Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7483 E. 2023/5410 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı açılan boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, nafakaya ve maddi-manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler ve dosya kapsamına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu, erkeğin ise az kusurlu olduğunun tespit edilmesi, bu nedenle kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi, erkeğin ise manevi tazminat isteminin kabulü gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/403 E., 2022/799 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/523 E., 2021/834 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı- davacı ... ve vekilleri gelmediler. Karşı taraf davacı- davalı ... vekili Avukat ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Temyiz dene vekili Avukat ...'ın mazeret bildirdiği görüldü. Belgelendirilmeyen, usul ve yasaya uygun bulunmayan temyiz eden vekili ...'ın mazeretinin reddine karar verildi. Açık yargılamaya devam olundu. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, kadının, asabi olduğunu, aşağılayıcı davranışlar sergilediğini, hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ... erkek vekili 15.05.2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; kadının, asabi olduğunu, aşağılayıcı davranışlar sergilediğini, hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin ... Batı Aile Mahkemesi olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, kadının, asabi olduğunu, aşağılayıcı davranışlar sergilediğini, hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının ve ailesinin erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin Ereğli/Konya Aile Mahkemesi olduğu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, kadın tarafından erkek aleyhine boşanma davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğunu, işbu davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, psikolojik, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, iftira attığını iddia ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, erkeğin, psikolojik, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, iftira attığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2019 tarih ve 2018/243 Esas, 2019/585 Karar sayılı kararı ile kadının, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, birlik görevini ihmal ettiği bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu ve erkeğe yüklenecek kusurlu davranışın bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, birleşen davanın reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 11.06.2021 tarih ve 2019/2129 Esas, 2021/999 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin çelişkili olduğu, kadının ağır kusurlu olduğunun belirtildiği ancak erkeğe kusur yüklenip yüklenmediğinin ve yüklenmişse de hangi kusurlu davranışlar olduğunun tespit edilemediği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur derecelerinin denetime elverişli olacak şekilde gerekçeli olarak açıklaması gerektiği, bu hali ile İlk Derece Mahkemesi kararının denetime elverişli olmadığı, Anayasa'nın 141 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 inci ve 297 inci maddeleri hükümleri dikkate alınarak davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın karar gerekçesine uygun şekilde tekrardan karar verilmek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davalı-davacı kadın vekilinin diğer istinaf itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına hakaretler ettiği, kadının ise güven sarsıcı davranışta bulunduğu, birlik görevini ihmal ettiği, her ne kadar kadın tarafından erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanılmışsa da fiziksel şiddet olayına dair bizzat görgüye dayalı tanık beyanı olmadığı, kadının güven sarsıcı davranışı ortaya çıkıncaya kadar tarafların ortak konutta birlikte yaşamaya devam ettiği, kadına uygulanan fiziksel şiddet eylemi olsa dahi bu eylemin kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına 15.11.2018 tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili tarafından boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tedbir nafakası takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tedbir nafakası yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, erkek yararına manevî tazminat takdiri ile kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, tedbir nafakası miktarının ise yetersiz olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamından, İlk Derece Mahkemesince tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı- davalı erkeğin az, davalı- davacı kadının ise ağır kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmünün erkek yararına, aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmünün ise kadın yararına oluştuğu, olayların akışı karşısında tarafların dava açmakta haklı oldukları, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, her iki davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince her iki davada verilen boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı - davacı kadının ağır, davacı - davalı erkeğin ise az kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, kadın yararına tedbir nafakası takdiri ile miktarının isabetli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği, yukarıda açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı- davalı erkeğin az, davalı- davacı kadının ise ağır kusurlu olduğu, bu olayların erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi ve hükmedilen manevî tazminat miktarının isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, davalı- davacı kadın ağır kusurlu olup, ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, davalı- davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince davalı- davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin davalı- davacı ...'dan alınıp, davacı- davalı ...'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.