"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/972 E., 2022/1542 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/663 E., 2021/669 K.
Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Alman Devleti Darmstadt Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.09.2015 tarih ve 54 F30/1 sayılı ve 21.09.2015 kesinleşme tarihli ilamı ile boşandıklarını, bu kararın tanıma ve tenfizine karar verildiğini, tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri Samsun ili, ... ilçesi, ... Mah, 426 ada, 22 parselde tapuya kayıtlı 2. Kat 13 nolu meskeni davalı adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın evlilik birliği içerisinde birlikte edinilmiş bir taşınmaz olduğunu, müvekkilinin bu taşınmazın alımında katkısının büyük olduğunu, tarafların evlendikten sonra Almanya'ya gittiklerini ve burada çalışmaya başladıklarını, dava konusu evin evlilik birliği içerisinde alındığını, müvekkilinin dava konusu evin alınmasında düğünde takılan tüm ziynet eşyalarını bozdurarak ve çalışarak biriktirdiği paraları katarak davalıdan çok daha fazla katkı verdiğini, müvekkiline düğünde 2 metre zincir, 2 adet gerdanlık takımı(set), 1 hasır bilezik,16 tane bilezik (10' u normal 8'i üçlü burma bilezik), 1 adet kalın kelepçe ziynet eşyası takıldığını tüm bu ziynet eşyalarının ev satın alınırken paraya çevrilerek üstüne de yine ortak olarak taraflarca katkı sağlanarak satın alındığını belirterek dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarını bozdurarak evin alımına %75 katkı sağladığını, bu sebeple fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile katkı payının hesaplanarak şimdilik 2.000,00 TL katkı payı alacaklarının dava tarihinderi itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava dilekçesini usulüne uygun olarak tebliğ almasına rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 30.07.1990 tarihinde evlendikleri, Almanya Federal Cumhuriyeti Darmstadt Mahkemesinde 30.04.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 21.09.2015 tarihinde kesinleşmesiyle ve bu kararında Ayvalık 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/353 Esas sayılı ilamı ile tanınmasına karar verilmesi ile boşandıkları, mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiği, sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, tasfiyeye konu taşınmazın 20.12.2000 tarihinde satış yoluyla davalı eş adına tescil edildiği, tasfiyeye konu taşınmazın eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiği, davanın katkı payı alacağı davası olduğu, kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerektiği, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerektiği, davacının, dava dilekçesinde, tasfiyeye konu taşınmaza, düğünde kendisine takılan tüm takıları ve çalışarak biriktirdiği paraları katarak katkıda bulunduğunu iddia ettiği, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından tarafların evlendikleri günden beri Almanya'da yaşadıkları ve Almanya'da çalıştıkları, davacı tanıklarının ziynet eşyalarına ilişkin beyanlarının, duyuma dayalı ve davacının ağzından aktarılan beyanlar olduğu, bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceği, davacı tanıklarının davacının tasfiyeye konu meskenin alımında çalışarak biriktirdiği paraları katarak katkıda bulunduğuna ilişkin bilgilerinin olmadığı, davacının dava dilekçesinde açık bir şekilde yemin deliline de dayanmadığı, tercüme edilmiş sigorta hizmet cetvellerinden anlaşılacağı üzere, davacı kadının 01.01.2000-30.04.2000 tarihleri arasında 2.520,00 DM zorunlu sigorta priminin ödendiği, davacı kadının 01.05.2000 - 01.01.2001 tarihleri arasında sigorta prim ödemesinin olmadığı, önceki tarihlerde de davacı kadının düzenli prim ödemesinin olmadığı, davalı erkeğin ise düzenli sigorta prim ödemelerinin olduğu, dolayısıyla davacı kadının tasfiyeye konu taşınmazın alınmasından önce düzenli ve sürekli çalışmasının olmadığı, davacının ek iş yaptığına dair tanık beyanlarının davacının ağzından aktarılan beyanlar olduğu, görgüye dayalı olmadığından itibar edilmeyeceği, davacının tasfiyeye konu taşınmazın alımında ziynetlerle ve çalışarak biriktirdiği paralarla katkı yaptığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının taşınmazın alım tarihindeki değerinin tespiti yapılmadan dava hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, ziynet eşyalarını dosyaya sundukları düğün resimleri ile ortaya koyduklarını, taşınmazın alımında ziynet eşyalarının kullanılmadığını düşünmenin hayatın olağan akışına aykırı bir davranış olduğunu ve davalının da bunun aksine bir iddiası bulunmadığını, cevap dilekçesi sunmayan davalının süresinden sonra dosyaya sunduğu tüm belgeler ve delillerin raporda dikkate alınmasının mümkün olmadığını, ziynet eşyalarının taşınmazın satın alındığı tarih itibarıyla değerlerinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirttiği sebeplerle davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının dava dilekçesinde talep konusu yaptığı taşınmazın edinilmesine katkısının olup olmadığı ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi; 734 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.