"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/972 E., 2022/891 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1444 E., 2021/229 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 05.12.2023 gününde temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1979 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, ekonomik, sosyal ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, asabi olduğunu, küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, kadının dışarı çıkmasına izin vermediğini, kısıtlamalar getirdiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 TL yoksulluk nafakası, 1.000.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müsrif olduğunu, cinsel şiddet uyguladığını, küçük düşürücü davranışlar sergilediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki tarafında alınganlıklarının olduğu, iletişim sorununun olduğu, sık sık birbirlerine küstükleri, küslüklerinin uzun süre devam ettiği, yoğun çalışmalardan dolayı sık sık eve geç geldikleri ve taraflar arasında mali konularda anlaşmazlık olduğu, son zamanlarda anlaşmazlıkların ve küslüklerin arttığı, tarafların ayrı yaşadıkları, her iki tarafın evliliği sürdürmek istemediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının gelirinin olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği dikkate alınarak kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu, bu hususun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, erkeğin dinlenen tanıklarının beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu ve kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışı olmadığı dikkate alınarak erkeğin manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, her iki davanın da kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, taraflara İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlu davranışların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 185 inci maddesinde düzenlenen yükümlülüklerin ihlali niteliğinde olduğu bu nedenle kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları dikkate alındığında tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde, düzenli ve sürekli geliri ve mal varlığı bulunan kadının, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat verilmesine ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde; İlk Derece Mahkemesince, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının nafaka taleplerinin ayrı ayrı reddine, tarafların tazminat taleplerinin ise eşit kusurlu olmaları sebebiyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-karşı davalı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili ise katılma yoluyla kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda başvurmuş, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-karşı davalı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur. Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen "yoğun çalışmalarından dolayı sık sık eve geç geldiği ve taraflar arasında mali konularda anlaşmazlık olduğu" vakıasının ispat edilemediği, kadına yüklenen diğer kusurlu davranışların ise dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun olarak erkek tarafından dayanılmadığı ve dayanılmayan vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ise temyiz edilmeyerek kesinleştiği, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabul şartlarının oluşmadığı ve karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak kadının davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, erkeğin boşanma talebinin konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir. Ancak, 6100 sayılı Kanun'un 331 inci madesi hükmü gereği davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve tayin eder. O halde bu husus gözetilerek davalı-karşı davacı erkeğin boşanma talebi hakkında, konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konularında, davadaki haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
3.Yukarıda (2.) paragrafta gösterilen sebeplerle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı -karşı davacı erkek tam kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları koşulları oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı- karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin ... 'den alınıp ... e verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...