"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından yardım nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı anne tarafından açılan iştirak nafakasının arttırılması davası davacı ...'nun ... olmasıyla birlikte yardım nafakası olarak görülmeye devam etmiş, yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ve iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren arttırılmasına karar verilmiş, ayrıca davacı ...'nın ergin olduğu tarihten itibaren olan nafaka talebi de HMK 114/1-d maddesi ve HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddedilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde; "... çocuk vekil vasıtası ile yargılamada kendini temsil ettirmiş, reşit olduktan sonraki dönem için nafakanın devamını talep etmiştir. Bu istem TMK’nun 364.maddesi kapsamında yardım nafakası istemi olup, mahkemece, yardım nafakasında taraf sıfatı bulunmadığından 21.07.2018 tarihinden sonrasına ilişkin nafaka talebinin usulden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de müşterek çocuğun ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle adına kayıtlı şirketten gelir sahibi olduğu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara tabi olması nedeniyle karar tarihinden sonra hisselerin üçüncü şahsa devredilmesinin verilecek karara etkisinin bulunmadığı dikkate alındığında yardım nafakası talebinin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bu husustaki davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." denilmekle ilk derece mahkemesince verilen "usulden red" kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirlendiği halde, nihai olarak tarafların istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kararın hüküm kısmında tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 27.09.2022 (Salı)