"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası - Velâyetin Değiştirilmesi - İştirak Nafakası
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından iştirak nafaka davasının reddi, davalı annenin velâyetin değiştirilmesi talepli davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı-davalı babanın münhasıran açılan iştirak nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde:
Davacı-davalı babanın iştirak nafakasının reddine karar verilmiş olup, talep edilen nafakanın bir yıllık tutarı 3000 TL olup, karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını olan 3.920 TL' yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan nafaka davasının reddine ilişkin karar kesindir.. Açıklanan nedenle, davacı-davalı babanın temyiz dilekçesinin iştirak nafakası davası yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı-davalı baba tarafından 27.11.2015 tarihinde velâyeti altında bulunan çocuk yararına iştirak nafakası davası açılması üzerine davalı-davacı anne tarafından 30.12.2015 tarihinde birleşen velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talepli dava açılmıştır. Mahkemece "... dinlenen tanık anlatımları, uzman incelemesindeki değerlendirmeler ve toplanan kanıtlara göre küçüğün yaşına, sağlık ve eğitim durumuna, duruşmada alınan beyanına ve tarafların dava süresince gözlemlenen eğilimleri değerlendirilerek küçüğün velâyetinin davalı-davacı anneye verilmesinin küçük ... 'in çıkarına ve tarafların durumuna uygun olacağı ..." gerekçesiyle velâyetin değiştirilerek anneye verilmesine karar verilmiş olup, taraflarca kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.10.2018 tarih, 2016/24513 Esas, 2018/11536 Karar sayılı ilamı ile boşanma davasından sonra velâyet sahibi babanın velâyet görevini kötüye kullandığı veya velâyetin değiştirilmesini gerektiren ihmal, ve istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi kişisel ilişkiye engel olduğu iddiası da kanıtlanamadığı, çocuğun velâyete ilişkin beyanının üstün yararına uygun olduğuna dair delil de bulunmadığı, velâyetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı, annenin velâyetin değiştirilmesine yönelik davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda mahkemece önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, davacı-davalı babanın temyizi üzerine Dairemizce bozma ilamı yerinde görülerek direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.3.2022 tarihli kararı ile “....mahkemece ilk kararda, 30.05.2016 tarihli uzman raporu doğrultusunda hüküm kurularak velâyet anneye verildiği hâlde, Özel Dairenin “davanın reddinin gerektiğine dair” bozma kararı sonrasında mahkemece yapılan yargılamada 21.05.2019 ve 03.12.2019 tarihli iki ayrı rapor daha alınıp, bu raporlarda değerlendirilip gerekçeye esas alınmak suretiyle direnme kararı verilmiştir. Bu durumda, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp,
değerlendirilmemiş yeni delillere ve yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.” gerekçesi ile dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; ortak çocuğun 21.3.2003 doğumlu olduğu, temyiz aşamasında ergin hale geldiği, velâyetin değiştirilmesi davasının konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda davalı-davacı annenin velâyetin değiştirilmesin yönelik davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m. 331/1) Toplanan delillerden davanın açıldığı tarihte velâyetin değiştirilmesi koşulları oluşmamış, davacı-davalı annenin haklılığı ispatlanamamıştır. O halde bu husus gözetilerek davalı-davacı annenin velâyetin değiştirilmesi davası hakkında, konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti konularında, davadaki haklılık durumuna göre (HMK m. 331/1) karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, davacı-davalı babanın iştirak nafakası davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.09.2022 (Prş.)