Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7482 E. 2022/9910 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin daha önce açtığı ve reddedilen boşanma davasını açmakla boşanma sebebi yarattığının kabulüyle tam kusurlu sayılması gerektiği, ancak kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eyleminin kanıtlanamaması nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığı ve maddi tazminat miktarının da düşük olduğu gözetilerek hüküm kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden; davalı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, nafaka ve tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.

2-Dava TMK'nın 166/son maddesine yöneliktir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu “ taraflar arasında fiili evliliğin üç yılı ... süredir bitmiş olduğu, taraflar arasında Mahkememizin 2011/343 Esas 2012/273 Karar sayılı boşanma davası 18/10/2012 tarihinde reddolunmuş ve karar 06/12/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı kocanın davalı kadını aşağıladığı, ... düşürücü sözler sarf ettiği eşi, evi ile ilgilenmediği, kadına ekonomik açıdan baskı yaptığı, davalı kadının ise ev işleri ile yeterince alakadar olmadığı ve davacıyı eve almadığı tanık beyanları ile tespit olunmakla davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu kadının kusurunun ise daha hafif kusur olduğu, tarafların evlilik birliğinin önceki reddolunan boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren üç yılı ... süredir sağlanamadığı da dikkate alınarak...” gerekçesiyle davacı erkeğin davasının kabulü ile davalı kadın yararına nafaka ve maddi tazminata hükmedilmiş, manevi tazminat talebi ise reddedilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi ile bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda erkeğin daha önce açtığı ve kadının kusurunun ispatlanamadığından bahisle reddedilen boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve aralarında davalıdan kaynaklanan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak ... bir maddi vakıa ileri sürülmediği ve kanıtlanamadığından ilk derece mahkemesince kadına kusur izafe edilmesi doğru görülmediği, erkeğe yüklenen kusurlardan “kadını aşağıladığı veya ... düşürücü sözler sarfettiği” vakıasına ise kadın tarafından dayanılmadığından erkeğe yüklenemeyeceği, ancak erkeğe “kadını kovduğu” vakıası kusur olarak eklenmiş ve erkeğin “ reddedilen boşanma davasını açmakla boşanma sebebi yaratan, eşini evden kovan, eşi ve eviyle ilgilenmeyen ve kadını ekonomik açıdan zor durumda bıraktığı belirtilerek erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü ile kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Karar, taraflarca temyiz edilmiştir.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, erkeğin daha önce açtığı ve kadının kusurunun ispatlanamadığından bahisle kimseye kusur yüklenmeden retle sonuçlanan boşanma davasının, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine 06.12.2012 tarihinde kesinleştiği ve bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri gibi kararın kesinleşmesinden sonra tarafların dayandığı ve ispatlanan kusurlarının olmadığı da sabit olup, bölge adliye mahkemesince davacı erkeğe “kovma, eşi ve eviyle ilgilenmeme ve kadını ekonomik açıdan zor durumda bırakma” kusurlarının yüklenmesi doğru olmamıştır.

Davacı erkeğin reddedilen boşanma davasını açmakla boşanma sebebi yarattığından yine de tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince belirlenen kusura ilişkin gerekçe doğru değil ise de hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kusura ilişkin gerekçenin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. (HMK m. 370/2).

3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın lehine takdir edilen maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

4-Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi gereğince manevi tazminata hükmedilmesi için boşanmaya sebep olan olayların, tazminat talep eden tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir. Toplanan delillerden ve yukarıda 2. bentte açıklanan erkeğe ait kusurluluk durumuna göre davacı erkekten kaynaklanan ve davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanmış değildir. Davacı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurları manevi tazminatı gerektirmez. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşullarının gerçekleşmediği nazara alınmadan kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, kusura ilişkin gerekçesinin yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple değiştirilmiş ve düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 01.12.2022 (Prş.)