Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7977 E. 2023/264 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zina ve evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, zina iddiasının affedildiği, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, nafakalar ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve taraf beyanları değerlendirilerek, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğuna ve evlilik birliğinin temelden sarsıldığına dair yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesi ile ilgilenmediğini, başka kadınlarla internet üzerinden mesajlaştığını ve telefonda görüştüğünü, Kazakistanlı bir kadına ...'da ev tuttuğu bu kadınla 5 yıldır birlikte olduklarını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı) 161 inci ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin ilgisizliğinden dolayı yaklaşık üç yıl önce tanıştığı bir kadınla arkadaşlık kurduğunu, bu durumdan pişman olduğunu, arkadaşı müvekkilini tehdit etse de bu kişi ile ilişkisini bitirdiğini, yuvasına geri döndüğünü, fakat arkadaşının davacıya aralarındaki ilişkiyi anlatıp resim gönderdiğini, sonrasında müvekkilinin eşinden özür dilediğini, tanıdıkları da araya girince davacının müvekkilini affettiğini, yaklaşık dört ay bu şekilde birlikte yaşadıklarını, hafta sonu balığa gitme meselesi yüzünden çıkan tartışma sonucu davacının ailesinin etkisi ile boşanma kararı aldığını belirterek davanın reddine ve ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 09.01.2018 tarih ve 2016/560 Esas, 2018/18 Karar sayılı kararı ile davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...’in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında karar verilmemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden, davalı erkek ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2021 tarih ve 2021/268 Esas, 2021/1048 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararda davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği, davacının istinaf dilekçesinde, davalının terör örgütüne üyelik suçu nedeniyle aldığı cezasının kesinleştiğini ifade ettiğinden davalının hükümlü olup olmadığı, vesayet altına alınıp alınmadığı, vesayet altına alındı ise vasisinin de davaya katılımının sağlanması gerektiği sebepleriyle tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, yeniden usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kabule göre de; davalı erkeğin aktif ve pasif taşınmazları, bu taşınmazların mirasen davalıya intikal edip etmedikleri, hisseli olup olmadıkları ayrıntılı araştırılıp incelenmeden eksik inceleme ile karar tesisi de doğru görülmediği, şeklinde karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların davalının aldatma olayından sonra bir arada yaşamaya devam ettikleri, davacının davalıyı affettiği, en azından bu durumu hoşgörü ile karşıladığı gerekçesiyle davacının zinaya dayalı boşanma davasının reddine, davalının davacıya yönelik şiddet, hakaret ve tehdit eylemlerinin ispatlandığı ve davalı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu kabul edilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebe dayalı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk ...’in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, kadın lehine hükmedilen aylık 500,00,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla kaldırılmasına, yoksulluk nafakasının reddine, ortak çocuk ... lehine hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 1.000,00 TL’ ye çıkarılmasına ve aynı miktarda iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuk ... lehine hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına karar verilmiş 14.02.2022 tarihli tashih şerhi ile de hükümdeki 161 maddesi ibaresi 166/1 ibaresine çevrilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakalar ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının ve tazminatların miktarları, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılması, yoksulluk nafakasının reddi ve 14.02.2022 tarihli tashih şerhine yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve ferîleri ile zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi sebebiyle erkek lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar yanında erkeğin ayrıca ekonomik şiddet uyguladığı ve erkeğe yüklenen fiziksel şiddet vakıasının zaman zaman erkek tarafından gerçekleştirildiği, kadının tanık beyanlarında yer alan sair ifadeler soyut olup ifadelerde net bir tarihin de bulunmadığı, yine tanık beyanlarında yer alan bazı vakıalardan sonra evlilik birliği fiilen devam ettiğinden bu vakıalar yönünden kadının erkeği affettiğinden bu vakıaların da erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davacı kadının kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı, ilk derece mahkemesince kabul edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere tarafların zina eyleminden sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri, davacı kadının, davalı erkeği affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı, yine zina eylemindeki süreklilik iddiasına yönelik tanık beyanları da soyut olup ifadelerde net bir tarihin de olmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, toplanan delillerin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının ispatı için yeterli olmadığı İlk Derece Mahkemesince davacının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin vermiş olduğu kararın isabetli olup hatalı kusur belirlemesinin yukarıda izah edildiği şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesince verilen gerekçeli kararın hüküm bölümünde 166/1 maddesi yerine 161 maddesi şeklindeki yazım hatasının İlk Derece Mahkemesince davalı erkek vekilinin 14.02.2022 tarihli dilekçesi üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'un (6100 sayılı Kanun) 304 üncü maddesi gereğince tashihinin de usul ve yasaya uygun bulunduğu belirtilmiştir. Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu da nazara alındığında ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf isteminin kabulü ile aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasına, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve evlilik süresi de dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın yararına 200.000,00 TL ve 150.000,00 TL manevî tazminat ödenmesi yönünde yeniden hüküm tesis edilmesine, aynı dava dilekçesinde farklı hukuki sebeplere dayalı açılan boşanma davasında ancak tüm hukuki sebepler yönünden açılan davanın reddi halinde davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedileceği hukuki sebeplerden bir ya da bir kaçının reddi sebebiyle karşı taraf lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmeyeceğinden ilk derece mahkemesince davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddi sebebiyle davalı erkek lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesindede bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılması, yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet, zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi sebebiyle erkek lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık davacı kadın tarafından zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, zina fiilinin affedilip affedilmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü, tedbir nafakası, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat konusunda şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ıncı maddeleri, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.