"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2156 E., 2022/813 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/632 E., 2019/510 K.
Taraflar arasındaki evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma günün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf davalılardan ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin konuşmaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babası ...'nun 08.03.2017 tarihinde vefat ettiğini, veraset ilamı gereği mirasçılarının davacı ile davalılar olduğunu, davalı ...'nın ...'in eşi olduğunu, davalı ...'in ise davalı ...'nın kız kardeşi ve eniştesinin öz çocuğu olmasına rağmen ... ve ...'in nüfusuna kayıtlı olduğu için veraset ilamında mirasçı gözüktüğünü, bu kaydın nasıl oluşturulduğu bilinmediği için soy bağının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi için İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/218 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, bu davaya verilen cevapta ...'in evlat edinildiği belirtildiğinden yargılamada Zeytinburnu Sulh Hukuk Mahkemesinin evlat edinmeye izin verilmesine ilişkin ilamı olduğunu öğrendiklerini, murisin en yakın aile fertleri ve davacının bu ilam ortaya çıkana kadar davalı ...'in evlatlık olduğuna dair bir bilgileri olmadığını, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi 743 sayılı Kanun) döneminde yapılan bu evlat edinme işleminin hukuka aykırı olduğunu, davada 743 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, evlat edinmeye izin kararının Zeytinburnu Sulh Hukuk Mahkemesi 1987/689 Esas, 1987/907 Karar sayılı ve 07.10.1987 kesinleşme tarihli ilamıyla yapıldığını, o tarihte evlat edinen kimsenin ikametgahı hakiminin yetkili olduğunu, 23.11.1990 tarihinde 3678 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrası evlat edinmeye izin kararını vermeye Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, karar tarihi itibariyle görevsiz mahkeme tarafından karar verildiğini, görevsiz mahkeme tarafından verilen kararın yok hükmünde olduğunu, evlat edinmeye işlemini ilişkin şekil şartlarının yerine getirilmediğini, işlemin kurucu unsurunun hiç yapılmadığını, yine 743 sayılı Kanun'un 253 üncü maddesi gereğince evlat edinenin nesebi sahih füruu bulunmaması gerektiğini, ancak evlat edinen olarak gözüken ...'nun evlat edinme tarihi itibariyle davacı ...'nun alt soyu olarak var olduğunu, murisin bu durumu mahkemeden gizlediğini, mahkemece de nüfustan araştırma yapılmadan izin verildiğini, işlemin mutlak butlanla sakat olduğunu belirterek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın bir yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, derdest nüfus kaydının düzeltilmesi davası bulunduğunu, davalının müteveffa eşi ve diğer davalı ... tarafından mahkeme kararına istinaden evlat edinildiğini, onlar tarafından büyütüldüğünü, biyolojik anne ve babası sandığını, onlar tarafından bakıp büyütüldüğünü, gerçeği kısa bir süre önce öğrendiğini, ...'nun rahatsızlığında da bizzat davalı müvekkilinin baktığını, davacının babasını arayıp sormadığını, ilgilenmediğini, miras meselesi yüzünden bu davayı açtığını, evlat edinme tarihi itibariyle tüm koşulları gerçekleştiğinde davacının evlilik içi nesebi sahih çocuk olmadığını, evlat edinmede yasaya aykırı bir durum bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, derdest nüfus kaydının düzeltilmesi davası bulunduğunu, davaları arasında derdestlik olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (4721 sayılı Kanun) evlatlık ilişkisinin iptaline ilişkin bir düzenleme olmadığından davanın dinlenmesine bir olanak olmadığını, nesebi sahih füruu evlilik içi doğmuş veya evlenmekle sahih hale gelmiş alt soyu ifade ettiğini, davacının annesinin müteveffa ... ile hiçbir zaman evlenmediğini, evlilik dışı doğan davacı ile baba ... ile arasındaki soy bağı ilişkisinin Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/27 Esas, 1984/733 Karar, 23.02.1985 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile kurulduğunu, aradaki nesep ilişkisinin sahih olmayan nesep ilişkisi olduğunu, bu durumda 743 sayılı Kanun'un 253 üncü madde kapsamında aranan nesebi sahih füruu olmadığını, evlat edinmeye engel durum olmadığını, evlat edinme tarihinde geçerli 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) hükümleri gereği evlat