"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/487 E., 2022/1110 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/260 E., 2021/59 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 05.12.2023 gününde temyiz eden temyiz eden davalı- karşı davacı ... ve vekili gelmedi. Karşı taraf davacı- karşı davalı ... vekili Avukat ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, agresif ve baskıcı olduğunu, kadına boşanma konusunda sürekli baskı yaptığını, aşağıladığını, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını, kadının ailesine soğuk davrandığını, kadına karşı ilgisiz olduğunu, kadının yaşanan bu olaylar sebebiyle aile birliğini devam ettirmek istediğini, tarafların birlikte dava açılmadan önce tatile gittiğini ancak tatil sırasında ve tatilden döndükten sonra erkeğin dayanılan kusurlu davranışlarına devam ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 TL yoksulluk nafakası, 1.000.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ekonomik anlamda güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, iftira attığını, kadın tarafından açılan boşanma davasından önce tarafların tatile gittiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte kadının erkeği affettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 5 kuruş manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevaba cevap (asıl davada ikinci cevap) dilekçesinde; karşı dava dilekçesinin içeriğini tekrarla erkek yararına talep ettikleri 5 kuruş manevî tazminat talebinden feragat ettiklerini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadına karşı ilgisiz ve soğuk davrandığı, ortak çocuklara karşı agresif ve ters tutumlarının olduğu, kadının ailesine soğuk davrandığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, dinlenen erkek tanıklarının beyanlarının, bizzat görgüye dayalı olmadığı ve soyut beyanlar olduğu ve bu nedenle kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocukların velâyete dair beyanları, fiilen anne yanında kalıyor oldukları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 2.500,00 TL iştirak nafakası, boşanma davası açmakla ayrı yaşama hakkı kazanan kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, kadının gelirinin olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi dikkate alınarak kadın yararına 75.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının çok az olduğunu belirterek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, kadının davasının reddi ile erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının iddialarının ispatlanmadığı, erkeğe yüklenen sadakatsizlik eyleminden sonra tarafların tatile gittiği ve bu vakıanın kadın tarafından affedildiği, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu, ortak çocukların ihtiyaçlarının erkek tarafından karşılandığı ve ortak çocuklar yararına iştirak nafakası takdirinin isabetli olmadığı belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de erkeğin davranışlarının sadakatsizlik boyutuna ulaşmadığı, güven sarsıcı nitelikte olduğu, erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise ispatlandığı, kadına yüklenecek herhangi bir kusurlu davranışın ise bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve erkeğin davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine engel dosya kapsamına yansıyan olumsuz bir durumun ispatlanmadığı, velâyet düzenlemesinin isabetli olduğu, kadın ve ortak çocuklar yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi hükmü gereği tedbir nafakası takdiri ve tedbir nafakası miktarlarının isabetli olduğu, herhangi bir geliri olmayan kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri isabetli olsa da tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, ortak çocuk 12.03.2004 doğumlu ...'nin ergin olduğu ve yararına iştirak nafakası takdirinin hatalı olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ...,... yararına 4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesi hükmü gereği iştirak nafakası takdirinin isabetli olduğu ancak ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığından iştirak miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin bu kusurlu davranışının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumu, evlilik süresi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında tazminat miktarlarının da az olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk ...'nin ergin olduğu anlaşıldığından ortak çocuk yararına iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, ortak çocuklar ...,... yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, her iki dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın ispatlanıp ispatlanamadığı, karşı davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle her ne kadar davalı-karşı davacı erkek tarafından asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların, tarafların dava açılmadan önce birlikte tatile gittiği ve kadın tarafından affedildiği iddia edilmişse de asıl dava dilekçesi içeriği ve dinlenen tanık beyanları uyarınca erkeğin kusurlu davranışlarının taraflar tatilden döndükten sonra da devam ettiği, bu kapsamda af olgusunun ispatlanamadığının anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin ...'dan alınarak ...'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verilidi.
...