"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/906 E., 2022/525 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir. Taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın vekili tarafından temyizi üzerine Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına, Urla Asliye (Aile Mahkemesi Sıfatı İle) Hukuk Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönünden davalı kadın yararına bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı kadının tazminat istemlerinim kısmen kabulüne, davalı kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günü duruşmalı temyiz eden davacı ... geldi vekilleri gelmedi. Karşı taraf davalı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 13.10.2017 tarihli ve 2015/484 Esas, 2017/546 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin dosyaya ibraz edilen fotoğraflar ve tanık beyanlarından Jale isimli bir bayanla görüştüğüne dair delillerin bulunduğu, aldatma hususunu somut olarak ispata yeterli olmasa da elde edilen delil ve beyanlardan davacının açıkça sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, tarafların uzunca süredir ayrı yaşadıkları evlilik birliğinin fiilen sona erdiği, bunda ağır kusurlu tarafın sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı taraf olduğu, davalının ise kızının ölümünden sonra yaşanan tartışmalarda katkısının bulunması, ayrıca çocuğun ölümünden davacıyı sorumlu tutması nedeniyle davalının az da olsa kusurunun bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 07.05.2019 tarih ve 2018/260 Esas, 2019/756 Karar sayılı kararı ile; davalı kadın vekilinin cevap dilekçesi ile aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu, Mahkemece verilen kararda davalı kadının yoksulluk nafakası isteğine ilişkin gerekçede değerlendirme yapılmayıp, olumlu olumsuz herhangi bir hüküm kurulmadığı, taleplerden biri hakkında hüküm kurulmaması halinde istinaf incelemesi yapılabilecek usulüne uygun bir karar bulunmadığı için delillerin hiç değerlendirilmemiş derecesinde olduğunun kabulü gerektiği, davalının esasa ilişkin diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmeksizin Mahkeme kararının boşanma ve fer'îleri yönlerinden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2019/348 Esas, 2020/120 Karar sayılı ilamı ile; davacı erkeğin dosyaya ibraz edilen fotoğraflar ve tanık beyanlarından Jale isimli bir bayanla görüştüğüne dair delillerin bulunduğu, aldatma hususunu somut olarak ispata yeterli olmasa da elde edilen delil ve beyanlardan davacının açıkça sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, tarafların uzunca süredir ayrı yaşadıkları evlilik birliğinin fiilen sona erdiği, bunda ağır kusurlu tarafın sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı taraf olduğu, davalının ise kızının ölümünden sonra yaşanan tartışmalarda katkısının bulunması, ayrıca çocuğun ölümünden davacıyı sorumlu tutması nedeniyle davalının az da olsa kusurunun bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı; davacı erkek vekili tarafından katılma yolu ile müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatlar, davalı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 31.05.2021 tarihli ve 2020/1429 Esas, 2021/1077 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.11.2021 tarihli, 2021/6617 Esas, 2021/8148 Karar sayılı ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, mahrumiyetin ağırlığı, uzunca yıllar süren evlilik hayatı, hakkaniyet ilkesi gözetilmek suretiyle davalı kadının tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile davalı kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilinin kusuru olmadığını, asıl kusurun kadında olduğunu, Mahkemece fahiş miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiğini, müvekkilinin emekli olduğunu, sahibi olduğu taşınmazın 3 hissedarı olduğunu, kaldı ki bu taşınmazın murisi tarafından 3 üncü kişiye haricen satıldığını belirterek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın yönünden kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sair yönler kesinleşmiş olmakla, davalı kadın yararına hüküm altına alınan tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.