Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7064 E. 2023/3843 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zina sebebine dayalı boşanma davasında, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur durumu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerindeliği ve iştirak nafakası miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı, delil durumu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve kanuna uygunluk gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz itirazları reddedilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/182 E., 2022/1157 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/171 E., 2020/433 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi kararı davalı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 12.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde yapılan tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının telefon konuşması ve yazışmalarından şüphelenerek telefonunu incelediğinde "... okul" ve "...2" şeklinde kaydedilmiş numaralarla yoğun bir mesajlaşma ve watsap görüşmelerinin olduğunu gördüğünü, bu numaraları not alıp sonraki gün müvekkili başka bir numaradan aradığında karşısında Suriyeli olduklarını ve inşaat işçisi olduğunu söyleyen erkek şahısların çıktığını, ... okul şeklinde kayıtlı olan kişinin ... M. , ...2 şeklinde kayıtlı kişinin... A. olduğunu müvekkilinin sonradan öğrendiğini, müvekkilinin yaptığı şikayet sonucu...'in jandarmada verdiği ifadesinde davalının kendi isteğiyle telefon numarasını kağıda yazarak pencereden atmak sureti ile verdiğini ve buluştuklarını beyan ettiğini, eşinin karşı tarafın zorlamasıyla cinsel ilişki yaşandığını beyan etse de tutarsız beyanlarından sonra bu şahısların her ikisiyle de müşterek yaşanılan aile konutunda ortak çocukların da evde bulunduğu sırada cinsel ilişkiye girdiğini itiraf ettiğini, bu olayın 4 ay veya daha uzun bir süredir devam ettiğini kadının itiraf ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ile iştirak nafakasına hükmedilmesine, müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî ve 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; zina yönünden açılan davanın kurgu ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin herhangi bir şekilde telefon numarasını vermediğini, müvekkiline atılı bu iftira sebebiyle suç duyurusunda bulunacaklarını, tarafların aile apartmanında oturduklarını, kayınvalidesinin sürekli müvekkilini eşine şikayet ettiğini, müvekkilinin evlilikleri boyunca sürekli eşinden şiddet gördüğünü, eşinden gördüğü şiddeti ailesine söyleyemediğini, müvekkilinin 2009 yılında hamile kaldığını, eşine sancıları olduğunu söylediğinde eşi ve kayınvalidesinin yalancı sancıdır diye hastaneye götürmediklerini, ailesi gelip kendisini hastaneye götürdüklerinde düşük yaptığını anladıklarını ve bu sebeple kürtaj olduğunu, daha sonra müvekkili yeni ameliyattan çıkmasına rağmen karşı tarafın müvekkiline küfür ettiğini ve tokat attığını, müvekkilinin 2010 yılında yeniden hamile kaldığını, 2 aylık iken yine kanama ve ... şikayeti ile hastaneye gittiğini, doktorun bebeğin alınması gerektiğini söylemesi üzerine müvekkilinin babasının davacı karşı davalıyı aradığını, davacı karşı davalının ise hastanenin özel hastane olması sebebi ile para kazanmak için bu şekilde söylediklerini, parasının olmadığını, çok borcunun olduğunu söylediğini, müvekkilinin babasının hastane masraflarını karşıladığını, müvekkilinin ameliyatından sonra annesinin kızıyla ilgilenmek istediğini, ortak konuta yemek yapıp götürdüğünde davacının hakaretlerine maruz kaldığını, banyodan çekçek sopasını alarak müvekkilinin annesinin üzerine yürüdüğünü ve vurmaya kalktığını, bu olaydan sonra davacının alkol kullanmaya ve sık sık ortak konuta geç gelmeye başladığını, alkolün etkisi ile daha çok müvekkiline hakaret etmeye ve en ufacık şeyden kavga çıkartarak şiddet uygulamaya devam ettiğini, davacı karşı davalının çocukların kıyafet giderlerini dahi karşılamadığını, masrafların müvekkilinin babası tarafından karşılandığını, çocuk Atakan'ın sünneti, servis masrafları, okul masraflarının hepsinin müvekkilinin babası tarafından karşılandığını, davacının Tekzen'de çalışırken işten çıktığını, yüklü miktarda tazminat aldığını, ancak bu parayı kredi borcum var onu ödedim diyerek evin ihtiyaçları için kullanmadığını, davcının çocuklarının hastalığı ile ilgilenmediğini, onlarla hiç oynamadığını, çocukları oyun oynamak istediklerinde ilgilenmediğini, izin gününde bile eve gelmeyen alkolik bir babaya çocukların velâyetinin verilemeyeceğini iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 1.250,00 TL tedbir nafakasına, müvekkili lehine 400.