"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/436 E., 2022/730 K.
DAVA TARİHİ : 19.10.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bitlis Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/476 E., 2022/56 K.
Taraflar arasındaki evlat edinme davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraf davalılar ile vekilleri gelmedi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; küçük Zeliha'nın anne ve babası tarafından doğumundan hemen sonra Bitlis Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na verildiğini, yaklaşık bir yıl Bitlis Çocuk Evleri sitesinde kaldığını, müvekkilinin ilgili kuruma başvurusu üzerine küçüğün bakımı üstlenilmek üzere fiilen 10.08.2020 tarihinde resmi olarak da 16.09.2020 tarihinde müvekkiline verildiğini, 26 Eylül 2019 tarihinde doğan küçüğün doğduktan 11 ay sonra kurumdan alındığını ve 15 ay müvekkili ile birlikte aynı evde yaşadığını, müvekkilinin Bitlis Eren Üniversitesi'nde akademisyen olduğunu, gerek çocuğun kişisel gelişimi gerekse eğitimi ile olağanüstü bir çaba göstererek ilgilendiğini, müvekkili tarafından koruyucu aile sıfatıyla bakımı üstlenilen çocuğun, kurumda iken bacaklarının engelli olduğundan, müvekkil tarafından alınır alınmaz Medicana İnternational Ankara Hastanesinde ameliyat edilip, bir kısmı hastanede yapılan 4-5 aylık tedavi sürecinde müvekkili tarafından küçüğün bakımının ve tedavisinin özenle yapıldığını, evlat edinecek olan müvekkilinin, küçük Zeliha'yi öz evladı gibi gördüğünü, çocuğa karşı ziyadesiyle sevgi ve ilgi beslediğini beyan ederek davanın kabulü ile müvekkilinin küçük Zeliha'yı evlat edinmesine, küçüğün müvekkilin soyadını taşımasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar süresinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlat edinilmek istenilen küçüğün 2 yaşında olması ile düzenlenen SİR ve 02.12.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında yapılan gözleme göre ayırt etme gücüne sahip olmadığı, Mahkeme gözleminde küçük Zeliha'nın davacıya "anne" şeklinde hitabına yer verildiği, toplanan delillerden küçük Zeliha'nın doğumda ayaklarında oluşan kırıklar nedeniyle tedavi altına alındığı, küçüğün ortopedi ve travmotoloji bölümü, çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümü, fizik tedavi bölümünde tedavi gördüğü, dinlenen tanık beyanlarından küçüğün biyolojik ailenin evinde kaldığı 1 haftanın sonunda hastalandığı ve yeninden tedavi gördüğü, belirtilen tarih aralığı ile sağlık raporlarının uyumlu olduğu, davacının Ankara'da çeşitli hastanelerde küçüğü tedavi ettirdiği, kurumca düzenlenen SİR'de de davalı tarafın çocuğa bakım ve özen yükümlülüğünü yerine getirilmediğinden bahisle bakım tedbiri uygulanmasının uygun olacağı yönünde görüş belirtildiği, görüşe müsavi olarak Hizan Aile Mahkemesince karar verildiği ve çocuğun kuruma yerleştirildiği, küçüğün anne ve babası olan davalıların küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, çocuğun üstün yararı gözetilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 311 inci maddesi gereğinde rıza aranmamasına karar verilmesi gerektiği, davacının evlat edinme isteminde kararlığı, eğitim durumu ve maddî durumunun çocuk yetiştirme eğitmede yeterli olduğu, çocukla anne-çocuk bağının kurulduğu, bunun yanında biyolojik ailenin maddî olarak küçüğün bakımını gerçekleştiremeyecek durumda oldukları, hem anne hem babanın sağlık sorunları olduğu, bu nedenle küçüğün bakım ve eğitimiyle ilgilenmelerinin güç olduğu, ortak konutun küçüğün sağlığını olumsuz yönde etkilemesinin kaçınılmaz olduğu, her ne kadar evlat edinmeye rızaları yoksa da bakım ve özen yükümlülüğün ihlali halinde rızanın aranmayacağı, davalıların küçüğü tekrar kuruma teslim etmelerinin çok yüksek ihtimali olması ile çocuğun kurumda yetişmesine karşın davacının gözetiminde olmasının çocuğun daha çok yararına olacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile ...'in ... tarafından evlat edinilmesine, küçüğün soyadının "Dursun" olarak değiştirilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili, müvekkillerinin evlat edinme işlemine rızaları bulunmadığı, davanın kabulü koşulları oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıların özen yükümlülüğünü kasten yerine getirmediğine dair dosyaya yansıyan bilgi belge bulunmadığı, evlat edinilmek istenen küçüğün, Kurum gözetiminde olmadığı, Mahkeme tarafından hakkında verilen koruma kararının Mahkeme kararı ile kaldırılarak küçüğün biyolojik ailesine teslim edildiği, İlk Derece Mahkemesince davalı anne babanın açık rızasının bulunmaması, anne ve babanın özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmaması gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlat edinme istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, küçüğün biyolojik ana babasının evlat edinmede rızalarının aranmaması koşullarının oluşup oluşmadığı, evlat edinmenin küçüğün üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 305 inci, 306 ncı, 307 nci, 308 inci, 309 uncu, 311 inci, 313 üncü, 314 üncü, 315 inci ve 316 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.4721 sayılı Kanun'un 311 inci maddesi gereğince, kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa, ya da küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa evlat edinme kararı verilirken ana veya babanın rızası aranmaz. Kanun, küçüğe karşı özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilememesi halinde, ana veya babanın kasıtlı bir eyleminin olması gerektiğine ilişkin bir düzenleme getirmemiştir. Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile iç mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, çocukları ilgilendiren davalarda karar verilirken ön planda tutulması gereken husus "çocuğun üstün yararı" ilkesidir. Çocuğun üstün yararı, çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal ve toplumsal gelişiminin sağlanabilmesi için öncelikli olarak çocuğun haklarının ön planda tutulması ve faydasının gözetilmesidir. Çocuğun üstün yararı, diğer bütün haklardan, ana-baba olmanın getirdiği haklardan dâhi önce gözetilmesi gereken bir ilke olup, çocuğun üstün yararına aykırı karar verilemez. O hâlde, ana veya babanın çocuğa karşı özen yükümlülüğünü yerine getirememesi halinde ana veya babanın kastı aranmaz.
2.Somut uyuşmazlıkta, evlat edinilmek istenen küçüğün doğumu sırasında annenin ağır şekilde rahatsızlanması sonrasında, ailenin küçüğe bakacak imkanları olmaması sebebi ile Kurum bakımına bırakıldığı, annenin sağlığı iyiye gidince aileye teslim edildiği, çocuk aile yanında iken davacı tarafından ziyarete gidildiğinde çocuğun bakımsız olması sebebi ile davacının çocuğu yanına aldığı, sonrasında küçüğün götürüldüğü Güroymak Devlet Hastanesi'nin 10.12.2021 tarihli iki çocuk, bir dahiliye uzmanı tarafından düzenlenen üç kişilik sağlık raporunda çocuğun enteral beslenmeye muhtaç durumda olduğunun bildirildiği, İlk Derece Mahkemesi'nin 17.12.2021 tarihli ara kararı ile küçüğün tedbiren davacı ile kalmaya devam etmesine karar verildiği, küçüğün beslenmesinin dâhi ana ve baba tarafından gereken şekilde sağlanamadığı, dosya arasında bulunan sosyal inceleme raporunda küçüğün ana ve babasının yaşadığı konutun iki odadan ibaret olduğu, evde mutfak, tuvalet ve banyonun bulunmadığı, küçüğün diğer kardeşlerinin beslenme ihtiyacının dâhi komşuların yardımları ile karşılandığı, İlk Derece Mahkemesinin kararında da belirtildiği üzere dosya kapsamındaki bütün belgelerden davacı ile evlat edinilmek istenen küçük arasında anne-çocuk bağının kurulduğu, bakım şartının ve evlat edinilmeye karar verilmesi için gerekli diğer şekil şartlarının da oluştuğu, bu nedenle evlat edinmede ana-babanın rızasının aranmamasına ve davanın kabulü ile küçüğün davacı tarafından evlat edinilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmelerle çocuğun üstün yararı gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyip kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100 TL'lik vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.