"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2364 E., 2022/803 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/781 E., 2020/41 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına ve fer'îlerine, asıl davanın aynı Kanunu'nun 162 ... maddesi hükmü yönünden reddine, birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması ... erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden ... ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekilleri Av. ... ile Av. ... Elçi geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, evlilikten maddî menfaat beklentisi içinde olduğunu, kadının, ailesinin taraflar arasındaki evlilik birliğinin kurulması amacıyla para talep ettiklerini, erkeğin önceki evliliğinden olan çocukları ile görüşmesini istemediğini ve çocuklara kötü davrandığını, erkeğin ailesini ve önceki evliliğinden olan çocukları istemediğini, müsrif olduğunu, ilgisiz olduğunu, birlikte yaşamaktan kaçındığını, hastalığı ile ilgilenmediğini, psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, 2016 yılı Eylül ayında ortak hayatı sona erdirdiğini, ortak konutunu terk ettiğini, iftira attığını, kadının kardeşlerinin erkeği birden fazla kez tehdit ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadının bu duruma sessiz kaldığı gibi kardeşlerini bu duruma azmettirdiği gibi iştirak da ettiğini, kadının ailesinin erkeğe hakaret ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarının da kadının ailesi tarafından tehdit edildiğini, karşı davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların öncelikle 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmü uyarınca, kabul edilmemesi durumunda ise aynı kanunun 166 ncı ve 162 nci maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, birleşen davanın yargılamayı uzatmak maksadıyla açıldığını, birleşen davada dayanılan vakaların karşı davada dayanıldığı ve bu hususta delillerin de toplandığı iddia edilerek davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, hakaret ettiğini, aşağıladığını, cinsel ve duygusal şiddet, kadının, evlenmeden önce çocuk istediğini ve erkeğin de kadının bu isteğini kabul etmesine rağmen evlilik birliği kurulduktan sonra sıcak bakmadığını, hatta erkeğin yatağını ayırdığını, kadının, annelik duygusunu yaşamasına engel olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, sosyal ortamlarda yalnız bıraktığını, iftira attığını, çalışmasına izin vermediğini, ortak konutu kadına haber vermeden taşığını, üçüncü kişilere borç verdiğini, at yarışı, sanal kumar oynadığını, imzasını taklit etmek suretiyle kredi çekmeye çalıştığını, abonelikleri kadına haber vermeden aktardığını, ilgisiz olduğunu, çalışmasına izin vermediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 20.000,00 TL tedbir nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 20.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 1.000.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında karşılıklı boşanma davalarının derdest olduğunu, bu davaların yargılaması sırasında yeni deliller elde edildiğini ve bu delillerin kadın açısında boşanma sebebi teşkil ettiğini, her üç davanın da birlikte görülmesi gerektiğini, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadını sürekli olarak aşağıladığını, kadına hakaret ettiğini, yatağını ayırdığını, cinsel şiddet uyguladığını, kadının çocuk sahibi olma hakkını elinden aldığını, psikolojik, sosyal ve duygusal şiddet uyguladığını, birden fazla kez maddî anlamda ... sarsıcı davranışta bulunduğunu, kadının imzasını taklit ederek sahte belge düzenlediğini, bu konu ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, ortak konuta dair kira sözleşmesini kadının bilgisi dışında sona erdirdiğini, ortak konuttan taşındığını, kumar oynadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, üçüncü kişilere yüklü miktarda borç para verdiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 162 nci ve 166 ncı maddeleri hükmü uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 100.000,00 TL tedbir nafakası, 100.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl enflasyon oranları ve TÜFE-ÜFE artışları dikkate alınarak arttırılmasına, 10.000.000,00 TL maddî tazminat, 10.000.000,00 TL manevî tazminat, tazminatlara ve yoksulluk nafakasına yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, maddî anlamda ... sarsıcı davranışta bulunduğu, kadına hakaret ettiği, yatağını ayırdığı, kadının ise erkeğin önceki evliliğinden olan çocukları ile görüşmek istemediği, ortak konuta kabul etmediği, abisinin erkeğe uyguladığı fiziksel şiddet eylemine dahil olduğu, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kadının, erkeğin davasının kabul edilmesine karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek tarafından asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi gereğince boşanma talep edilmişse de asıl dava dilekçesinde dayanılan eylemlerin niteliği gereği hayata kast unsurunun oluşmadığı gibi bizzat kadın tarafından da gerçekleştirilmediği ve boşanmaya sebebiyet verdiği kabul edilen olayların da aynı kanunun 162 nci maddesi şartlarını oluşturmadığı gerekçesiyle erkeğin hayata kast, pek kötü veya ... kırıcı davranış hukuki sebebiyle açtığı davanın reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, evlilikte geçen süre dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 400.000,00 TL maddî tazminata, 300.000,00 TL manevî tazminata, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak manevî tazminat talebinin reddine, kadının, üzerine kayıtlı taşınmazlarının ve aracının olduğu, evlendikten sonra da hayat standartlarını aynı şekilde devam ettirdiğini beyan ettiği, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarından tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına tedbir nafakasına, tedbir nafakasının istenebilir hale geldiği karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise kadının, birleşen dava dilekçesinde dayandığı maddî vakalara, karşı dava dilekçesinde de dayandığı, karşı dava ve birleşen davanın taraflarının, dayanılan vakaların ve konusunun aynı olduğu, derdestlik şartlarının oluştuğu gerekçesiyle birleşen davanın usulden reddine ve kadının, 2016/781 E. sayılı dosyada dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayandığı, karşı dava konusu edilmeyen ve karşı dava tarihinden önce meydana gelen ve bilgi sahibi olduğu vakalara dayanarak yeni bir dava açamayacağına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, delillerin hatalı değerlendirildiği, her ne kadar erkeğe odasını ayırdığı vakası kusur olarak yüklenmişse de bu olayın evliliğin 10 uncu ayında meydana geldiği ve