edinmeye izin verilmesi kararında Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, mahkemenin görevi yönünden de hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlat edinme işleminin hukuken geçerli olup olmadığı, evlat edinme işlemi sırasında yürürlükte olan 743 Kanun'a göre belirlenmesi gerektiği, aynı Kanun'un 253 üncü maddesi uyarınca evlat edinme hakkının en az 35 yaşında, nesebi sahih füruu bulunmayanlara tanındığı, 295 inci maddesine göre tanımaya ya da babalık davası ile soybağı kurulan çocuk gayri sahih nesepli olarak kabul edildiği, davacı ile babası ... arasındaki soybağı babalık davası yolu ile kurulduğuna göre, davacının gayri sahih nesepli durumda olduğu, bu nedenle muris ... 'ın evlat edinmesinde hukuken engel olmadığı, 743 Sayılı Kanun'un 256 ncı maddesi uyarınca evlat edinme işlemi için Hakimden izin alınması gerektiği, 1086 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinde 05.03.1985 tarihinde yapılan değişiklik ile bu konudaki görevin Sulh Hukuk Mahkemelerine verildiği, davaya konu evlat edinme işleminden önce Sulh Hukuk Mahkemesinden izin alındığı, davalı ...'in davacının babası ile diğer davalı ... tarafından evlat edinmesinde kanunen herhangi bir eksiklik olmadığı, evlat edinme işleminin hukuken geçerli olduğu, diğer yandan 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Kanunu ile 743 Sayılı Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı, yürürlükten kaldırılan Kanun'un çılan davada uygulanması mümkün olmadığı, evlat edinme işleminin iptalinde 4721 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 317 nci ve 318 inci maddelerinde düzenlendiği, evlat edinme işleminin kaldırılması isteminin hakkı yasal sebep bulunmaksızın rızası alınmayanlara ve diğer noksanlıklar halinde Cumhuriyet Savcısı veya her ilgiliye tanındığı, her iki durumda da evlatlık ilişkisinin kaldırılması için küçüğün menfaatinin ağır biçimde zedelenmemesi koşulunun arandığı, Kanun'daki bu düzenlemeye göre, evlat edinme işlemi sırasında hukuki bir noksanlık bulunmadığı, evlat edinme sırasında davacının da rızası aranmayacağı, ayrıca evlatlık ilişkisinin kaldırılması ile davalı ...'in menfaatlerinin ağır biçimde zedeleneceği, açıklanan nedenler ile evlat edinme işlemi yürürlükte olan Kanun'a uygun olarak yapıldığı, dava tarihinde yürürlüğe giren Kanunu'na göre de davacının evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemi hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davacının mahkeme kararı ile nesebi tashih edilmiş olmakla ...'nun sahih nesepli füruu haline geldiğini, evlat edinmeye izin kararının Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmesi gerekirken Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verildiğini, evlat edinmenin esas ve biçimsel koşullarına uyulmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre, 08.03.2017 tarihinde vefat eden ... eşi olan davalı ... ile birlikte Zeytinburnu Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/689 Esas, 1987/907 Karar sayılı 07.10.1987 kesinleşme tarihli evlat edinmeye izin kararına istinaden Zeytinburnu Noterliğinin 11.01.1988 tarihli ve 2999 nolu belgesi ile davalı ...'nu evlat edindiği, davacı ...'nun 19.05.1970 doğumlu olduğu, nüfus kayıtları kapsamında soy bağının Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/27 Esas, 1984/733 Karar sayılı 23.02.1985 kesinleşme tarihli kararına göre babasının ... olarak düzeltildiği, evlat edinmeye izin kararının verildiği tarih itibari ile yürürlükte bulunan 743 sayılı ve 1086 sayılı Kanun kapsamında evlat edinmeye izin kararını vermeye yetkili mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, izin veren mahkemenin görevli mahkeme olduğunu, evlat edinmeye izin tarihi itibariyle davacının gayri sahih nesebli çocuk konumunda olduğu için müteveffanın evlat edinmesine engel durum olmadığını, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesi ile istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesini tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 317 inci, 318 inci, 319 uncu maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; 1086 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi, 743 sayılı Kanun'un 243 üncü ve 256 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalı ...'a verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.