Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7471 E. 2023/2648 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında davalı kadının kusurlu olup olmadığı, boşanma kararının verilip verilmeyeceği ve davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminat verilip verilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu olduğu, boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ve davacı erkeğin tazminat talebinin yasal koşullarının oluştuğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/701 E., 2022/747 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1042 E., 2019/947 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşmaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının ortak evde hiç vakit geçirmeyerek sürekli annesi ile teyzesinin müşterek yaşadıkları evde vakit geçirdiğini, evde müşterek hayatı inşa etmek için çaba göstermediğini, erkeğin Azerbaycan'da iş bulduğu zaman ziyaret için bile yanına gitmeyerek müşterek hayatı sürdürmediğini, erkeğin sağlığı yerinde olmayan annesine vakit ayırmasından dolayı huzursuzluk yarattığını, kavga ettiklerinde sarf edilen sözler ve sürekli olarak ayrı yaşamalarından dolayı evlilik birliğinin gereklerinin yerine getirilememesi nedeniyle erkeğin bu evlilik birliğini devam ettiremediğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davada müvekkilinin isteği ile özel hayatlarının çirkin detaylarının ortaya dökülmemesi için azami gayret göstermeye çalıştıklarını, ancak davalı tarafın cevap dilekçesinde müvekkiline atfedilen gerçeğe muhalif beyanları karşısında bu evlilik birliğinin sonlanma nedenlerini malesef tüm çıplaklığı ile ortaya koymaktan başka çare kalmadığını, erkeğin, davalı tarafın kendi evinden çok annesinde yaşaması, davalının annesi ve teyzesinin sürekli erkeği fiziksel ve ekonomik kusurlar bulunarak aşağılaması, erkeğin annesine kötü davranılması, müşterek cinsel hayatlarının olmaması dışında kadın tarafından erkeğin aldatıldığını, kadının yine kendisi gibi akademisyen şahısla, evli bir kadın tarafından yazılması makul olmayan yazışmalar yaptığını, fotoğraflar çektirdiğini, kadına karşı erkek tarafından beslenen ... duygularının tamamen yok olduğunu, erkeğin aldatıldığını, kadının telefonunda bulunan whatsapp yazışmaları ve fotoğraflardan öğrendiğini, kadın ile bu çirkin konuda tartışmaya girmeyerek, ortak çocuk için bu olayları hiç tartışmadığını ve daha sonra boşanma davası açıldığını, kadının erkeği aldattığına dair fotoğraflar ve yazışmaların dilekçe ekinde sunulduğunu, evlilik birliğinin ortadan kalkmasına sebep olanın kadın olduğunu belirterek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, davalının evlilik birliği boyunca müvekkiline karşı işlediği ... kırıcı davranışlar, aldattığına dair ortaya çıkan fotoğraflar ve cinsel içerikli mesajlar, evlilik birliğine yakışmayan tutumlar nedeniyle manevî açıdan büyük bir çöküntüye girmesi nedeniyle erkek lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacı erkeğin evinden, eşinden ve çocuğundan uzaklaşma ve uzakta durma gayretinde olduğunu, hem maddî hem de manevî olarak eşinin yanında olmadığını, ortak çocuklarının doğumundan sonra dahi desteğini eşinden ve çocuğundan esirgediğini, Azerbeycan’da iş bulduğu zaman, Bakü’ye giderken dahi eşinin fikrini almadığını, yanına annesini alarak gittiğini, Bakü’de bulunduğu süre içinde sadece ilk 6 ayında üçer ... arayla geldiğinde çocuğunu gördüğünü sonraki dönemlerde adeta eşi ile ileşimini sonlandırmak için çocuğu ile dahi iletişim kurmadığını, bu dönemde, maddî destek dahi bulunmadığını, evlilik birliği olumsuz bir noktaya gelmiş ise, bu durumun meydana gelmesindeki asli kusurun erkekte olduğunu belirterek davanın reddine, ortak çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın cevaba cevap dilekçelerindeki beyan ve iddialarının huzurdaki davaya gerekçe kazandırmak amacı dışında herhangi bir değeri bulunmadığını, dosyaya sunulan yazışma ve fotoğraflarda herhangi bir tarih bilgisi olmadığını, bunun dışında bu fotoğraflarda gayri ahlaki bir durum olmadığı gibi dostane olarak çekilmiş fotoğraf