Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6998 E. 2023/3840 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kimin kusurlu olduğunun tespiti, maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve yasal dayanakların Bölge Adliye Mahkemesi tarafından doğru değerlendirildiği, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz edenin itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/483 E., 2022/784 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaman Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/66 E., 2021/259 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle ; kadının vize almak konusunda müvekkiline baskıda bulunduğunu, yalan söyleyerek güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, tehdit ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu, erkeğin müvekkiline ait vize işlemleri ile ilgilenmediğini, müvekkilinin yurt dışına çıkmaması için 18.08.2015 tarihinde "müvekkili ile sahte evlilik yaptığı yurt dışına çıkmaması gerektiğine" dair ilgili makama yazı sunduğunu, erkeğin düzenli bir işte çalışmadığını, alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu, düğün yapmak istemediğini, sürekli müvekkilinden para istediğini, müvekkilini yurt dışına götüremeyeceğini, ...'de oturan annesine hizmetçi ve bakıcı olması için evlilik yaptığını beyan ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2018 tarihli ve 2015/269 esas, 2018/103 karar sayılı kararı ile; tarafların anlaşmalarına göre evlilik sonrasında kadının da yurtdışına gideceği, bunun için erkeğin, kadın için vize başvurusu yapacağı, ancak dosyadaki belge ve gelen yazı cevaplarından kadın adına yapılmış ya da iptal edilmiş bir vize başvurusunun bulunmadığı, kadının, erkeğe borç mahiyetinde iki kez euro cinsinden para gönderdiği, erkeğin dosyaya yansıyan tanık beyanları ve dosyada bulunan fotoğraflardan, erkeğin daha önce boşanmış olduğu eşi ile birlikte fotoğraflarının ve yine erkeğin alkol masasında alkol aldığı anlarla ilgili fotoğraflarının bulunduğu bu itibarla erkeğin evlilik birliğinin taraflara yüklediği yükümlülükleri (sadakat yükümlülüğü) ihlal ettiği, erkeğin önceki evliliği ile ilgili olarak kadına ...i kadar açıklayıcı ve güven sağlama adına açıklamayı yapamadığı, bu itibarla erkeğin evlilik birliği içerisinde kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksuluk nafakası talebinin tarafların ekonomik ve sosyal durumu nazara alınarak reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.11.2020 tarihli ve 2018/3146 esas, 2020/1427 karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince 28.04.2016 tarihli celse " dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı ... lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakası takdirine, tedbir nafakasının her ay davacı-karşı davalı ...'den alınarak davalı - karşı davacı ...'e ödenmesine" şeklinde ara karar ile kadın lehine tedbir nafakasına hükmedildiği, 26.03.2019 tarihli hüküm duruşmasında önce "Mahkememizin 1 nolu celsesindeki 3 nolu ara karar ile davalı-karşı davacı lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı - karşı davacı ... lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş ise de; dosyada bulunan ...'nin 29.12.2017 tarihli yazısı ile davalı-karşı davacının 07.11.2016 tarihinde işe başladığının ve 2.000,00-TL net maaş aldığının bildirildiği dikkate alınarak söz konusu ara karar ile davalı karşı davacı lehine takdir edilen nafakanın işe giriş tarihi olan 07.11.2016 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verildi" şeklinde ara karar oluşturulduktan sonra aynı celse hüküm de bu sefer "Davalı-karşı davacının talep etmiş olduğu tedbir-yoksulluk nafakasının tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak reddine" şeklinde hüküm kurulduğu, gerekçede ise; kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının işe giriş tarihi olan 07.11.2016 tarihinden itibaren kaldırıldığı belirterek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, yine İlk Derece Mahkemesince, gerekçeli kararda, hem boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu sonucuna varıldığının belirtildiği, hem de kadının boşanmaya neden olan olaylarda herhangi bir kusurunun bulunmadığı kabul edilerek, kadına kusur yüklenip yüklenmediği konusun da çelişki yaratıldığı, denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın bulunmasının istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olduğu, bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilemeyeceği, netice olarak erkek vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile mahkemenin kararının kaldırılarak, açıklanan ilkeler gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebebine göre her iki dava hakkında usuli kazanılmış haklar gözetilerek yeniden bir karar verilmesi zorunlu hale geldiğinden, erkek vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı erkeğin evlilik öncesine yönelik iddiaların boşanma davasına konu edilemeyeceği ve bu hususların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, dinlenen erkek tanıkları ... D., ...B....D.' nin anlatımlarının görgüye dayalı anlatımlar olmadığı, bu bağlamda beyanlarına itibar edilemeyeceği, diğer davacı karşı davalı tanığı .... Ö.'nün ise davacı karşı davalı ...' nin annesi olduğu, beyanlarının yanlı olması ihtimaline binaen tek başına adı geçen tanığın anlatımlarının ...li olmadığı, ayrıca beyanları