Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8131 E. 2023/5707 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kusurun belirlenmesi, kadın lehine tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, nafakaya ve tazminata hükmedilen miktarların uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesince taraflara yüklenen kusurları yerinde bulması, yoksulluk nafakasına ilişkin gerekçede kadının kusursuz olduğunun belirtilmesinin ise maddi hata niteliğinde olması, usul ve yasaya uygun bulunarak davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1244 E., 2022/1141 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1029 E., 2022/26 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 28.11.2023 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin annesinin evliliğin başından itibaren baskın tavırlar sergilediğini, kadını istemediğini, tarafların arasına girdiğini, kadının babasını arayarak gel kızını götür şeklinde şikayetlerde bulunduğunu, tarafların evlilikten bir yıl sonra kadının babasına ait ayrı eve çıktıklarını, kira ödemediklerini, tarafların 2002 doğumlu kızları İclal'in engelli olup yatağa mahkum durumda olduğunu, erkeğin son üç yıla yakın süredir her hafta sonu pazar günleri annesinin evine gittiğini, o gece eve gelmediğini, geldiğinde iç çamaşırlarının farklı olduğunu, sorduğunda annem almış şeklinde söylemlerde bulunduğunu, erkeğin son dönemlerde kadının ailesini arayıp kadını suçladığını, kadını aldattığını, bunu ispat etmek içinde erkeğin kıyafetine ses dinleme cihazı yerleştirdiğini, sesleri dinlediğinde erkeğin bir yılı ... süredir kendisini aldattığını anladığını, günlük kiralanan evde bu kadınla birliktelik yaşadığını, kadının yanına gitmeden önce kendi annesine giderek kullandığı motosikleti annesinin evinin önüne bıraktığını, anne burada kalsın, şüphelenmesinler dediğini, bu durumu tespit ettikten sonra şahitler huzurunda erkek ile yüzleştiğini, erkeğin bu durumu kabul ettiğini, ancak kadının üzerine yürüyerek hakaretler ettiğini ve evi terk ettiğini, o tarihten sonra tarafların yeniden bir araya gelmediklerini, erkeğin sadakatsizliği, kadına ve çocuklarına karşı ilgisiz hal ve davranışları nedeni ile ağır kusurlu olduğunu, kadının engelli çocuğuna baktığını, erkeğin yardımcı olmadığını, harçlık dahi vermediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin maddî durumunun iyi olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 3.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini, kadının, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediğini, sorunlar çıkardığını, erkeğin evine ve çocuklarına baktığını, kadının isteği üzerine evin eşyalarını değiştirdiğini, evde tadilat yaptığını, aldatma iddiasını kabul etmediğini, kadının asılsız kıskançlıklarının bulunduğunu, büyü işleri ile uğraştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeğin ailesiyle görüşmediği, erkeğin ailesine soğuk ve mesafeli davrandığı, erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ailesini büyü yapmakla suçladığı, son olayda erkeğin ailesine "bu pisliği size teslim etmek için çağırdım" diyerek hakaret ettiği, erkeğin ise, sadakatsiz davrandığı, kadına harçlık vermediği, çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadına hakaret ettiği, kadının ailesini arayarak şikayet ettiği, dövmek için kadının üzerine yürüdüğü, fiili ayrılık döneminde çocuklarını arayıp sormadığı, ihtiyaçlarını karşılamadığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun 18 yaşını doldurduğu anlaşıldığından velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuk için 18 yaşını doldurduğu tarihe kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, çocuk için iştirak nafakası talebinin reddine, kadın için dava tarihinden 10.10.2019 tarihine kadar aylık 600,00 TL, 10.10.2019 tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadının erkekten daha ağır kusurlu olmadığı, ev hanımı olup, başka gelirinin bulunmadığı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun olmadığını, tarafların en azından eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, tanık Dilara ile aralarında husumet olduğunu ve beyanının dikkate alınmaması gerektiğini, erkeğin iş yerinin zarar ettiğini, kadının yoksulluğa düşmediğini, kadın lehine nafakaya ve tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurların yerinde olduğu, verilecek başka bir kusur bulunmadığı, erkeğin istinaf dilekçesinde tanık Dilara ile aralarında husumet olduğunu iddia ettiği, ancak husumet iddiasının yargılama sırasında usulüne uygun iddia edilip ispatlanmadığı, tanığın beyanın hükme esas alınmasının yerinde görüldüğü, boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceğinin ekonomik ve sosyal durum raporuyla sabit olmasına, kusur belirlemesine göre yoksulluk nafakası takdirinde bir isabetsizlik yok ise de hükmedilen nafakanın tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre düşük olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı gerekçesiyle ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, bu hususlarda yeniden hüküm kurulmasına, kadın lehine aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur yönünden çelişkili olduğunu, yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekirken erkeğin ekonomik durumunun gözardı edilerek hakkaniyet ilkesine aykırı şekilde artırılmasının hatalı olduğunu, kadının kira ödemediğini ve engelli çocuk nedeniyle bakım parası aldığını, erkeğin kusurlu olmadığını, kadının ağır kusurlu olduğunu, tarafların en azından eşit kusurlu kabul edilerek kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine tazminatlara ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlar sabit olup, Bölge Adliye Mahkemesince yoksulluk nafakasına ilişkin gerekçede kadının kusursuz olduğunun belirtilmesinin maddî hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.