"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/709 E., 2022/1584 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/158 E., 2020/688 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kadının tazminat taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına maddî ve manevî tazminata, davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm ... erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf edilmemiştir. Bu nedenle ... erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin ise reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra belli edilen 05.12.2023 gününde duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden ... ... vekilleri Av. ... ile Av. ...'nin mazeret dilekçeleri gönderdikleri görüldü. ... ... vekillerinin mazeretlerinin belgelendirilmemiş olması sebebiyle reddine karar verildi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, yalan söylediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, muska yaptırdığını, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığını, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, erkeği istemediğini söylediğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, iftira attığını, cinsel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine, aksi kanaatte olunması durumunda ise ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, zina eyleminde bulunduğunu, ortak konutu terk ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile zina hukuki sebebine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun kadın ve ortak çocuk yararına tahsisine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sadakatsizlik içeren davranışlarda bulunduğu, kadının ise muska yaptırarak bunları evde sakladığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, asıl dava dilekçesinde dayanılan diğer vakıaların erkek tarafından ispatlanamadığı, her ne kadar birleşen davada zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep edilmişse de erkeğin davranışlarının sadakatsizlik boyutunda olduğu, zina eyleminin ise ispatlanamadığı, asıl dava yönünden ise taraflar arasında sevgi, saygı ve birlik bağının sona erdiği, evlilik birliğinin devamında taraflar ve ortak çocuk bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı, ortak yaşamı sürdürmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına 12.10.2017 tarihinden karar kesinleşinceye kadar tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 450,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının tazminat taleplerinin ise birleşen davada zina eyleminin ispatlanamadığı ve asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde de tazminat talebi bulunmadığından tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı, erkeğin, sadakatsiz olduğu ispat edilmesine rağmen birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurunun bulunmadığı, kadının tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının az, ortak konutun kadın ve ortak çocuk yararına tahsis edilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davasının bulunmadığı ve zina eyleminin de ispatlanamadığı, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının reddi ile erkeğin asıl davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmişse de; kadın vekili tarafından asıl davada sunulan cevap dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talebinde bulunulduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davalı-davacı kadın vekilinin tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönden kaldırılmasına ve bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun İlk Derece Mahkemesince bu yönlerden verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi kararında erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilmişse de bu tespitin doğru olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, bu sebeple kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, hükmün her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, zina olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının zina hukuki nedenine dayalı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî, manevî tazminata hükmolunması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete göre az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde; İlk Derece Mahkemesince; erkeğin, sadakatsizlik içeren davranışlarda bulunduğu, kadının ise muska yaptırarak bunları evde sakladığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açtığı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının davasının ise münhasıran zina hukuki sebebine dayalı olduğu ve zina eyleminin ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı-davacı kadın vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş olup istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince; davalı-davacı kadın vekili tarafından asıl davada sunulan cevap dilekçesiyle tazminat talebinde bulunulduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümlerinin gerçekleştiği belirtilerek davalı-davacı kadın vekilinin tazminatlara ilişkin istinaf talebinin kabulüne, diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı ... erkek vekili kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; ... erkek vekili tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından erkeğe yüklenen sadakatsizlik içeren davranışlarda bulunduğu vakıası kesinleşmiş olup, sunulan fotoğraflar ve tanık beyanları uyarınca da zina olgusunun ispatlandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kadına muska yaptırdığı ve bunları ortak konutta sakladığı vakıası kusur olarak yüklenmişse de erkeğin dinlenen tanıklarının beyanlarının bir kısmının erkekten aktarıma ilişkin bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olup ve kadına bu vakıanın kusur olarak yüklenmesi de doğru değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin zina eyleminin ispatlanması nedeniyle tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın varlığı ispatlanamadığından, ... erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve erkeğin zina eylemi ispatlandığından davalı-davacı kadının boşanma davasının ise kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı- davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL. vekâlet ücretinin Mehmet'ten alınıp Rukiye'ye verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...