"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/88 E., 2022/825 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan ve usulden reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/1896 E., 2021/607 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 346 ncı maddesi hükmü uyarınca süre yönünden usulden reddine, davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 05.12.2023 gününde temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davacı-karşı davalı ... ve vekili Avukat ... geldiler. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, aşağıladığını, bağımsız konut temin etmediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ilgisiz olduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının erkeğin annesi tarafından düğünden hemen sonra alındığını ve kadına iade edilmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise 6100 sayılı Kanun'un 107 inci maddesi hükmü uyarınca yargılama sırasında belirlenecek bedelin kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve karşı davada cevaba cevap (asıl davada ikinci cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, hakaret ettiğini, erkeğin ailesini istemediğini, baskı yaptığını, borçlandırdığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, bağımsız konut temin etmediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden işbu karar kesinleşinceye kadar aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, kusur durumu, kadının zarar gören mevcut ve beklenen menfaatleri dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kişilik hakları ihlal edilmediğinden kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının ara kararla işbu dava dosyasından tefrikine karar verildiği dikkate alınarak ziynet alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve nafakaların miktarının az olduğu, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadının manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusursuz olduğu, kadının davasının reddine ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, tanık beyanlarının aktarıma dair olduğu ve hükme esas alınamayacağı, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin kabulü ile erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; istinaf yoluna başvuru süresinin iki hafta olduğu, bu sürenin kararın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başladığı, İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı-karşı davalı kadın vekilince "dayanak vekâletnameden kaynaklanan yetkilerin tümünün kullanımı ile takip ve ve davalar için" yetkili kılınan Av. ...'a 11.12.2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davacı - karşı davalı kadın vekilinin istinaf yoluna 28.12.2021 tarihinde başvurduğu, karara karşı en geç 27.12.2021 tarihi mesai bitimine kadar fiziksel ortamda veya Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik ilgili maddelerine göre saat 00:00'a kadar elektronik ortamda istinaf yoluna başvurması gerektiği halde bu süreden sonra istinaf yoluna başvurulduğu, 6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi hükmü gereği istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için başvurunun süresi içinde yapılması gerektiği, yine aynı Kanun'un 346 ncı maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinin kanuni süre geçtikten sonra verilmesi halinde, istinaf dilekçesi, İlk Derece Mahkemesince reddedilebileceği gibi aynı Kanun'un 352 nci maddesi hükmü gereğince Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilebileceği, davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun süresi geçtikten sonra yapılması nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 346 ncı maddesi hükmü gereğince süre yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde ise tüm dosya kapsamından; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadına atfı kabil bir kusurun bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı-karşı davalı kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmediği, asıl boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi, kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispat edilmediğinden, karşı davanın reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve karşı davanın reddi ile evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının isabetli olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusurunun bulunmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdirinin ve miktarın isabetli olduğu, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının kusurunun bulunmadığı, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî tazminat takdiri ile tazminat miktarının isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu, tamamen kusurlu olan eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, bu itibarla erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin de isabetli olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, her iki dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddinin, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'ten alınarak ...'e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...