki tarafın eşit kusurlu olduğu, asıl davada zina nedeni ispatlanamadığı, boşanma sebebiyle maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat isteyen tarafın kusursuz ya da diğerine göre az kusurlu olması gerektiği, tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşıldığından karşılıklı maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, tarafların ortak çocuklarının halen babanın yanında kaldığı, bizzat alınan beyanlarında babaları ile kalmak istediklerini beyan ettikleri, ayırt etme gücüne haiz olmaları nedeniyle velâyet konusunda beyanlarına üstünlük tanındığı ve mevcut düzenlerinin bozulmasının çocuklar için olumsuz netice doğuracağı kanaati ile müşterek çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, velâyeti babaya verilen müşterek çocuklar üzerinde velâyeti kendisinden alınan annenin bakım, gözetim yükümlülüklerinin halen devam ettiği ve küçüklerin ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verildiği, toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğu, kadının herhangi bir gelirinin olmadığı, buna karşılık erkeğin internet kafe işlettiği, aylık 3.000-4000 TL gelirinin bulunduğunun tespiti ile boşanma neticesinde, davalı karşı davacı kadının yoksulluğa düşeceği kanaatine varıldığından lehine uygun bir miktar nafakaya hükmedildiği gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin zina sebebine dayalı boşanma davasının reddine, karşılıklı davaların kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 400'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 600,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının müvekkilinin birden fazla erkek ile aldattığını, dosyaya sunulan yazışmalar kapsamında aldatma eyleminin sabit olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kadının kendi ailesi tarafından aldatılma olayı ortaya çıkınca darp edildiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, darp iddiasının yalan ve asılsız olduğunu, kadın tanıklarının yalan beyanda bulunduklarını, zina eyleminin isapatlandığını, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesi gerektiğini, kadının davasının ispatlanmadığını, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası alamayacağını belirterek zina hukuki sebebine dayalı davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve müvekkili aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının yararına kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının zina sebebine dayalı olduğunu, talebe bağlılık ilkesinin dışına çıkılarak erkeğin davasında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi kapsamında boşanma hükmü verilemeyeceğini, zina davasının da kanıtlanamadığını, erkeğin davasının reddinin gerektiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, erkeğin birliğin temelinden sarsılmasında tamamıyla kusurlu olduğunu, bu kapsamda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, nafaka miktarının da son derece düşük olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının miktarı, aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının yararına kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece kabul edilen fiziksel şiddet kusurunun yanında, erkeğin bağımsız konut temin etmeme kusurunun da gerçekleştiği, böylece erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduğu, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî ve manevî tazminat isteyen eşin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, kendisi yoksul olan tarafın iştirak nafakası ile sorumlu tutulamayacağı, toplanan delillerden kadının ev hanımı olup, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, kadının, velâyeti babaya verilen ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulmasının doğru olmadığı, bu nedenle kadının bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü ile tedbir- iştirak nafakasına ilişkin kararın kaldırılmasına, erkeğin tedbir - iştirak nafakası talebinin reddine karar verildiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre; ilk derece mahkemesince kadın lehine takdir edilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olduğu ve erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı-karşı davacı kadının ise hafif kusurlu olduğunun tespitine, davalı karşı davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin ortak çocuklar için talep ettiği tedbir ve iştirak nafakasının reddine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının birden fazla erkekle 400 sayfa müstehcen yazışmalarının ortaya çıktığını, birden çok erkek ile müvekkilini aldattığını, buna rağmen müvekkilinin ağır kusurlu bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, kadının zina ettiğini, kadının da bunu kabul ettiğini, kadının adeta ödüllendirildiğini, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, ortak çocuk için de müvekkili yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirtilerek, kadının davasının kabulü, zina sebebine dayalı davasının reddi, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri, reddedilen tedbir ve iştirak nafakası talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı karşı davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, davalı karşı davacı kadının 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile davalı karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminat hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ile davacı karşı davalı erkek yararına maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti, dava konusu yapılan ziynetlerin miktarı ve kimin uhdesinde kaldığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 182 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Ekrem'den alınıp Nurhan'a verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.