Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8410 E. 2023/6139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen bir taşınmaza davacı eşin katkı payı alacağı talebinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı eşin düğünde takılan altınların kooperatif ödemelerine katkı olarak kullanıldığı iddiasının, mahkemece sunulan düğün fotoğraf ve video kayıtları incelenmeden ve tanık beyanları yeterince değerlendirilmeden reddedilmesinin eksik araştırma ve incelemeye sebebiyet verdiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/170 E., 2022/1489 K.

...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/601 E., 2020/579 K.

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına 3991 ada 2 nolu bağımsız bölümün kooperatif yoluyla edinildiğini, ödemelerin evlilik birliği içinde yapıldığını, tarafların evliliğinin ilk yıllarında davalının uzun süre işsiz kaldığını, müvekkilinin ailesinin verdiği harçlıklarla geçinmeye çalıştıklarını, müvekkilinin düğünde takılan takılarını (1 adet 22 ayar altın set, 5 adet 22 ayar bilezik, 2 adet 22 ayar bileklik) evin borçlarının ödenmesi için davalıya verdiğini, müvekkilinin yıllarca ev yemekleri (mantı, içli köfte, yüksük çorbası v.b.) yapıp satarak para kazandığını ve aile bütçesine katkısının olduğunu; müvekkilinin miras kalan taşınmazın satışından elde edilen 20.000,00 TL'yi taşınmazın iyileştirilmesine, ev eşyalarının yenilenmesine ve kızının eğitimine harcadığını, müvekkilinin uzun süredir de özel bir okulun öğrenci işlerinde çalıştığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi tarafından yapılacak hesaplamaya göre tamamlanmak üzere; 3991 parsel 2 nolu bağımsız bölümün kooperatif aidat ve taksit ödemelerine müvekkilinin altınlarını satarak katkıda bulunduğundan şimdilik 5.000,00 TL, müvekkilinin aileden kalan miras taşınmazlarını satarak ev eşyalarının yenilenmesi ve ortak çocuğun eğitimi için harcanmak üzere davalı eşe katkıda bulunduğundan şimdilik 5.000,00 TL alacağın tasfiye tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalının araç satışına ilişkin iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin ortak çocuk doğduktan sonra bir dönem toptancıda çalıştığını, daha sonra da evden çalışarak aile ekonomisine katkısının olduğunu, davalının işsiz kaldığı dönemde borçlarının nasıl ödediğini ispatlaması gerektiğini, davalının iddia ettiği 35 adet çeyrek altının ortak çocuğunun doğumunda takılan altınlar olduğunu ve çalındığının doğru olduğunu, müvekkilinin miras kalan parayı taşınmazın iyileştirilmesi ve ortak çocuğun giderleri için kullandığını ileri sürmüştür.