kadının zımnen kabulünün söz konusu olduğu ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, kadın tanıklarının beyanlarının yanlı ve soyut olduğu, kadının tanığı olan Heja ile erkek arasında husumet olduğu ve beyanının hükme esas alınamayacağı, ipotek belgesindeki imzanın erkeğe ait olmadığı, savcılık dosyasında bu durumun tespit edildiği, bu olayın da evliliğin ilk zamanlarında olduğu ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının ortak konutu terk ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, tam kusurlu olan kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanunu'nun 162 nci madde hükmüne dayalı davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; asıl davada 4721 sayılı Kanunu'nun 162 nci maddesi hükmüne dayalı davanın reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, karşı dava dilekçesinde dayanılmayan vakalara birleşen dava dilekçesinde dayanıldığı ve birleşen davanın esasına girilerek inceleme yapılması gerektiği, iki ayrı dava olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, erkeğin davasının reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince delillerin toplanmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakası miktarlarının az olduğu, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, erkeğin davasının kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına hakaretler ettiği, kadını azarladığı ve küçümsediği, soğuk ve ilgisiz davrandığı, kadının çocuk sahibi olmak istediği ancak erkeğin istemediği, yatak odasını ayırdığı, kadının imzasını taklit etmek suretiyle ipotek işlemine rıza gösterdiğine dair belgeyi imzalayarak bankaya sunduğu, her ne kadar ilgili belge kullanılmamışsa da erkeğin bu davranışının ... sarsıcı nitelikte olduğu, kadının çalışmasını istemediği, kadının ise erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarının ortak konuta gelmesini istemediği, ortak konuta geldiklerinde yanlarına gelmediği, erkeğin kız kardeşine soğuk davrandığı, birlikte yaşamaktan kaçındığı, kadının abisinin erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı ve kadının ortam hazırlamak suretiyle bu olaya müdahil olduğu, boşanma niyeti ile ortak konutu terk ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından vaka belirlemesinin hatalı yapıldığı ve karar gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesi gerektiği, asıl davanın ve karşı davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, asıl davada erkeğin hayata kast, pek kötü veya ... kırıcı muamele hukuki sebebine dayalı davasının şartları oluşmadığından reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının birleşen davasının reddine karar verilmişse de; derdestlik için her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerektiği, kadın tarafından birleşen dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddelerine dayanıldığı, karşı davadan farklı olarak aynı Kanunu'nun 162 nci maddesi hükmü gereğince de boşanma talep edildiği ve bu yönden derdestliğin söz konusu olmadığı, İlk Derece Mahkemesince tüm deliller birlikte değerlendirilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, derdest davanın mevcut olduğu gerekçesiyle birleşen davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğu ve birleşen davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi yönünden derdestlik nedeniyle usulden reddine, hayata kast, pek kötü veya ... kırıcı muamele hukuki sebebi yönünden ise açılan davanın şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının ve miktarının isabetli olduğu, kadının, çalışmadığı, gelirinin olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına takdire edilen tazminat miktarlarının, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığından az olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin kusur tespitine yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, davalı-davacı kadın vekilinin birleşen davanın usulden reddi, tazminatların miktarları, yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına, birleşen davanın, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle usulden reddine, hayata kast, pek kötü veya ... kırıcı muamele hukuki sebebiyle açılan davanın ispatlanamadığından reddine, kadın yararına 12.500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 800.000,00 TL maddî tazminat, 600.000,00 TL manevî tazminata, taraf vekillerinin sair yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe yüklenen vakaların bir kısmının evlilik birliği başında olduğu ve kadın tarafından affedildiği, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, birleşen davada 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmü yönünden açılan davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın tanığı Heja ile aralarında ceza dosyası olduğu ve beyanının hükme esas alınamayacağı belirtilerek; asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmüne dayalı açılan davanın reddi, kadının davasının kabulü, birleşen davada aynı kanunun 162 ... maddesi hükmü yönünden verilen karar, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, birleşen dava dilekçesinde karşı davada dayanılmayan vakalara dayanıldığı, derdestliğin söz konusu olmadığı, birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların bir kısmının yargılama sırasında öğrenildiği ve boşanma sebebi yapıldığı, erkeğin, borç para verdiği, at yarışı, bahis ve borsa oynayarak devamlı surette yüklü miktarda para aktarımları yaptığı, dosyaya gelen banka kayıtlarından anlaşıldığı, birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu, delillerin eksik toplandığı belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların karşılıklı evlilik birlikteliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarının kabulü, erkeğin hayata kast, pek kötü veya ... kırıcı muamele hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi ile kadının birleşen davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın tanığı Heja'nın beyanına itibar edilip edilmeyeceği, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ... maddesi, 51 ... maddesi
3.Değerlendirme
1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle ... erkek ile aralarında husumet olduğu iddia edilen tanık Heja'nın beyanı dışında da diğer delillerle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkek eşin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı- davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi ... görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Evin'e iadesine,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Mustafa'dan alınarak Evin'e verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.