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada davalı kadının, dinlenen tanık beyanları, tanık beyanlarıyla destelenen ses kayıt çözüm tutanakları birlikte değerlendirildiğinde zina eyleminde bulunduğu, karşı davada davalı erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve evin geçimine katkıda bulunmadığı hususların sabit olduğu, boşanmada her iki tarafın da kusurlu olduğu ancak kadının daha ağır kusurlu olduğu, erkeğin boşanmakla diğerinin maddî desteğini yitirmeyeceği anlaşıldığından erkeğin maddî tazminat talebinin reddine karar verildiği, kadının daha ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından maddî tazminat talebinin reddine karar verildiği, kadının kusurlu hareketlerinin, erkeğin kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların sosyal-ekonomik durumları, tazminata esas olan fiillerin ağırlığı ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına 15.000.00-TL manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, hükme esas kabul edilen sosyal inceleme raporunda ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin ortak çocukların yararına olacağı kanaatinin bildirildiği, çocukların yaşları sebebiyle anneye muhtaç bir dönemde oldukları anlaşıldığın söz konusu rapor hükme esas kabul edilerek çocukların velâyetleri annelerine verildiği, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak ortak çocuk Miray için 17.07.2019 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile kararın kesinleşmesine müteakiben aylık 400,00 TL iştirak nafakası ile ortak çocuk Atakan için 07.02.2018 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile kararın kesinleşmesine müteakiben aylık 400,00 TL iştirak nafakasının babadan alınmasına karar verildiği, kadın için 31.05.2019 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verildiği gerekçesi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca karşı davanın 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir ve 400,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, erkek yararına 15.000 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina olgusunun kabul edilebilmesi için cinsel ilişkinin ispatlanmasının zorunlu olduğunu, erkeğin müvekkiline şiddet uyguladığını, bu kapsamda iradesi sakatlanarak alınan ses kaydının hukuka aykırı olduğunu, bir an için ses kaydının doğru kabul edilse dahi zina olgusunun diğer delillerle ispatlanması gerektiğini, eldeki dosyada cinsel ilişkinin erkek tarafından kanıtlanmadığını, müvekkili yararına asıl dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğunu, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkili yararına iştirak nafakasına da hükmedilmesini talep ettiklerini, asıl davanın reddine karar verilemesi gerektiğini belirterek erkeğin davasının kabulü, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat, müvekkili yararına hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihi, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, müvekkili yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olmadığını, annenin velâyeti alabilecek durumda olmadığını, kadının yaşadığı yasak ilişki ile çocukların ruhsal duurmunu çöküntüye uğrattığını, müvekkilinin kusuru olmadığını, mahkemece uygun görülecek maddî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi ve reddedilen maddî tazminat talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek lehine 10.000,00 TL maddî tazminata hükmedildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek boşanma kararının kesinleşmesi tarihinde sona ermek üzere davalı-karşı davacı kadın yararına asıl dava tarihi olan 07.02.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken karşı dava tarihi olan 31.05.2019'dan itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesi hatalı olduğu, sair istianaf istemlerine ilişkin olarak dosya kapsamı, delil durumu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından sair hususlara yönelik Mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığının anlaşılmasına göre taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının esastan reddine, davacı-karşı davalı erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, davalı karşı davacı kadın yararına asıl dava tarihi olan 07.02.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararı hatalı olduğunu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin davasının kabulü, müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, reddedilen kendi tazminat talepleri, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ve müvekkili yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı-karşı davalı erkeğin zina sebebine dayalı davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, taraflar yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, iştirak nafakalarının miktarı ile davalı karşı davacı kadın ve vekili tarafından dilekçeler aşamasında usulüne uygun şekilde yoksulluk nafakası talep edilmemesi nedeniyle Mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 26 ncı, 119 uncu, 129 uncu, 132 nci, 141 inci,190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı ve 161 inci maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı -karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.