3. Davacı kadın vekili 17.03.2020 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin miras kalan para ile taşınmazın mutfak dolaplarının yenilendiğini, badana boyasının yapıldığını, zemin derzlerinin yenilenerek iyileştirildiğini; kooperatif ödemelerine de düğünde takılan altınları ve ev yemekleri yaparak katkısının olduğunu açıklamıştır.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının evliliğin son iki yılı hariç çalışmadığını, taşınmazın evlilik birliğinden önce ödemeleri 1987 yılında başlayan kooperatif yoluyla edinildiğini, taşınmazın 1993 yılında tamamlanarak teslim edildiğini, ancak müvekkilinin 1995 yılında ... plakalı aracını satarak tüm borçlarını kapattığını, davacının taşınmazın edinilmesine katkısının olmadığını, davacıya düğünde dava dilekçesinde belirtilen sayıda altın takılmadığını, düğünde yarım ve çeyrek altın olarak toplam 35 çeyrek altın ve müvekkilinin ablasının taktığı künyenin davacıya verildiğini, daha sonra davacının altınlarının çalındığını söylediğini, davacının miras kalan parayı ortak çocuğun eğitim masraflarına vakfedildiğini, ancak davacının özel ihtiyaçlarına harcadığını, davacının işe girmeden önce belli günlerde sipariş üzerine ev yemekleri yaptığını, masrafın müvekkili tarafından karşılanıp davacının el harçlığı elde ettiğini ileri sürerek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkek vekili ikinci cevap dilekçesinde; müvekkilinin evliliğin ilk yıllarında Bolu'nun küçük bir ilçesine öğretmen olarak atandığını, hamile olan eşini oraya götürmemek için müvekkilinin Mersin'e atanabilmesi için davacının toptancıda sigorta kaydının başlatıldığını, gerçekte davacının hiç çalışmadığını, sigorta primlerinin müvekkili tarafından ödediğini, davacının diğer iddialarının da asılsız olduğunu ileri dürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, davalının kişisel malı olduğu, taşınmazın kooparatif yolu ile edinildiği, tapuların kooperatif üyelerine 18.01.1996 tarihinde teslim edildiği, kooperatif kuruluş tarihinin 09.12.1986, kooparatife üyelik tarihinin 07.07.1987, evlilik tarihinin 19.01.1991, tapu tescil tarihinin 18.01.1996 olduğu, davacının kooparatife aidat ve taksit ödemelerine katkıda bulunduğunu ve taşınmazın iyileştirilmesine ilişkin katkısını ispat edemediği, dinlenen davacı tanık beyanlarının bir kısmının taşınmazın alımında ve iyileştirilmesinde davacının katkısı olduğunu kabule elverişli olmadığı, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak, somutlaştırılmamış beyanlar olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tanık ifadeleri ile düğünde takılan ziynet eşyası ve yaptığı ev yemeği işiyle elde ettiği gelir ile katkıda bulunulduğunun ispat edildiğini, fotoğraf ve video kaydı delilinin incelenmediğini, davalının araç satışı ile kooperatife ödeme yapıldığını ispatlayamadığını; müvekkilinin süreklilik arz eden, süreklilik arz etmese bile varlığı ispat edilen ev yemeği işi çalışmasının katkı olarak kabul edilmesi gerektiğini; müvekkilinin miras malından gelen para ile taşınmazın iyileştirilmesine katkısının bulunduğunun da tanık beyanlarıyla ispat edildiğini belirterek; istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tanık ifadeleri ile düğünde takılan ziynet eşyası ile taşınmazın edinimine sabit (toplu) katkıda bulunulduğunun ispat edildiğini, fotoğraf ve video kaydı delilinin incelenmediğini, davalının araç satışı ile kooperatife ödeme yapıldığını ispatlayamadığını; müvekkilinin süreklilik arz eden, süreklilik arz etmese bile varlığı ispat edilen ev yemeği işi çalışmasının katkı olarak kabul edilmesi gerektiğini; müvekkilinin miras malından gelen para ile taşınmaızn iyileştirilmesine katkısının bulunduğunun da tanık beyanlarıyla ispat edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ispat yükü, katkının ispatı, delillerin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri. 646 ncı maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 227 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (743 sayılı Kanun md. 170). 743 sayılı Kanun'da mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5 inci maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (818 sayılı Kanun md. 544, 6098 sayılı Kanun md. 646).

4. Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (743 sayılı Kanun md. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (743 sayılı Kanun md. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.

5. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala, düzenli gelir dışındaki diğer malvarlığı (ziynet, miras, bağış vs gibi) ile toplu katkıda bulunulduğu iddia edildiğinde; katkıda kullanılan malvarlığı değerinin, tasfiyeye konu malın satın alma tarihindeki bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanarak, bulunan bu katkı oranının, tasfiyeye konu malın dava tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, davacı eşin katkı payı alacak miktarı belirlenir.

6. Bu açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, öncelikle katkıda kullanılan malvarlığının (ziynet, miras, bağış vs) katkı tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem satın alma bedeli hem de dava tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir.

7. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için, gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.

8. Somut olaya gelince; eşler, 19.01.1991 tarihinde evlenmiş, 24.08.2016 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 04.03.2019 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (4721 sayılı Kanun md. 225/2). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı Kanun md. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun md. 10, 4721 sayılı Kanun md. 202/1). Tasfiyeye konu 3991 parsel 2 nolu bağımsız bölüm 18.01.1996 tarihinde diğer tahsisler nedeniyle davalı eş adına tescil edildiği, davalının kooperatife 07.07.1987 tarihinde üye olduğu anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (5721 sayılı Kanun md. 179).

9. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Mahkemece, tasfiyeye konu taşınmaza davacının katkısı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamı itibariyle yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Şöyle ki, davacının adet ve cinsi dava dilekçesinde belirtilen düğünde takılan takıları ile kooperatif ödemelerine katkıda bulunduğunu iddia ettiği, davalının altınların miktarını ve kullanıldığının kabul etmediği, davacının delil olarak sunduğu düğün fotoğraf ve görüntülerine yönelik bir inceleme yapılmadığı, davacı tanığının davacıya düğünde takılan altınların toplu olarak satılarak kooperatif borcunun ödendiğini beyan ettiği, davalının öğretmen olarak atanmadan önce bir dönem işsiz kaldığı da anlaşılmakla; kooperatif ödemelerine davacının düğünde takılan takılarının bozdurulması suretiyle katkısının olduğunun kabulü gerekir. O halde, Mahkeme, davacının ziynetlere yönelik sunduğu delilleri incelenerek düğünde takılan takıların adet ve cinsi ile değeri belirlenerek, yukarıda açıklanan hesaplama yöntemine göre katkı payı alacağının hesaplanması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının katkı payı alacağı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının katkı payı alacağı yönünden BOZULMASINA,

3. Davacı kadın vekilinin bozmanın kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...