"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/449 E., 2022/1117 K.
DAVA TARİHİ : 31.10.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/359 E., 2020/68 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacı kadının reddedilen ziynet alacağı davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 25.293,99 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Belli edilen günde davacı ... vekili Av. Hasan Oymak geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davacı kadının reddedilen yön dışındaki, davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıyan dilekçelerin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli alkol aldığını, sadakatsiz olduğunu, kumar oynadığını, parasını gazinoda harcadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya yıllık üfe oranında artış uygulanmasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı kadının ilaç kullanarak tarafların ortak çocuğu olmasını engellediğini, boşanmak istemediğini, evlilik birliğini devam ettirmek istediğini, davacı kadını sevdiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının sürekli alkol alarak davacıya şiddet uyguladığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin yüklediği sadakat yükümlülüğünün zarar gördüğü, tarafların bir araya gelip evlilik birliğini devam ettirme ihtimallerinin kalmadığı, evlilik birliğinin devam etmesinde, tarafların ve toplum yararının kalmadığı, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur durumları nazara alınarak davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına hüküm altına alınan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının tarafların maddî durumları dikkate alınarak kaldırılmasına, davacı kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının maddî tazminat talebinin şartları oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddî tazminat koşullarının oluşmasına rağmen, bu taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin boşanma davası açıldıktan sonra çalışmasının maddî tazminatın reddi sonucunu doğurmayacağını, müvekkilinin çektiği ızdırap ve davalı erkeğin kusurları nazara alındığında müvekkili yararına hüküm altına alınan manevî tazminatın da az olduğunu belirterek reddedilen maddî tazminat talebi ve manevî tazminatın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkili aleyhine manevî tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı kadının evi kendisinin terk ettiğini, reddedilen kısımlar yönünden müvekkili yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat ve müvekkili yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma davasına ilişkin hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu buna karşın tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın az olduğu, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadın açısından 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluştuğu, bu durum karşısında, mahkemece kadının maddî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine davacı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline 3 yıllık evlilik süresi içerisinde sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, ağır fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, tüm bu hususlar dikkate alındığında müvekkili yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden bozulması talep edilmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı kadının müvekkilinin hiç bir kusurunu ispat edemediğini, tanık beyanlarının davacının iddialarını somut olarak doğrulamadığını, başkaca bir delil de ileri sürülemediğini, davacının maddî ve manevî bir zararının da olmadığını, davacının bu nedenle tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı kadın vekilinin reddedilen ziynet alacağı taleplerine ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.