olduğunu, bahse konu yazışmaların, davacının da ... zaman önceden beri çok ... bildiği gibi evlenmeden önce yapılmış yazışmalar olduğunu, zira davacının da bu yazışmalardan kendi telefonunun arıza yapması üzerine kadının telefonunu kullanmaya başlaması üzerine yaklaşık bir buçuk yıl önce haberi olduğunu, hal böyle iken, hiçbir gerekçesi olmayan boşanma davasına gerekçe kazandırılmaya çalışıldığını, sanki evlilik içinde yaşanmış bir durum gibi sunularak mahkeme yanıltmaya çalışıldığını, kadının, evlilik birliği içinde sadakatsizlik yapmadığını, buna uygun bir kişilik yapısının da bulunmadığını, erkek tarafından da çok ... bilindiği halde sırf boşanma davasını kazanabilmek ve olumlu bir sonuç alabilmek adına, bu isnada tevessül edilmesinin kadın için çok üzücü olduğunu, huzurdaki boşanma davasına gerekçe kazandırmak için yapılan iddiaların hepsi boş ve gerçeklerle ilgisi olmayan samimiyetten yoksun iddialar olduğunu belirterek boşanma davasının reddi ile nafaka ve tazminat taleplerini tekrarlayarak davacının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların barışıp biraraya gelmesinden bir süre sonra tarafların barışmadan önceki söz ve davranışlarını ısrarla sürdürmeleri nedeniyle yaşadıkları anlaşmazlıklarında empati kurarak ve evliliğin sevgi, saygı, anlayış, hoşgörü, sabır, hayatı her yönüyle paylaşma gibi manevî dinamiklerine tutunarak sorunlarla birlikte başa çıkmak ve ortak paydalarda buluşmak için gerekli çabayı göstermedikleri ve bu istikrarsız ve huzursuz ortam devam ederken kadının evlilik öncesinde başka bir erkekle mesajlarının ve fotoğraflarının ortaya çıkması ve evlilik sürecinde de mesajlaşmalarının devam etmesinin evliliklerinin sonunu getirdiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır kusurlu, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çoçuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre davalı kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi kapsamında tedbir nafakasının koşullarının oluşmadığından bu yöndeki talebinin reddine, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığından bu yönden 4721 sayılı Kanun'un 175 ... maddesi kapsamında yoksulluk nafakası koşulları oluşmadığından bu yöndeki davalının talebinin reddine, ayrıca yine evlilik birliğinin sarsılmasında kadının daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığından kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasındaki maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığından kadının tazminat taleplerinin reddine, aynı kapsamda davacı erkek yönünden ise yasal koşulların oluştuğu gerekçesiyle erkek lehine yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının 19.12.2018 tarihli dilekçe ile davasını 4721 sayılı Kanun'un 161 ... maddesindeki zina boşanma sebebine dayandırmak suretiyle ıslah ettiğini, zinanın sabit olmadığını, ıslah gözetilmeksizin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davanın kabulü ve müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen vakaların sabit olduğu, kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı, erkek tarafından davanın zina nedenine dayalı olarak ıslahı söz konusu olmadığı, davalı kadın vekilinin kusur belirlemesine, zina hukuki sebebine dayalı dava hakkında karar verilmemiş olmasına, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle davanın kabulüne yönelik istinaf itirazlarının isabetli olmadığı, tarafların ortak çocuğu yararına hükmedilen nafaka miktarlarının tarafların dosya kapsamına yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında uygun olduğu, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, her iki talebin de reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin ve ağır kusurlu olan kadının, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, miktarlarının da isabetli olduğu gerekçesiyle davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirttiği sebeplerle davanın kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı kadının kusurlu olup olmadığı, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi ve davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.