Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8022 E. 2023/5418 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılması, velayet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olması, nafaka ve tazminat miktarlarının da dosya kapsamına uygunluğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/344 E., 2022/1038 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 13.06.2018-27.06.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/540 E., 2020/429 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen 14.11.2023 gününde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı erkeğe duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın bila ikmal iade edildiği, tebligat adresinin dosya kapsamında belirtilen adres olduğu, karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ...'ın duruşma talebi olmadığı dikkate alınarak takdiren incelemenin evrak üzerinden yapılması ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, hakaret ve tehdit ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadının babasına fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiği, kıskanç olduğu, hakaret ettiğini ve kadının babasını tehdit ettiğini, kadına iftira attığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçek olmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, iftira attığını, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına ve kadının ailesine hakaret ettiği, kıskanç olduğu, kadını ve kadının ailesini tehdit ettiği, kadına ve kadının babasına fiziksel şiddet uyguladığı, ilgisiz olduğu, kadının arkadaşlarını arayarak kadına hakaret ettiği ve ona aldattığını söylediği, kadının ise güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğe, babası ile birlikte fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporları içeriği, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası cumartesi günü saat 10.00'dan pazar günü saat 19.00'a kadar, Dini Bayramların ikinci günü saat 10.00'dan üçüncü günü saat 19.00'a kadar, babalar gününde saat 10.00'dan 19.00'a kadar, ortak çocuğun doğum günlerinde saat 10.00'dan 15.00'e kadar, yarı yıl tatilinin ilk bir haftası pazartesi günü saat 10.00'dan pazar günü saat 19.00'a kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10.00'dan 30 Temmuz saat 19.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına ayrıca hafta içi salı ve perşembe günleri saat 19.00-20.00 aralığında telefonla ve tercihen görüntülü olarak görüşmesinin sağlanmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına 14.06.2018 tarihinden itibaren aylım 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadının düzenli işi ve geliri olduğundan kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, ceza dosyalarının İlk Derece Mahkemesi tarafından incelenemediğini, erkek tarafından suunlan delillerin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin hatalı olduğu, erkeğin ekonomik durumunu gizlediği, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının çok az olduğu, kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın tarafından dayanılmayan vakıaların hükmü esas alınamayacağı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin hatalı olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesi ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hükmedilen nafakaların da hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı-karşı davalı kadın vekili ceza dosyalarının, dava dosyası arasına alınmadığı ve incelenmediği yönünden istinaf itirazında bulunmuşsa da ilgili dosyaların, dava dosyası arasına alındığı ve İlk Derece Mahkemesi tarafından incelenerek gerekçeli kararda değerlendirildiği, bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, velâyet düzenlemesi yapılırken temel prensibin ortak çocuğun üstün yararı olduğu, dosya kapsamından, ortak çocuğun annesinin yanında olduğu, İlk Derece Mahkemesince aldırılan 16.07.2018 tarihli sosyal inceleme raporunda, babanın ailesinin video kaydında ortak çocuğu annesi aleyhine konuşmaya zorladığının tespit edildiği, ortak çocuğun annesinden ayrılmak ile ilgili çok fazla endişesinin olduğu, bu hususta velâyetin anneye verilmesinin uygun olacağının belirtildiği, 18.10.2018 tarihli sosyal inceleme raporunda ise ortak çocuğun, tarafların boşanmasını istemediği, fiili ayrılık döneminde babaannesinin evinde yaramazlık yaptığında babasının kendisini odaya kapatıp dövdüğünü anlattığı, ortak çocuğun annenin yanında yaşadığı mevcut ev ortamında kendisini güvende ve mutlu hissettiği, aynı evi paylaştığı dede ve anneannesi ile iletişiminde ve ilişkisinde kaygının ve çatışmanın olmadığı, annenin velâyet yönünden motivasyonunun yüksek olduğu belirtilerek; ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğunun rapor edildiği, babanın yaşam alanı gözlemlenerek alınan 21.11.2018 tarihli uzman raporu ile babanın çocuğu yetiştirme yeterliliğine sahip olduğu, ailesinin desteğini alacağı, 18.10.2018 tarihli rapor dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinin ve baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olduğunun rapor edildiği, İlk Derece Mahkemesince aldırılan uzman raporlarının hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil bulunmadığı, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, yine velâyet kendisine verilmeyen baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının ve kurulan kişisel ilişkinin süresinin dosya kapsamına uygun olduğu, kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilme şartlarının oluşmadığı bu nedenle her iki talebin de reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların ve kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının da isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, her ne kadar davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kadın aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama gideri takdirinin hatalı olduğu belirtilmişse de erkeğin karşı davasının kabulüne karar verildiği ve haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetli olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki boşanma davasının da kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı ile kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin dosya kapsamına ve ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek tarafından sunulan delillerin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 inci maddesi, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddsi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devam maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle taraflar arasında görülen Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/349 Esas sayılı ceza dosyasındaki suç tarihinin boşanma davası açıldıktan sonra olduğu ve ayrı bir dava konusunu oluşturacağı ve hükme esas alınamayacağı ancak İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen vakıalara göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.