Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7994 E. 2023/57 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, manevi tazminatın verilip verilmeyeceği ve miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan kusur belirlemesi ve hükmedilen manevi tazminat miktarının, toplanan deliller, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 16.05.2016 tarihinde evlendiklerini, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, misafir kabul etmediğini, eşine hakaret ettiğini, ortak konutu sık sık terk ettiğini, kadının ilk evliliğinden olan çocuklarını istemediğini, erkeğin davranışları sebebiyle tarafların yataklarını ayırdıklarını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, yalan söylediğini, evlilikten maddî menfeat temin etmek istediğini, hakaret ettiğini, güven sarsıcı davranışlar sergilediğini, eşini ortak konuttan kovduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından asıl davada dayanılan vakaların ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava yönünden ise kadının, erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği, geç vakitte arkadaşları ile birlikte eğlenmek için dışarı çıktığı, eşini yanında istemediği bu durumun dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, evlilik birliğinin sarsıldığı ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alınarak erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddine ve karşı boşanma davasının kabulüne ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayandığı vakaları ispatlayamadığı, dinlenen erkek tanıkları Sevilay A., Yüksel T. ve Nihal Y.’in objektif beyanda bulunmadığı, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın olmadığı, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin isabetli olmadığı, kadın vekili tarafından sunulan dilekçelerin süresinde olduğu belirtilerek her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik verilen İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılan tüm vakaların ispatlanmasına rağmen kadına yüklenmemesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının düşük olduğu belirtilerek kusur belirlemesi ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, kadın eşin tam kusurlu olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan erkek lehine, manevî tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, erkek lehine takdir edilen manevî tazminat miktarının yerinde olduğu gerekçesi ile, taraf vekillerinin tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemelire Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf itirazının esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle her iki dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin ve asıl davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminat verilmesi koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 inci maddesi, 51 inci maddesi, 52 inci maddesi ve 58 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.