Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7085 E. 2023/3842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1535 E., 2022/502 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/475 E., 2019/279 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi kararı davacı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 12.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşma için tayin olunan 12.09.2023 gününde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı kadnın 1996 yılında evlendiklerini, taraflar fiilen 2010 yılından beri ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 2012/485 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını ancak davalının boşanmak istememesi sebebiyle davanın reddedildiğini, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 17.03.2014 tarihinde kesinleştiğini, iş bu dava sonrasında da taraflar fiilen ayrı yaşamaya devam ettiğini, davalının, müvekkile sağlıklı, huzurlu bir aile ortamı sağlayamadığı gibi eşine gereken ilgi ve alakayı göstermediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi dördüncü maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı davalı erkeğin nikahlarının cezaevinde kıyıldığını, tarafların 2012 yılına kadar birlikte yaşadıklarını, erkeğin sadakatsiz olduğunu, erkeğin tekrar cezaevine girmeyisyle kesin olarak ayrıldıklarını, erkeğin başka bir kadınla evlilik dışı yaşamaya başladığını ondan bir çocuğunun olduğunu iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 4.000,00 tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların Bakırköy 2. Aile Mahkemesi'nin 2012/485 Esas sayılı dosyasında, erkek tarafından açılan davada, davanın reddine karar verildiği, 17.03.2014 tarihinde ret kararının kesinleştiği, dinlenen tüm taraf tanıklarının görgüye dayalı olan ve itibar edilen beyanlarından tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, biraraya gelmedikleri, reddedilen davadan sonra da tarafların 3 yıl biraraya gelmediklerinin sübut bulduğu, bu nedenle erkeğin davasının kabulüne karar verildiği, erkeğin, kadına maddî olarak destek olmadığı, tehdit içeren sözler söylediği, fiili ayrılık döneminde erkeğin başka bir kadından iki tane çocuğu olduğu, bu çocukları tanıma yoluyla nüfusuna kaydettirdiği, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarını ihlal etttiği, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, tarafların sosyal ekonomik durumları, hakkaniyet prensibi nazara alınarak kusursuz olduğu kanaatine varılan kadın yararına manevî tazminata hükmedildiği, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, eşinin desteğinden yoksun kalması, tarafların sosyal-ekonomik durumları, zedelenen ve yoksun kalınan menfaat, tarafların birlikte yaşadıkları süre göz önüne alınarak kadın yararına maddî tazminata hükmedildiği, erkeğin tam kusurlu olarak boşanmaya sebebiyet vermesi sonucu yoksulluğa düşecek kadın yararına aylık 300,00 TL'den 5 yıl boyunca hesaplanan yoksulluk nafakasının toptan şekilde 18.000,00 TL olarak ödenmesine karar verildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile 18.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kararı sadece maddî talepler yönünden istinaf ettiklerini, Mahkemece kusur tespitinin doğru yapılmadığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, maddî tazminat yönünden hiç bir gerekçe gösterilmediğini, tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olmasına ve ekonomik durumunun son derece iyi olmasına rağmen son derece düşük miktarda ve hakkaniyete aykırı olacak şekilde tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedildiğini belirterek, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki boşanma davasından önce gerçekleştiği anlaşılan tehdit eyleminin erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, taraflara yüklenen kusur oranı değişmediğinden gerekçenin gerçekleşen kusurlu davranışlar bakımından düzeltilmesine karar verildiği, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, kadının ihtiyaçları, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmesi, mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi ve erkeğin belirtilen kusurlu davranışlarından ötürü kişilik haklarının saldırıya uğraması karşısında kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesinde bir yanlışlık olmadığı, tedbir nafaka miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, ancak tarafların evlilik süresi, kadının yaşı ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat az olduğu gibi yoksulluk nafakasının toptan tayinin de doğru olmadığı, bu bakımdan kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatın miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar verildiği, taraflara yüklenen kusur oranı değişmediğinden gerekçenin gerçekleşen kusurlu davranışlar bakımından değiştirilmesine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, tarafların 8 yıldır ayrı yaşadığını, fiili ayrılık döneminde vuku bulan eylemin kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur olarak kabul edilemeyeceğini, kadının daha fazla kusurlu olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, tarafların fiilen ayrı olması nedeni ile kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceğinden bahsedilemeyeceğini, müvekkili yönünden sosyal ekonomik durum araştırması yapılmadığını belirtilerek, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.