"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/518 E., 2022/1117 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/227 E., 2021/774 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı davalı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 12.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde temyiz eden davalı davacı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf davacı davalı ... vekili Av. ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı davacı kadının sürekli telefonla vakit geçirdiğini, eşine ilgi alaka göstermediğini, konuşmadığını, birden fazla erkekle sürekli telefonla görüştüğünü, mesajlaştığını, sürekli küstüğünü, kadının babasının erkeğe ve yengesine hakaret ve tehdit ettiğini, ev işlerini yapmadığını, kadın ve ailesinin sürekli hakaret ettiğini, baskı kurduğunu, tehdit ettiğini, yatağını ayırdığını, erkeğin ailesiyle küsüp konuşmadığını, sürekli hakaret ettiğini, evi terk ettiğini, çocuğu göstermediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkek ve ailesinin müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, küçümsediğini, sürekli baskı yaptığını, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, kadını evden kovduklarını, ayrıldıktan sonra arayıp sormadığını, eşinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, ağabeyini de babanı da vururum diye tehdit ettiğini, çocuğu arayıp sormadığını, görmeye gelmediğini, masraflarını karşılamadığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya neden olan olaylarda kadının, erkeğe küfür ve hakaret ettiği, uzun süreli telefon görüşmeleri yaparak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, buna karşılık erkeğin, kadına küfür ve hakaret ettiği, ortak çocuğu ile ilgilenmediği, kadını evden kovduğu hususlarının sabit olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, bu nedenle maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığı, toplanan delillerden lehine nafaka takdir edilen kişilerin insanca yaşamaları baz alınarak, diğer tarafın da ekonomik mahfına sebep olmayacak şekilde orantılı biçimde ve hakkaniyet ilkesi gözetilmek suretiyle kadın yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine karar verildiği, tarafların ortak çocuğun yaşı, babanın velâyet talebinin bulunmaması, çocuğun halen anne yanında kalıp annenin velâyet hakkını kötüye kullandığına dair iddia ve ispat bulunmaması hususları dikkate alınarak anne yanında kalmasının çocuğun bedeni ve fikri, ahlâki gelişmesine yardım edeceğinden anne yanında kalmasının çocuğun menfaati icabı olduğundan tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye bırakılmasına karar verildiği, çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının müvekkilini defalarca aldattığını, bunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, sürekli hakaret edip aşağıladığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kadının davasının kabulü koşullarının oluşmadığını, kadının nafaka isteminin reddi gerektiğini belirterek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri, müvekkili aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2-Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliğin temelinden sarsılmasında kusuru olmadığını, asıl ve tam kusurlunun erkek olduğunu, mahkemece kısa karar ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığını, erkeğin tam kusurlu olduğu nazara alınarak müvekkilinin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, nafaka miktarlarının çok düşük olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini, hukuki ve fiili irtibat olan dosyaların eldeki dosya ile birleştirilmeden hüküm kurulmasını usul ve yasaya aykırı olduğunu, delillerin eksik toplandığını belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, eksik inceleme, birleştirme kararı verilmemesi, nafakaların miktarı, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Ereğli Aile Mahkemesi'nin 2018/512 esas sayılı davanın önlem nafakasına ilişkin olduğu, işbu boşanma davası ile yargılama usullerinin farklı olduğu, Ereğli Aile Mahkemesi'nin 2019/225 esas sayılı dosyanın ise ziynet alacağı talebine ilişkin olduğu, işbu eldeki davanın ise boşanma ve fer'îlerine ilişkin olduğu, her iki davanın işbu dava ile birleştirilmemesinin doğru ve yerinde olduğu, davalı kadın tarafının bildirdiği ... ... hariç diğer tanıklarının dinlendiği, ancak davalı tarafın tanık ... ... 'ın dinletilmesini birleşen dava dilekçesinde istemişse de 26.08.2019 tarihli birleşen davaya cevaba cevap dilekçesinde ... ...'ın geçimsizliği bilecek kadar olaylara vakıf bir kimse olmadığını beyan etmesi karşısında bu tanığın dinlenmemesinin doğru ve yerinde olduğu, davalı taraf ceza ve savcılık dosyalarına her ne kadar delil olarak dayanmış ise de hangi vakıalara ilişkin olarak bu dosyalara dayanıldığının ilişkilendirilmemesi nedeniyle ceza ve savcılık dosyalarının getirtilmemesinin doğru olduğu, erkeğe yüklenen kusurlardan çocuk ile ilgilenmediği hususunun çocuğun asıl ve birleşen davadan sonra doğması nedeni ile yerinde olmadığı, erkeğe yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin aile bireylerinin, kadını evden kovduğu tanıklar... ve ...'in beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususta kusur yüklenmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına yüklenen kusurların sabit olduğu, kadının ev işlerini yapmadığı tanıklar ... ..., ... ve ...nun beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususlarda kusur yüklenmemesinin hatalı olduğu, kadının erkeğin ailesine soğuk davrandığı ve hakaret ettiği tanıklar ... ..., ..., ..., ...n ve ...'ın beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususta kusur verilmemesinin hatalı olduğu, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin az kusurlu, kadının ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, asıl ve birleşen davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, ağır kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin az kusurlu olduğu, kadının ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu kadın lehine maddî-manevî tazminat verilmemesinin doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocuk için iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, miktarının az olduğu, ayrıca kadının faiz talebi olduğu halde faize karar verilmemesinin hatalı olduğu, mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî tazminat verilmesi gerektiği, kadının kusurlu davranışlarının erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf isteminin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğunun tespitine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için doğum tarihi olan 11.04.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200,00TL tedbir nafakasının muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00TL iştirak nafakasının muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu ağır ve tam kusurlu eşin davacı davalı erkek olduğunu, Mahkemece arasında hukuki ve fiili bağlantı olan dosyalar ile birleştirme kararı verilmediğini, kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olduğunu, müvekkilinin tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, delillerinin toplanmadığını belirtilerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, eksik inceleme, birleştirme kararı verilmemesi, tedbir ve iştirak nafakaların miktarı, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup, oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkek yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, davalı davacı kadının delillerin eksiksiz olarak değerlendirilip değerlendirilmediği, birleştirme kararı verilmesi gerekip gerekmediği, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi ve 182 inci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin Cennet'ten alınıp Onur'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.