"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacının müvekkiline şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, küçük düşürücü, kendisine olan güvenini sarsacak nitelikte kişiliğini hedef alan eylem ve sözler söylediğini, annesinin müvekkilini başkalarına kötülediğini, hakaret ettiğini, davalı-karşı davacının ise bu duruma sessiz kaldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-karşı davacıya ait dairenin, müvekkili tarafından kullanılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de; müvekkilinin % 40 özürlü olduğunu, müvekkiline sosyal fobi tanısı konulduğunu, tedavi gördüğünü, ayrıca gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle toplam % 40 özürlülük oranı olduğunu beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının iddialarının asılsız olduğunu, davacı-karşı davalının ailesinin evliliklerine karıştığını ve davacı-karşı davalının bu duruma müsaade ederek sürekli huzursuzluk çıkardığını, istedikleri olmayınca ağlayarak ve müvekkiline kötü davranarak evlilik birliğini zedelediğini, psikolojik sorunları olduğunu, sosyal fobi, depresif nöbet ve davranış bozuklukları tanısı konulduğunu, ilaç tedavisine başlanıldığını, müvekkilinin ortopedik engeli ile dalga geçtiğini, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, mezhep farklılığından dolayı tartışma çıkardığını, müvekkilini hor gördüğünü belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin kadını yaralama eyleminin sabit bulunup ceza aldığı, kadının tanıklarının beyanlarında da en son erkeğin, kadına şiddet uygulaması nedeniyle baba evine geldiğinde vücudunda morluk ve kızarıklık gördüklerini beyan ettikleri, davalı-karşı davacı erkeğin kadına şiddet uyguladığı, erkeğin ailesi tarafından kadına hakaret edildiği, erkeğin buna ses çıkarmadığı, kadını küçümsediği ve kadından habersiz taşınmazı sattığı; davacı-karşı davalı kadının ise, erkeğe hakaret ettiği ve erkeğin engeliyle dalga geçtiği, tarafların arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlililik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, uzman raporunda idrak çağındaki çocuğun anneyi tercihi, diğer çocuğun anneye bağımlı yaşta olması, annenin baba ile olan kişisel ilişkiyi zedelemediğinin belirtildiği ve annenin psikolojik rahatsızlığının velâyete engel teşkil etmediği gerekçesi ile ortak çocukların velâyetlerinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile davalı-karşı davacı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadın yararına asgari ücret seviyesindeki gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarmadığı gerekçesi ile aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, davalı-karşı davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, tensiple de müşterek konut kadına tahsis edilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dilekçesinde; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili dilekçesinde; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, tazminatlar ile tahsis kararına yapılan itirazın reddi yönünden süresinde istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-karşı davalı kadının erkeğe seni öldürürüm sonra da paşa paşa cezaevinde yatarım şeklinde sözler söyleyerek tehdit ettiği, davalı-karşı davacı erkeğin de işten eve geldiğinde bilgisayarda vakit geçirdiği, evi ile ilgilenmediği anlaşılmakla bu kusurların da gerekçeye eklenmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe kadından habersiz taşınmazı sattığı kusuru yüklenmiş ise de bu yöndeki tanık beyanının (tanık ...) kadından aktarılan beyan olduğu, taraflardan aktarılan, duyuma dayalı ve sebep ve saiki açıklanmayan olayların sabit kabul edilemeyeceği ve tek başına hükme esas alınamayacağı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği, kadının istinaf dilekçesinde erkeğin davadan sonraki mesajları nedeniyle davasının reddi gerektiği belirtilmiş ise de bu mesajların barışma girişimi niteliğinde olup af veya hoşgörü niteliğinde olmadığı da belirtilerek gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda yine de davacı-karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı erkeğin de ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulünün ve evlilik birliğinin sarsılmasında sonucu itibari ile davacı-karşı davalı kadının az kusurlu, davalı-karşı davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kusurun gösterildiği şekilde düzeltilmesine, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşları, eğitim durumları, ihtiyaçları ile özellikle nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının nafakanın miktarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacıya atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalının tazminat miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile kadın lehine 40.000,00 TL maddî tazminata ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, tazminatlar ve konutun kadına tahsisi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü velâyetin anneye verilmesi, gayrimenkulün tahsisi koşullarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.