Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7596 E. 2022/9476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin boşanma davasından feragat etmesinden sonra davalı kadın vekilinin sunduğu vekaletnameye istinaden davalı kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının usulüne uygun feragat beyanının kesin hüküm sonuçları doğurduğu ve feragat tarihinden sonra sunulan vekaletnameye dayanarak vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı erkek tarafından anlaşmalı olarak açılan boşanma davasının yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince feragat sebebi ile davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir. Davacı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine, ilk derece mahkemesince ek karar ile kararın kesin olarak verildiği belirtilerek istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı erkek tarafından her iki karar yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup bölge adliye mahkemesince, ek kararın kaldırılmasına ve erkeğin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı erkek 01.11.2021 tarihinde dava açmış; 03.11.2021 tarihinde davadan feragat dilekçesi sunmuştur. Davalı kadın vekili ise 04.11.2021 tarihinde vekaletname sunmuş olup ilk derece mahkemesince 10.11.2021 tarihinde feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ve davalı kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311.maddesinde, “Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar (HMK m.311). Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez). Başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır.

Somut olayda, bölge adliye mahkemesince “ davacı her ne kadar davadan feragat ettiğine ilişkin dilekçesini sunmuş ise de ilk derece mahkemesi kararından önce davalı vekilince dosyaya usulüne uygun vekaletname sunulduğu anlaşılmakla HMK m. 323, HMK m. 326 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu” gerekçesi ile esastan ret karar verilmiş ise de; davacı erkek tarafından 03.11.2021 tarihinde mahkemeye usulüne uygun olarak feragat dilekçesi sunulmuş olup bu tarih itibariyle davalı kadının vekil ile temsili söz konusu değildir. Yukarıda HMK m. 311’de açıklandığı üzere usulüne uygun olarak yapılan feragat beyanı kesin hüküm sonuçları doğurduğundan ilk derece mahkemesinin daha sonraki bir tarihte verdiği karar bir tespit hükmü niteliğindedir. Hal böyle olunca, kesin hüküm niteliğindeki feragat tarihinden sonra sunulan vekaletname nedeni ile davalı kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oy çokluğuyla karar verildi. 23.11.2022 (Çrş.)

KARŞI OY YAZISI

Dava, boşanma davası ve ferilerine ilişkin olup davacı vekili 01.11.2021 tarihinde dava açmış, 03.11.2021 tarihinde ise davadan feragat dilekçesi sunmuştur. Davalı vekili ise dava dosyasına 04.11.2021 tarihinde vekâletname sunmuş, ilk derece mahkemesince 10.11.2021 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve davalı yararına maktu vekalet ücretinin yarısına hükmedilmiştir.

Davacı vekili feragattan sonra vekâletname sunulmuş olması nedeniyle davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerektiğini beyanla istinaf yoluna başvurmuş; Bölge Adliye Mahkemesi davacının istinaf itirazını reddetmiştir.

HMK'nın 311. maddesi gereğince feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Feragatın kesin hüküm sonucu doğurması nedeniyle davadan feragat ile düşen veya mevcut olmadığı bildirilen hak, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak ... bir dava konusu yapılamaz. Zira feragat, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Ancak, HMK'nın 311. maddesinde ki kesin hükümden maksat şekli anlamda kesin hüküm değildir. Çünkü, dava feragat ile kendiliğinden son bulmamakta, ancak mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının kesinleşmesi ile son bulmaktadır. Bu nedenle de davacının maddi bir hukuk işlemi olan feragat beyanına karşı temyiz yoluna gidilemez. Zira mahkemenin verdiği bir karar yoktur. Temyiz ise ancak mahkeme kararlarına karşı başvurulabilecek bir kanun yoludur. Mahkeme davacının feragat beyanından sonra feragatın usul hukuku kurallarına uygun olup olmadığını araştırır; hatta feragatın hata, hile, ikrah gibi sebeplere dayalı olarak geçersiz olduğu bu davada ileri sürülürse yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre ileri sürülen bu geçersizlik hakim tarafından bu dava içinde incelenir ve yapılan inceleme ve araştırma sonunda feragatın usulüne uygun yapıldığı kanısına varırsa feragat nedeniyle davanın reddine karar verir. Bu karara karşı taraflar kanun yoluna başvurabilirler ve karar ancak başvuruların sonuçlanması üzerine kesinleşir. Dava kesinleşme tarihine kadar derdest kalmaya devam eder.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 5. maddesine göre de hangi aşamada olursa olsun dava ve icra takibini kabul eden avukat bu Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır. Tarifenin 3. maddesine göre ise ücretin belirlenmesinde avukatın emeği, çabası, işin süresi göz önünde bulundurulur.

Somut davada henüz mahkemece bir karar verilmeden davalı vekili vekâletnamesini dosyaya sunmuş olduğundan ve işbu dava vekâletnamenin sunulduğu tarih itibariyle derdest bulunduğundan mahkemece davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilmesine bir usulsüzluk bulunmamakla Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşümde olduğumdan çoğunluğun kararına katılmıyorum.