"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadının zina, cana kast ve pek fena muamele nedeniyle boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının kabulüne, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, haftalarca konuşmadığını, aşağıladığını, hakaret ederek darp ettiğini, müvekkilinin son yıllarda davalının yanında sekreter olarak çalışan kadınla evlilik dışı ilişki yaşadığından şüphelendiğini, ekonomik yönden müvekkilini kendine bağımlı hale getirdiğini, eşini borçlandırdığını, ekonomik olarak kendisine bağımlı hale getirdiğini, erkeğin düzelmesini beklerken gayrimeşru ilişki yaşamasına razı olmasını istediğini, boşanmayacağını söylediğini, haftanın birkaç günü eve gelmemeye başladığını, 25.10.2016 tarihinde yaşanan tartışmada şiddet uygulayarak müvekkilini evden kovduğunu, daha önceleri ve olay gecesinde de öldürmekle tehdit ettiğini, evlilik birliğinin erkeğin psikolojik, ekonomik, fiziki şiddet, aldatma, hakaret, kötü muameleler, aile ile görüştürmeme, sürekli aşağılama nedeniyle sona erdiğini, tarafların zina, cana kast ve pek fena muamele ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerine dayalı olarak boşanmalarına, müvekkili için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 400.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Dava dilekçesi davalı-davacı erkeğe 05.12.2016 da tebliğ olunmuş, davalı davacı erkek 20.12.2016 de süreden sonra cevap dilekçesi sunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dosya dava dilekçesinde; boşanma davası tarihinden itibaren ortağı oldukları şirket işlerinde kadının imza atmayarak şirketin işleyişini durdurduğunu, kadının lüks harcamalarını karşılamak amacıyla limiti bitene kadar kadar kredi çektiğini, daha fazla çekemeyince kendi ihtiyaçları için kredi çekeceğini, bunları ödemesini istediğini, mali durum kötüleşince evde huzursuzluk çıkararak bu duruma getirdiğini, ... isimli bayanın 2011 yılından itibaren kendileri ile çalıştığını, ailesiyle tanıştığını, aileden biri olduğunu, müvekkilinin babasına 2015-2016'da bakıma muhtaç haldeyken ...'ın kızı gibi baktığını, eşinden ayrılmasını ailesinin kabul etmemesi nedeniyle ailesinden koptuğunu, yalnız bırakıldığını, kendi babasının soyadını taşımak istememesi nedeniyle ... soyadını aldığını, ortak çocukların hayatları boyunca anne sevgisi ve ilgisi görmediklerini, babalarıyla yaşamak istediklerini, küçük olan ...'in anne evi terk ettiğinde 1 ay altını ıslattığını, babanın ilgilendiğini, müvekkilinin çocukları için yaşadıkları evden taşınmayarak annesinden yardım aldığını, kredilerle çocukları özel okulda okutmaya devam ettiğini, evden ayrıldıktan sonra annenin çocuklarını arayıp sormadığını, ilgilenmediğini, ailesinin evliliğe olumsuz müdahalesine izin verdiğini, evliliğin başından itibaren ablasının etkisinde hareket ettiğini, dosyaların birleştirilmesini, kadının kusuru nedeniyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, reşit olmayan çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 400.000 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı kadın tarafından açılan zina, cana kast ve pek fena muamele nedeniyle boşanma talebinin ispat edilememesi nedeniyle reddine, erkeğin kadına yönelik kötü söz ve muamelede bulunması, aşağılaması, şiddet uygulaması ve sadakatsizliği nedeniyle tam kusurlu olduğu kabul edilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu 01.04.2005 doğumlu ...'ın velayetinin davalı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 1000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 manevî tazminata hükmedilmiş, erkeğin birleşen davasının kadının kusuru ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davalı davacı erkeğin ortak çocuk için iştirak nafakası talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı-davacı erkek vekili, kusur belirlemesi, kendi davasının reddi, kadın lehine hükmedilen maddi-manevi tazminatlar, çocuk için iştirak nafakası talebinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davacı-davalı kadın vekili, zina sebebiyle boşanma davasının reddi, maddi-manevi tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının miktarı ve yıllık artırım oranı belirlenmesi yönünden katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin belirlenen ve gerçekleşen kusurlu eylemleri nedeniyle kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin davasının reddi doğru olup erkeğin bu yönden istinaf taleplerinin reddine, davacı-davalı kadının zina nedeniyle boşanma talebinin reddi ve lehine hükmedilen tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, toplanan delillerden zina eylemi sabit olup zinaya dayalı davanın kabulü gerekir ise de kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden zina nedeni ile açılan boşanma davasının konusuz kaldığı, yine tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kararın ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kadının konusuz kalan zina nedeniyle boşanma talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tazminatların az olduğundan bahisle kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat verilmesine şeklinde yeniden hüküm tesis ederek, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise karardan isabetsizlik bulunmadığından esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; zinanın kabulü, kusur belirlemesi, kendi davasının reddi, kadın lehine hükmedilen maddi-manevi tazminatlar, çocuk için iştirak nafakası talebinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulünü gerektirecek kusurun varlığı, zinanın gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe yüklenen kusurların sabit olup olmadığı, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilip hükmedilemeyeceği ve tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanılmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 161 inci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.