incelendiğinde beyanlarının bir kısmının duyuma dayalı, bir kısmının ise dosya kapsamında yer alan delillerle uyuşmadığı, zira davacı karşı davalının alkollü fotoğrafları hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu, bu bağlamda davacı karşı davalının iddialarının ispat edilememiş olması nedeniyle asıl davanın reddine karar verildiği, dinlenen davalı karşı davacı kadın tanıklarının anlatımları, fotoğraflar ve müzekkere cevapları ile sabit olduğu üzere, davacı karşı davalı erkeğin davalı karşı davacı kadına yönelik ilgisiz davrandığı, evlendikten sonra Avusturya ülkesine döndüğü, vize işlemleri ile ilgileneceğini, başvuru yaptığını söylemesine rağmen vize işlemleri ile ilgilenmediği, başvuru yapmadığı, davalı karşı davacı eşine maddî yardımda bulunmadığı, evlilik birliği içerisinde başka bir kadınla çekilmiş fotoğrafını sosyal medyada paylaşarak güven sarsıcı harekette bulunduğu, dolayısıyla bu olaylar dikkate alındığında taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının, evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olanın davacı karşı davalı erkek olduğunun kabul edilmesi gerektiği, tarafları bir arada yaşamaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı, bu kapsamda asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin kusuru, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği hususları dikkate alınarak, dosya kapsamında yer alan SGK sorgu sonuçları ve uzun vade hizmet dökümünün içeriğinden hareketle 01.04.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak ve kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının boşanma ile eşinin maddî desteğini yitireceği hususu dikkate alınmak suretiyle 20.000,00 TL maddî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayların tazminat isteyen kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu ve boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurunun bulunmadığı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece delillerin hatalı değerlendirildiğini, kadının iddialarının ispatlanamadığını, asıl kusurun kadında olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davasının reddedilmesinin ve karşı davanın kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bunun yanında, maddî ve manevî tazminat koşullarının da oluşmadığını, kadınının tanıklarının birinci dereceden akrabaları olduğunu belirterek hükmün yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin asıl davanın reddine ilişkin kararında, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmadığı, gerekçe ve kanunun olaya uygulanması yönünden hata bulunmadığı, kadının boşanmaya neden olacak ispatlanmış kusurunun bulunmadığı, erkeğin kendi davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlarından güven sarsıcı davranış dışında kalan kusurlu davranışların ispatlandığı, kadına, erkeğin asıl davada cevaba cevap, karşı dava yönünden cevap dilekçesinin 04.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık cevap verme süresinin 18.01.2016 tarihinde sona erdiği ancak kadın vekilinin UYAP kaydına göre, iki haftalık süre geçtikten sonra 19.01.2016 tarihinde karşı dava yönünden ikinci cevap dilekçesi verdiği, bu halde usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen güven sarsıcı davranış vakıasının erkeğe kusur olanak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda yine de tam kusurlu olduğu ancak erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, kadın lehine manevî tazminat koşullarının oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2018 tarihli ilk kararında; ara karar ile kadın lehine dava tarihinden kadının işe girdiği 17.11.2016 tarihine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, nihai hükümde ise kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine karar verildiği ve hükmün sadece erkek tarafından istinaf edildiği, dolayısıyla ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının süresi ve miktarı ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden, erkek lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, kaldırma kararı sonrası, İlk Derece Mahkemesinin istinaf incelemesine konu 05.07.2021 tarihli ikinci kararında, kadın lehine "01.04.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak ve karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakasına dönüşmek üzere, davalı karşı davacı kadın için aylık takdiren 500 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine," şeklinde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca kadın lehine dava tarihinden işe giriş tarihine kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, bu kapsamda erkeğin tedbir nafakasına, yoksulluk nafakasına ve manevî tazminata yönelik istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadın yararına asıl dava tarihinden işe giriş tarihi olan 17.11.2016 tarihine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı karşı davalı erkek vekilinin sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliğin temelinden sarsılmasında kusurunun olmadığını, müvekkilinin tam kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığını, kadının iddialarını ispat edemediğini, evliliğin kadının kusuru neticesinde temelinden sarsıldığını, müvekkili aleyhine maddî tazminata hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı karşı davacı kadın yararına maddî tazminat hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.